Meclis’te akıl almaz bir manzaraya uyandık dün.. AK Partili ve HDP’li vekiller birbirine girdi.. Ne oldu, neden oldu diye sorduğunuzda HDP’liler, ‘söze karşı linç girişimine uğradık’ diyorlar.. Bütün bu kavganın gürültünün fitilini ateşleyen HDP’li Mahmut Toğrul’un, Zeytin Dalı harekatıyla bölgenin demografisinin hedef alındığı, mültecilerden bir kısmının Afrin’e taşınması gibi bir plan olduğu bunun için de etnik temizlik yapıldığı yönündeki iddiası.. Türkiye’yi ‘etnik temizlik’ gibi, insanlığa karşı işlenmiş bir suçla itham edene kadar söylediği her söz bağıra çağıra tartışılır.. Hem de tam tartışılacak yeri Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir üstelik.. Ama bir saniye.. Etnik temizlik nedir yahu?.. Sizin ağzınızdan çıkanı kulağınız duyuyor mu?.. Böyle bir şey ne tarihte olmuştur ne de şimdi mümkündür.. Böyle bir ithamın Gazi Meclis’in çatısı altında dile getirilebilmiş olması büyük küstahlık.. Böyle hadiseleri duyduğumda diyorum ki; işte HDP tam da bunun için var demek ki.. Normal bir siyasi parti olsa.. Getirse Meclis’e bütün tartışma konularını soru olarak.. Sorsa muhataplarına, aydınlansa karanlıkta kalan iddialar da.. Ama özellikle batının tıpkı Suriye’de 2011’den beri devam ettirdiği gibi, ‘Gezi’ ya da başka yollarla Türkiye’ye sıçratmaya çalıştığı gibi bir etnik yahut mezhepsel savaş çıktığı algısını tahkim etmeye çalışıyor HDP.. Biraz bu topraklara ait bir siyasi parti olsaydı, bu tezgahı evvela kendisi bozardı..
Pasaport işinin neden polisten alınacağını anlamış değilim
Bürokrasiyi azaltmak adına devlet çok sıkı bir disiplin sürecine girdi.. Araç satışlarında noterin yeterli olduğu, internet üzerinden sabıka kaydı veya diğer belgelere çok kolay ulaşıldığı gibi pek çok düzenleme yapılıyor.. Şimdi bunlara bir de pasaportların polisten çıkıp nüfus idarelerine devri geliyor… Her şeyi anladım da bu pasaport devri çok da lüzumlu mu, açıkçası kafam net değil.. Bürokrasisine baktım, batıdakinden daha da ağır değil.. Yaşattığı iş yüküne baktım. Türkiye’nin en kalabalık kenti olan İstanbul’da, eğer pasaport işleri polisten alınırsa iş yükü azalacak toplam polis sayısı, rütbelileriyle birlikte 200’ü bulmuyor.. Bir de, milyonlarca pasaport dosyasının, hafızasıyla birlikte bambaşka bir kuruma devredilmesiyle ortaya bir güvenlik açığı da çıkacak mı, ona iyi bakmak lazım.. Devletin her kademesi aynı devlettir, kabul.. Ama biliyoruz ki, emniyet FETÖ temizliğini yaptı. Artık ben eminim ki, ‘şuna pasaport verilmesin’ kaydı bulunan dosyalar güvende.. Şimdi aynı istihbarat notlu dosyalar yeniden elden ele dolaşmaya başlayacak ve benim bu konuda endişelerim var..
Zeytin Dalı çelengi neden ve nasıl haçla değiştirildi?
Burası Brandenburg Kapısı.. 1700’lerin sonlarında barış anıtı olarak yapılmış. Almanya’nın İkinci Dünya Savaşı'nda yenilmesinden sonra Soğuk Savaş’ın yaşattığı bölünmenin sembolü. Sovyet kontrolündeki Doğu Almanya’yı Amerika-İngiltere ve Fransa tarafından kontrol edilen Berlin’in Batı kesiminden ayırıyordu. Duvarlar yıkılana kadar.. Brandenburg Kapısı'nın en üstünde dört atlı bir savaşçı figürü var.. Quadriga.. Tanrıların arabaları.. Antik Roma'da zaferi simgeleyen quadrigalar, dünyadaki güç dengelerinin değişmesiyle, zamanla siyasi ve dini otoritenin de simgesi haline gelmiş… İşte bu Quadriga’nın en tepesinde barışı sembolize eden bir zeytin dalı çelengi vardı aslında.. 1806 yılında Napolyon, Prusya zaferinin sembolü olarak bu heykeli Paris’e taşıdı.. Ancak bir kaç yıl sonra Mareşal Gebhard von Blücher Berlin’e geri getirdi.. Ve üzerindeki barışı sembolize eden quadriga çelengi demir haç ile değiştirildi.. Şimdi altında romantizmin yaşandığı bu kapının en tepesinde barış sembolü gibi duran masum heykel elinde ‘Demir Haç’la selamlıyor gelenleri..