Geçen hafta Ortadoğu konulu iki önemli toplantı vardı. Biri 14 Şubat’ta Soçi’de yapılan Erdoğan- Ruhani- Putin zirvesiydi. Medyamız ilgiliydi.
Diğeri ise medyamızda pek ilgi görmeyen 13-14 Şubat günlerinde ABD’nin Varşova’da organize ettiği uluslararası Varşova Konferansı’ydı. Katılımın bakanlar düzeyinde olması planlanmıştı.
Genel başlık Ortadoğu Barışı ve Güvenliği şeklindeydi ama gerçekte İran nüfuzunun bölgedeki yayılmacılığını engelleme kılıfıyla Arap yönetimlerini İsrail ile buluşturma odaklı bir konferanstı.
***
ABD’nin asıl hedefi İsrail’in güvenliğiydi ve konferans İsrail’i öne çıkaracak bir şekilde düzenlenmişti.
Bunu sezen seküler Filistin yönetimi bile isyan etti ve konferansa katılmayacaklarını açıkladı.
ABD aradığını bulamamıştı.
Rusya ve Çin’in yanı sıra Fransa ve Almanya gibi önemli Avrupa ülkeleri de ilk gelen haberlere göre bu toplantıya bakanlık düzeyinde katılmayı reddetti.
Konferans İsrail’in gövde gösterisine dönüştü. Çünkü başbakan düzeyinde katılan tek ülke İsrail idi. Dolayısıyla protokolde bakanların fevkinde bir konuma sahip oldu.
Sözde İsrail karşıtı Arap ülkelerinin bakanları Netenyahu’nun yanında ve gölgesinde poz verdiler!
***
Toplantıya katılan ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, Avrupa ülkelerine İran ile 2015'te varılan nükleer anlaşmadan çekilmeleri çağrısında bulundu. Avrupalıların ABD ile işbirliği yapmadığından yakındı veAB’yi tehdit edercesine bir dil kullandı.
ABD bu konferansta başarısız olmuş beklediği desteği bulamamıştı. Hatta ev sahibi Polonya Dış İşleri Bakanı bile İran’a yaptırımlarda ABD gibi düşünmediklerini açıkladı.
Her zaman İsrail aleyhinde atıp tutan bakanlar da Netenyahu’nun yanında kuzu kuzu oturarak halklarına karşı rezil oldular.
Öyle ki gazetecilerin sorularından kaçan Suud ve Bahreyn bakanları sosyal medyada alay konusu oldular.
Netenyahu’nun ofisinden basına sızdırılan bir videoda Netenyahu’nun Arap bakanlara verdiği akşam yemeğinde Arap bakanların İsrail’e verdiği destek de deşifre oldu.
***
Varşova toplantısında Arap bakanlarla İsrail başbakanının Filistin meselesi yerine birlikte İran tehdidini konuşmuş olmaları tarihi bir gelişmedir!
Eskiden kapalı kapılar ardında gizlice görüşürlerdi şimdi iş aleniyete döküldü.
Varşova Konferansı ABD’nin başarısızlığıyla sonuçlandı ama itiraf edilmesi gereken bir başarıya da imza attı.
O başarı Arapları İsrail ile aynı masada resmen bir araya getirme başarısıdır. Bir sonraki adım Arap-İsrail barışı olursa şaşmamak gerekir!
***
İran nüfuzunu İsrail ile konuşacak kadar basiretsiz davranan Arap yönetimlerinin bölgeyi işgal eden ABD ve Rus nüfuzuna karşı süt dökmüş kedi misali sessizliklerini koruyor olmaları hazindir!
Varşova toplantısı İran nüfuzuna karşı bir başarı elde edememiştir ama Arap yönetimlerinin ABD-İsrail nüfuzuna teslimiyetini başarmış bir toplantı olarak tarihe geçecektir.
Arap halkı tuzağın farkında ve sosyal medyadan da olsa tepkisini koyuyor fakatyönetimlerin İsrail sevdası akıllarını başlarından almış durumda!
Filistin mi? Arap yönetimlerinin öyle bir meselesi yok!
Kimi Arap yönetimlerininİsrail ile işbirliğinin bir diğer anlamı daTürkiye’ye karşı İsrail’in tercih edilmesidir.
Acı ama gerçek bu!