Geçen yazımda uygunsuz ve imkânsız bir aşkın içine düşüp, bu halden kurtulmak isteyenler için dokuz öneride bulunup, bunlardan dört tanesini açıklamıştım. Bugün kalan beş öneriyi açıklayacağım. Bu dokuz öneri şu şekildeydi: Aşkı bitirme kararı almak, Güvercin Gerdanlığı kitabını okumak, âşık olunan kişiden fiziksel olarak uzaklaşmak, aşkın bitiminin bir süreç olduğunu bilmek, yaşadığınız aşkla ilgili zihinsel bir hikâye yazabilmek, âşık olunan kişi ve yaşantılarla ilgili zihinsel uğraşıları bir kenara bırakmak, işine dönüp mesleki uğraşılara dalmak, fiziksel aktivitelerde bulunmak ve ayrılma birleşme paterninden uzak durmak.
5- Yaşadığınız aşkla ilgili zihinsel bir hikâye yazabilmek:
Yaşadığımız şeyleri çerçeveleme biçimimiz, hikâyeye dönüştürme şeklimiz, duygu ve davranışlarımızı etkiler. Yaşadığımız şeyden yıkıcı bir hikâye yazmak yerine, içinden çıkışı olan olumlu bir hikâye yazmak olup bitenle baş etmemizi kolaylaştırabilir. Örneğin, “aşk hali geldi beni buldu. Bana ve sevdiklerime acı içeren yoğun duygular yaşattı. Hayatın anlamına uygun yaşamak aşktan büyük bir şey. Kimsenin onurunu kırmadan bu halden çıkmam gerek” denilebilir.
6- Âşık olunan kişi ve yaşantılarla ilgili zihinsel uğraşıları bir kenara bırakmak:
İnsan zihni yoğun duygular yaşadığı meseleyi tekrar tekrar ele alma eğilimindedir. Olağanüstü ama çözülmemiş/tamamlanmamış bir mesele zihinde dönüp durar. Sanki bir bulmaca var, cevabı bulunmak istenir. Halbuki bir meseleyi üç kez düşündüğümüzde çoğu zaman dördüncüde yeni bir şey kalmaz. Aşk üzerinden bu etkisiz zihinsel uğraş içine girdiğimizde, farkına vararak, zihnin odağını başka bir meseleye çekmek gerekir.
7- İşine dönüp mesleki uğraşılara dalmak:
Zihin eş zamanlı bir meseleye odaklanma eğilimindedir. Aşk haline düştüğümüzde tüm düşünce ve duygularımız aşk üzerine yoğunlaşır. Oturup aşkla ilgili meseleleri 1001 kere düşünmek yerine, mesleki uğraşılara geri dönüp, zihin odağımızı değiştirmek işe yarayabilir.
8- Fiziksel aktivitelerde bulunmak:
Aşk hali bizi durup düşünmeye zorlar. Karşı strateji ise hareket olmalıdır. Durup düşünme eğilimine karşı, bedeni yoran faaliyetlerde bulunmak, halimizin değişimine katkıda bulunabilir. Fiziksel aktivite beyinde endorfin dediğimiz maddeyi arttırmak yoluyla da zihinsel rahatlamamıza katkı sağlar.
9- Ayrılma birleşme paterninden uzak durmak:
Çıkmaz bir aşkın içine düşüp te hallerine dermen bulamayan kişiler, bir araya gelip ayrılıp, yeniden bir araya gelip yeniden ayrılma kısırdöngüsüne düşebilirler. Bu bir araya gelip ayrılmalar onlarca kez yaşanabilir. Bu hale “Ayrılma birleşme paterni” denir. Bu hal alkol ve sigarayı tekrar tekrar bırakıp tekrar tekrar başlayan kişilerin hallerine benzer. Bitmesi gereken bir aşk ilişkisinde ayrılma birleşme paterni içine düşmek her zaman hem kişilere hem çevrelerine acı ve rezaletler üretir.
Sonuç olarak; aşk, uygun zamanda, doğru kişiye ve karşılıklı olduğunda başımıza gelebilecek en güzel şey. Bu tür bir aşk insana hayır getirir, mutlu mesut eder, psikolojik olarak kişiyi büyütür. Ama aşk uygun olmayan bir kişiye veya kavuşmanın imkânsız/maliyetli olduğu bir şekilde gelirse, kişiye büyük acılar, derin çıkmazlar hatta gündelik hayatta rezaletler getirebilir. Bu ikinci durumda aşk adına “varoluş yolculuğunu” kurban etmemek gerek.