Genel olarak toplumda şiddeti, özelde kadına yönelik şiddeti, daha özelde de kadın cinayetlerini sıfırlamak mümkün olmasa da miktar olarak azaltmak mümkün. Yalnız bu azalma enflasyonun veya işsizliğin azalabilmesi gibi gerçek bir dizi yapısal tedbirin uzun süreli alınabildiği zaman mümkün. Şiddete karşı sosyal medya söylemleri az miktarda etkili. Daha etkili ve uzun süreli siyasetlere ihtiyacımız var.
Kadın cinayetlerini azaltabilmenin yollarından bir tanesi de “tehlikelilik düzeyini değerlendirebilme becerisini” toplumsal düzeyde yaygınlaştırmaktır. Yapısı itibariyle şiddete eğilimli olmayan, eşlerin karşılıklı birbirini itip kalktığı sırada itme davranışı gösteren bir erkekle; yapısı şiddete eğilimli, şiddeti bir siyaset olarak kullanan erkeğin şiddet riski oldukça farklıdır. Nasıl doğal afet risklerinde uyarı durumları ve alınacak tedbirler derecelendirilerek farklı hale getirilirse, eşlerin (daha çok erkeğin) şiddet potansiyeli de ayırt edilerek farklı önlemler alınmalıdır.
Tehlikelilik değerlendirme ölçekleri
Yurt dışında eşin tehlikelilik değerlendirilmesinde kullanılan iki ölçek var. Bunlardan birisi Jacquelyn C Campbell’in “Danger Assesment” (Tehlike Değerlendirme) adlı ölçeğidir. Diğeri de “the British Columbia Institute on Family Violence” tarafından geliştirilen ve SARA kısaltmasıyla kullanılan “Spousal Assault Risc Assesment” ölçeğidir. SARA’yı Türkçe’ye “Eş Saldırganlık Riski Değerlendirilmesi” olarak çevirebiliriz. Bildiğim kadarıyla Türkiye’ye bu iki ölçek çevrilmemiştir. Veya gündelik kullanımda bu türden bir ölçek bulunmamaktadır.
Campbell’in tehlike değerlendirme ölçeği
Campbell’in ölçeği değerlendirme yapılan kişinin profili ortaya konularak tehlikelilik düzeyi anlaşılmaya çalışılır. Ölçekte iki ayrı bölüm bulunur. Birinci bölümde beş maddede, değerlendirme yapılan kişinin bir yıl içinde nasıl bir şiddet türü gösterdiğine bakılır. İtme ve tokat atma, iz bırakıcı dövme, kemik kırma, kafa yaralanması, silah kullanma tehdidi ve silah kullanma /silahla yaralanma gibi hafiften ağıra şiddet öyküsü hesaba katılır. İkinci bölümde 20 tane şiddet sorusuna evet veya hayır cevabı verilmesi istenir. Bu sorularda kişinin şiddet uygulama geçmişi, silahı olup olmaması, tehdit edip etmediği, suç kaydı, çalışıp çalışmadığı, alkol ve madde kullanım problemi olup olmadığı, kişinin intihar girişiminde bulunup bulunmadığı, takip edip etmediği ve o kişinin size zarar verme olasılığı ile ilgili tahmininiz vardır.
Eş saldırganlık riski değerlendirme ölçeği
SARA kişinin genel suç öyküsünü değerlendirerek başlar. İkinci olarak kişinin psikososyal profilini çıkarmaya çalışır. Bu profilde; ilişki problemlerinin olup olmadığı, işle ilgili problemlerin olup olmadığı, kişinin kendisinin bir suç mağduru olup olmadığı, halen madde bağımlılığı olup olmadığı, kişinin intihar veya adam öldürme düşüncelerinin olup olmadığı, kişin halen psikotik bir hastalığının olup olmadığı, kişilik bozukluğunun olup olmadığı değerlendirilir. Üçüncü kısımda ise kişinin eşe karşı saldırganlık öyküsü değerlendirir. Eşe karşı saldırganlık öyküsünde; daha önce fiziksel saldırıları olup olmadığı, kıskançlığının olup olmadığı, daha önce eşe silah kullanıp kullanmadığı, hukuki sınırlamalara uyup uymadığı değerlendirilir. Ölçeğin son bölümlerinde ise şu an için tehdit olup olmadığına bakılarak toplam risk değerlendirilmesi yapılır.
Sonuç olarak, Türkiye’nin eşler (veya eski eşler) arası ölümcül şiddeti azaltmak için yapması gereken şeylerden biri de hem adli sistemde çalışanların hem sosyal hizmetler alanında çalışanların hem de geniş kitlelerin, özellikle de şiddet riski altında olanların tehlikelilik değerlendirmesi yapabilme becerisi kazanmasıdır.