MHP Genel Başkanı Bahçeli, Salı günü partisinin Grup Toplantısında, İzmir HDP il binasındaki cinayetle ilgili iki önemli noktanın altını çizdi.
1. Katilin bozkurt işareti yapan ve silah tutan halini resmeden fotoğrafları, sanki bir yerlerde hazırda bekletiliyormuş gibi anında servis edildi. Bu cinayet, HDP'yi masumlaştırıp, Cumhur İttifakı ve Türk devletini suçlamak üzerine bina edildi.
2. HDP'nin kapatılmasının yargı süreci başlamışken, bu hunhar saldırı elbette şiddetli bir provokasyon, alçak bir komplo olarak değerlendirilmelidir. Ve İzmir HDP il binasına yapılan saldırı da süreci başka bir noktaya taşımıştır.
Bu yeni süreç nedir?
HDP Eş Genel Başkanları ne diyor?
Pervin Buldan: "Büyük bir katliamı gerçekleştirmek üzere bir katil yollandı. Bunun sorumlusu elbette başta AKP ve onun küçük ortağı MHP'dir. Demokrasi ve muhalefet çevreleri bu mücadeleyi sadece HDP'ye bırakırsa, bu, kaos planı sahiplerini sevindirir. Buradan çağrı yapıyorum; Meclis'te bulunan ve bulunmayan bütün siyasi parti başkanları en kısa zamanda bir araya gelelim."
Mithat Sancar: "İzmir İl Örgütümüze canice saldırı yapılmışken, Anayasa Mahkemesi'nin iddianameyi kabul etmiş olmasını hukukla açıklamak mümkün değildir. AYM, en azından İzmir İl Binamıza yapılan saldırıyı da dikkate almalıydı. Kürt halkı, Türkiye'deki bütün demokrasi güçlerini de yanına alarak bu davayı boşa çıkaracaktır. Türkiye demokrasi güçlerine ve dünya demokrasi kamuoyuna görev düşmektedir."
İzmir'deki provokasyon ile başlatılan yeni süreci şöyle okuyabiliriz:
37 yıldır ilk defa PKK, içerde ve dışarıda ağır kayıplar veriyor. Terör örgütünde ve yönetiminde büyük panik ve moral bozukluğu var. 15 Temmuz'dan sonra FETÖ desteği de alamadıkları için bitip tükenmek üzereler...
Yine HDP, muhalefet partileri tarafından da sıkıntıya sokuldu. CHP bile HDP ile ittifak içinde görünmek istemiyor. İYİ Parti ikide bir "PKK'nın partisi" vurgusu yapıyor. HDP, hırpalandıkça hırpalanıyor, dışlandıkça dışlanıyor... HDP bir proje partisi olmasaydı, bu onursuzluğa tahammül edemezdi.
Bu köşeye sıkışmışlık için HDP'nin bir yarma harekâtına acil ihtiyacı vardı.
İzmir'deki provokasyon, bu açıdan çok işlerine yaradı.
Bu arada "dünya demokrasi kamuoyu" diyerek hazırda bekleyen ABD ve AB'yi devreye sokmak... Türkiye'yi dışarıya jurnalleyerek "tek adam, otoriterlik..." algısı için topyekun saldırı yürütmek.
En tehlikeli ise "Kürt halkı"nı kışkırtmak. HDP'nin, Kürtlerin tek temsilcisi olduğu algısı ile "HDP değil Kürt halkı hedefte" fitnesine odun taşımak.
Yeni sürecin Batı merkezlerindeki asıl hedefi iç savaş çıkartmaktır.
HDP'nin, bölücü terör örgütü PKK'nın ve ihanet şebekesi FETÖ'nün, bundan sonraki görevi budur.
Emperyalistlerin, 15 Temmuz'dan sonraki tehlikeli oyunu budur.
Bu oyuna; demokrasiye, özgürlüklere sahip çıkıyor gibi yapıp alet olanlar ihanetin batağına sürükleniyorlar.
Sözümüz; Akşener'e, Karamollaoğlu'na, Davutoğlu'na ve Babacan'adır.
Kılıçdaroğlu'na seslenmek artık fayda etmiyor. Bir proje sonucu CHP'nin başına geçirildiği için aynı projenin eseri olan HDP'ye sahip çıkmak zorunda...