Geçtiğimiz haftaki yazımda okudunuz. İsveç Devlet televizyonu, Cumhurbaşkanı’mızla ilgili bir program için benimle ve memleketi Rize’nin Güneysu ilçesindeki yakınlarıyla mülakat yapmış ve skandal bir şekilde yayına farklı bir kapsam yansımıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Filipinler ve Hindistan liderlerini aynı çerçevede göstermek gibi absürd bir çerçeve çıkmıştı ortaya. Elbette ki, bu formata bakınca ilk akla gelen niyet açıkça, olası küresel operasyonların hedefindeki liderlerden bir kolaj çalışması yapmaktı.
Tepkimi ilk olarak İsveç TV ekibinde mihmandarlık yapan ve kuru muhalefet etmek dışında siyasete herhangi bir katkısı olmadığı aşikar olan Tuğba Tekerek’e gösterdim. Birkaç gün sonra röportajı gerçekleştiren İsveçli gazeteci Bengt Norborg’dan bir e-mail aldım. Daha uzun süreli bir mülakatımı yayınladıklarını yazıyordu. İlkine tamamen zıt, olumlu bir içerikle yayınlanmıştı. Kendisiyle gerçekleştirdiğimiz telefon görüşmesinde de, “Filipinler ve Hindistan” örnekleriyle yan yana yayınlama fikrini benimle paylaşmadıkları için özür diledi. Anlattıklarımı dikkatle dinledi. İsveç’te yaşayan Türk vatandaşlarının daha önceki yayına verdikleri tepki ile benim itirazım birleşmiş ve sonuçta ortaya İsveç televizyonunun ikinci yayını çıkmıştı.
İsveç’teki Türk vatandaşlarından gelen mesajlarda, İsveç televizyonundaki birer hafta arayla gerçekleşen bu iki taban tabana yayına duyulan şaşkınlık ve mutluluk vardı. Ne diyelim, yanlış hesap Stockholm’den dönmüş oldu.
Rusya büyükelçisini uğurlarken
Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’a yönelik suikast, en az 15 Temmuz kadar ağır bir saldırıdır Türkiye’ye. 15 Temmuz gecesi FETÖ’yü taşeron olarak kullanan güçler, Türkiye’yi işgale sürükleyecek bir darbe yapmaya çalışırken, Rusya büyükelçisine tetiği çektiren eller, Türkiye’yi savaşa sürüklemek istediler. Neyse ki, mızrak yine çuvala sığmadı.
Karlov’un Esenboğa Havalimanı’ndaki uğurlama törenine Cumhurbaşkanlığı Uluslararası ilişkiler Başkan’ı Ayşe Sözen ile gittik. Genel Sekreter Yardımcıları Metin Kıratlı ve Nadir Alpaslan da hazırdı. Ankara’daki yabancı misyon şefleri, Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, herkes üzgündü.
Büyükelçinin eşinin bulunduğu salona Ayşe Sözen ile girdik. Cumhurbaşkanı’mızın başsağlığı dileklerini ilettik. Olayın sorumlularının en kısa zamanda açığa çıkarılacağını söylerken, elimi avuçlarının içine aldı ve “Biliyorum” dedi. Törenin ardından protokole döndü, eğilerek selam verdi ve uçağa doğru yürüdü.
Havalimanı kontrol kulesi aracılığıyla bakana ulaşıldı
Moskova’daki karşılama töreninde Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu da vardı. İran, Türkiye ve Rusya arasındaki Suriye görüşmeleri için, Dışişleri Müsteşarı Ümit Yalçın ile birlikte uçakta Moskova’ya doğru hareket halinde oldukları sırada suikast gerçekleşmişti. Bakanlıkta anında Dışişleri Bakanlığı’nda Müsteşar Vekili Ahmet Muhtar Gün başkanlığında bir kriz masası kuruldu. Havalimanı kontrol kulesi aracılığıyla Çavuşoğlu’nun uçağının pilotuyla irtibat kuruldu ve bakana olay anlatıldı.
Havada bu diplomatik girişimler sürerken, İstanbul’da bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan da harekete geçmişti.
Ankara-Moskova hattı, provokasyona gelmemiş, oyunları boşa çıkarmıştı.