Dört gün sonra her siyasi parti boyunun ölçüsünü alacak.
İttifaklar, İstanbul'da peş peşe gövde gösterisi yaptılar.
Millet İttifakı Maltepe'de, Cumhur İttifakı Atatürk Havaalanı Millet Bahçesi'nde.
Her iki miting de coşkuluydu. Seçmen artık safını belirlemiş, 14 Mayıs'ı bekler hale geldi. Kararsız diye de pek bir şey kalmadı.
İttifaklar yeni oy kazanmaktan ziyade kendi tabanlarını konsolide etme gayretindeler. Maltepe'de de bunu gördük, Atatürk Havaalanı Millet Bahçesi'nde de. Diğer şehirlerimizde de durum hemen hemen aynı.
Anket şirketlerinin verilerine göre, kararsızlar sonucu değiştirecek kadar fazla değiller. Bununla birlikte kuvvetliden yana eğilim gösteren kararsızların mitinglerden etkilenmemesi de mümkün görünmüyor.
Aslında Cumartesi günü yapılan Maltepe mitingi ile Pazar günü yapılan Atatürk Havaalanı Millet Bahçesi'ndeki miting 14 Mayıs'a ayna tutan mitingler oldu!
Eğer mitinglere bakarak seçimi değerlendirecek olursak, Cumhur İttifakı'nın Atatürk Havaalanı Millet Bahçesi'nde yaptığı miting belki de çeyrek yüzyılın en büyüğüydü. Eğer ölçü miting ise Cumhur İttifakı ipi birinci turda göğüsleyecek demektir.
Buna bir de yurt dışı oyları eklenirse Cumhur İttifakı adayının aradaki farkı açacağını bile söyleyebiliriz.
Çünkü bugün sona erecek yurtdışı oylamasında, Başkan Erdoğan'ın yüzde 70 civarında oy alacağı tahmin edilmektedir. Bu oranın hem cumhurbaşkanlığı seçiminde hem de milletvekili seçiminde etkisi büyük olacaktır.
Yalnız Erzurum'da vuku bulan taşlama eylemi Atatürk Havaalanı Millet Bahçesi'nde yapılan tarihi mitingi gölgede bırakacak şekilde istismar edildi.
CHP hem suçluyu hem de güçlüyü oynadı.
Erzurum'daki efelenmeler yetmedi, İstanbul Sabiha Gökçen havaalanı önünde tiyatro devam etti. Olayı tabanını konsolide etme konusunda CHP başarılı bir şekilde kullandı. Ancak bunların tamamının İmamoğlu'nu geleceğe hazırlayan adımlar olduğunu da bir kenara yazalım.
Ancak dediğim gibi hem suçlu hem güçlüyü oynadı.
Kendilerinin başlattığı olayları şehrin yöneticilerini tehdit ederek istismar ettiler.
Havuzbaşı Meydanı, Erzurum Büyükşehir Belediyesi'nin meydanıdır. Belediye meydanda yeni aldığı otobüsleri teşhir etmektedir.
Havuzbaşı Meydanı, miting alanı değildir. Mitingler için Miting Alanı vardır ve partiler mitinglerini burada yaparlar. Ayrıca 4 Mayıs'tan itibaren miting alanı gün ve saati valilik değil Seçim Kurulu tarafından tespit edilir.
CHP Miting Alanı'nı dolduramayacağını anlamış olmalı ki, mitinge müracaat etmemiş sosyal medyadan mensuplarını ısrarla Havuzbaşı'na davet etmiş. Havuzbaşı, küçük bir kaza bile olsa bir anda yüzlerce kişinin toplanacağı bir meydandır. Anlaşılan, CHP bu kalabalıktan faydalanmak istemiş.
İmamoğlu'nun konuşmasında da belirttiği gibi, burada selamlama konuşması yapma gerekçesine sığınarak miting dememeye özen göstermiştir.
CHP'nin her hangi bir tahrikine alet olmamak için, AK Parti İl Başkanlığı o gün son derece isabetli bir karar alarak tüm anons araçlarını çekmiş, büyük bir olgunluk ve hoşgörü sergilemiştir. Bu vesileyle AK Parti İl Başkanını tebrik etmek gerekir.
Olayın belediye başkanıyla da hiçbir alakası yoktur. Hatta teşhir ettiği otobüsler hakkında bize engel olunuyor iddiaları karşısında o da olgunluk göstermiş ve otobüsleri meydandan çekmiştir. Onu da takdir etmek gerekir. Çekmeyip ortamı gerebilirdi!
Durum böyleyken, CHP seçim kurulu kararlarına aykırı biçimde Havuzbaşı'nda miting tertip etmiştir.
Söylediğim gibi burası şehrin en kalabalık noktalarından biridir. Kayıtlar dikkatle incelendiğinde, CHP'liler ile bir grup arasındaki gerginlik üzerine önce CHP'lilerin karşılarındaki gruba bir şeyler fırlatmaya başladığı görülür. Bunun üzerine karşı taraf da onlara taş fırlatıyor.
Kim taş attıysa, kime attıysa yanlıştır, ayıptır, şiddetle kınamak gerekir ben de kınıyorum.
Polislerin müdahale etmediği iddia edildi. Oysa kayıtlar dikkatlice izlenirse TOMA'ların taş atan grubu su sıkarak dağıttığı görülmektedir.
CHP esnaf ziyareti bahanesiyle yasalara aykırı bir miting denemiş, taraftarlarının taşkınlığı ve karşı grubun taş atmasıyla müessif bir olay yaşanmıştır.
Olayın fotoğrafı budur.
Ama CHP yanlısı TV kanalları İmamoğlu otobüsünün içenden yaptıkları canlı yayında ülkücülerin ve HÜDAPAR'lıların saldırdığını söylemiştir ki, bu tamamen bir iddiadan ve algı gayretinden ibarettir. Erzurum'da Hüdaparlı yok da, ötekilerin de ülkücü olup olmadıkları belli değil!
İmamoğlu'nun valiyi, emniyet müdürünü ve belediye başkanını tehdit eden üstenci dili ise, elbette ki onun seviyesini gösterir. CHP'nin ve adaylarının kalibresini gösterir.
Bu itici ve tahkir edici dilini görmezden gelip, 2 buçuk saat havaalanında bekledim bana kimse gelmedi diye yakınması da ayrı bir garabet. Valiye bile hakaret ederek konuşan kişinin kimse yanına gitmez, gitmeyi düşünse bile o tavrını gördükten sonra kararından vazgeçer!
Sevgi pıtırcığı laf ile olmuyor.
Sağa sola efelenip hakaretler yağdırarak sevgi pıtırcığı olunmuyor.
Sıkılı yumrukla tokalaşılmıyor!
Konya'da valiye ve emniyet müdürüne teşekkür etmesi de Erzurum'daki ayıbını örtmez.
CHP ve yandaşları maalesef sadece kendilerinin mağduru oynadığı yerde hak, hukuk ve adaletten bahsederler.
Pekâlâ, aynı gün bir diğer cumhurbaşkanı adayı olan Sinan Oğan'ın otobüsü de Silvan'da taşlı saldırıya uğradı.
CHP'liler o saldırıyı niye kınamadılar?
Çünkü saldıranlar HDP'liydi. HDP, CHP'nin yedinci ortağı olduğu için onlara sesleri çıkmadı.
Ülkenin batısında Akşener ve Yavaş terör örgütüne parmak sallar ama Van'da İmamoğlu terör örgütünün sloganlarına kalp işareti yaparak cevap verir!
Sinan Oğan'ın otobüsünün taşlanmasına sesleri çıkmaz!
Erzurum'da CHP'lilerin karşılarındakine taş atmasını, onların da CHP'lilere taş ile cevap vermesini de, Oğan'ın otobüsüne taş atılmasını da şiddetle kınıyorum.
Erzurum benim de ata yurdum olduğu için ilgisiz kalamadım!