Suriye’de başlayacak, Lübnan’a, Gazze’ye, İran’a yayılacak bir İsrail-İran çatışmasının ihtimalleri artık açıkça konuşuluyor.
ABD’ye göre, İsrail ve İran hızla açık çatışmaya yaklaşıyor. İsrail’in, İran’a karşı Suriye ve Lübnan’da saldırıya hazırlandığı öne sürülmekte. Bu saldırı, aylardır ‘İran tehlikesinden’ söz eden Trump Yönetimi ve Suudi Arabistan’dan da destek alacaktır.
ABD medyasında savaş odaklı haber ve yorumlar artmaya başladı. Bu noktada, ABD’deki İsrail lobisinin kurgulanmış bir kampanyaya başladığı, İran’ı hata yapmaya zorlamak ve propaganda etkisi için ‘savaş geliyor’ havası yaydığı söylenebilir. Tam da Trump’ın İran Nükleer Anlaşmasını feshe hazırlandığı aşamada... Ancak yorumlara BM Genel Sekreteri Guterres de katıldı ve Nükleer Anlaşmanın feshinin savaş riskini artırdığını söyledi. BM Genel Sekreterinin görevi savaşı önlemek ve çığırtkanlık yapmadan riskleri yorumlamak. Guterres Ortadoğu’da durumun tehlikeli olduğunu söylüyor.
Tehlike şu: İsrail, ön bahçesi saydığı Suriye ve Lübnan’da İran-Şii gücünün tırmanmasından rahatsız. Ve İsrail yıllardır İran’ın nükleer tesislerini, altyapısını yok etmek istiyor. Skandallara karışan, yargı-soruşturma baskısındaki Başbakan Netanyahu için bir çatışma, uygun gündem değişikliği demek. İsrail 2012’den beri Suriye’de 100’den fazla bombardıman yaptı. Şam ordusunu, İran milislerini, silah depolarını, üsleri vurdu. 29 Nisan’da ise, Hama’da İran odaklı öyle bir üs vuruldu ki, depolardaki füze ve cephanenin patlamaları bölgede ‘2 büyüklüğünde deprem’ olarak kaydedildi.
İran şimdilik bu saldırılara misilleme yapmıyor. Nükleer Anlaşma feshedilirse, İsrail’in İran Nükleer tesislerini mutlaka vurmak, Suriye’de İran varlığına ağır darbe indirmek isteyeceği öne sürülüyor. İsrail genel saldırıya geçince, Lübnan ve Gazze’yi de hedef alır. İsrail’in böyle bir saldırısına Suudi Arabistan ve ABD koşarak destek verecektir. Suriye’de zaten tek taraflı İsrail saldırısı var. Soru şu: İran bu ağır saldırılara karşılık vermeden daha ne kadar bekler ? Suriye hava sahasının hakimi olan Rusya, müttefiki İran’ın hırpalanmasına daha ne kadar izin verir ?
Ortadoğu’da uzun Mayıs
Lübnan’da Seçim: Dokuz yıldır ilk kez meclis seçimi yapan Lübnan’da soru şu: Hizbullah ne kadar güçlü bir sonuç alacak? Pazar günkü oylamanın ardından kesin sonuç bugün-yarın gelecek. Sonra da en zor kısım başlayacak: Lübnan seçim sonucu İsrail, Suudi Arabistan ve ABD’yi’ne kadar ürkütecek ?
Kısa süre önce Başbakan Hariri’yi zorla istifa ettiren Prens Salman Lübnan’da siyasi kriz çıkartarak Hizbullah’ı, dolayısıyla İran’ı hedef almayı ummuştu. Hesap çarşıya uymadı. Seçim sonrası Lübnan’da Hizbullah öne çıkacak.
Irak’ta Seçim - 12 Mayıs: Irak’ta da Deaş sonrası ilk kez meclis seçimi var. Sünni-Şii ayrımı altında İran-Suudi/ABD çekişmesi yaşanıyor. İsrail’in bile Kürt gruplar üzerinden etki arayışı var. Genelde seçim, Şii çoğunluğun hakimiyeti altında geçecek. Şii partilerin -İran’a fazla yakın oldukları- iddiaları karşısında, Başbakan El İbadi ‘Irak’ın milliyetçi lider’ portresi çizdiği öne sürülüyor. Irak’ta seçim sonucu, ‘hangi yabancı ülke kontrolünü artırdı’ diye değerlendirilecek.
Trump’ın İran Kararı -12 Mayıs: Trump’ın İran Nükleer Anlaşmasını feshini 12 Mayıs’ta açıklaması bekleniyor. Sonrası, tufan... İran’ın nükleer anlaşmalardan ve atom bombası yapmama sözü verdiği BM anlaşmasından çıkması ile ‘hedef’ olacağı söyleniyor. Rusya Çin ve Avrupa’nın taraf olduğu anlaşma ABD’ye rağmen ayakta kalabilir mi ? Karardan sonrasını görmek gerek.
ABD’nin Kudüs’e Elçilik Taşıması - 14 Mayıs: Trump’ın zorla yarattığı durum sonucu ABD, Kudüs’e elçilik taşıyacak. Bu da bir başka ağır sorun. Trump’ın bu adımını ABD devleti, bakanlıklar bile gereksiz ve tehlikeli buluyor.
Nakba - 15 Mayıs: İsrail’in kurulması ve Filistinlilerin felaketinin 70. yıldönümünde gözyaşı eksik olmayacak.
Ramazan - 16 Mayıs: Mübarek ramazan ayının başlaması, Ortadoğu için daha yüksek hassasiyet ve gerilim demek. Cumalar Kudüs, Filistin ve Gazze’de zor olacak.
İran’ın Tercihleri
Trump’ın Nükleer Anlaşmayı iptali halinde İran’ın tepki olarak hemen silaha sarılması beklenmiyor. Kitapta ‘Stratejik Sabır’ diye birşey var. Öncelikle anlaşmanın diğer taraflarının, Rusya, Çin, Fransa, Almanya ve İngiltere’nin bu anlaşmayı ne kadar kurtaracaklarına ve ABD’yi ne kadar dengeleyeceklerine bakacak.
Avrupa’nın İran ile son ticaret hacmi, 20 milyar euro. Bu önemli bir miktar. Üç Avrupa ülkesi, İran ile euro üzerinden çalışıp, doları ve ABD bankacılık sistemini dışarıda bırakmaya, ABD yaptırımlarından uzak durmaya çalışacaklar, ancak zor. İran, ekonomik çıkarlar için diğerlerinin ABD’ye karşı durmasını umuyor. Ancak Rusya ve Çin’in, İran için ABD ile açık itişmeye girmeyecekleri düşünülüyor. Zaten ikisinin de ABD ile ayrı sorunları var.
İran’ın ABD ve İsrail’e Ortadoğu’da hayatı zorlaştırma yoluna gitmesi ise, çatışma ve savaş demek. Düşük yoğunlukta bir savaşı belki İran tercih edecektir, ancak tırmanma çok kolay.
Senaryolara göre, Irak’taki ABD askerleri, İran uzantısı milisler için doğrudan hedef olabilir.
ABD Donanmasının Basra Körfezine giriş çıkışını İran önceleri taciz yoluyla zorlaştırıyordu. Geçen hafta ABD Donanma Komutanı, Hürmüz Boğazı tarafında İran’ın 6 aydır şaşırtıcı biçimde sessiz kaldığını söyledi.
İran’ın hem ABD hem de İsrail’e cephesi, Suriye... Suriye’nin Kuzeyindeki ABD varlığı ve Suriye-İsrail sınırı, hedef olabilir. İranlı milisler bir süredir Fırat’ın Doğusunun da temizlenip Şam kontrolüne geçeceğini söylemekteler.
Lübnan’da İran’ın, Hizbullah üzerinden etki kullanması mümkün. Lübnan’da hem siyasi kriz, hem iç savaş, hem de İsrail ile çatışma yolları açık. Hizbullah’ın İsrail’e füze atması, çatışmanın başlamasına yeterli.
İran ayrıca, Suudi Arabistan’ı Yemen üzerinden yoğun füze atışlarıyla taciz edebilir. Yemen’den bütün füzelerin atılmadığı düşünülüyor.
Rusya’nın Suriye kartları
Rusya Suriye’de hakim. İran ile Suriye’de işbirliği yapıyor, ancak İsrail söz konusu olunca Rusya sessiz kalıyor. Rus füzeleri Suriye hava sahasına hakimken bile, İsrail rahatlıkla gelip Şam ve İran hedeflerini vuruyor.
Yalnızca 9 Nisan’da İsrail daha yoğun bombardımana geçince, Rusya’dan azar işitmişti... İsrail Ortadoğu’da esnek durması için Rusya’ya farklı açılardan yaklaşıyor. Mesela, Kırım ilhakı vesilesiyle Batının Rusya yaptırımlarına İsrail katılmadı. İngiltere’deki Rus casusun zehirlenmesi sonrası başlayan ‘Rus diplomatları sınır dışı etme’ furyasına da İsrail katılmadı. İsrail bu iki tavrı şimdi Rusya’ya koz olarak kullanıp, taviz alma çabasında. İsrail, yakın gelecekte de ABD-Batı yaptırımlarının kısmen aşılmasına yardım etme, Rusya’ya başka noktalarda destek olma, ve arka kapı oluşturma karşılığında Suriye’de olacaklara Moskova’nın göz yummasını isteyebilir. Fransa Başkanı Macron’un da 24 Mayıs’taki Rusya ziyaretinde İsrail adına ricacı olacağı yazıldı.
Esed rejiminin devrilmemesi kaydıyla Rusya’nın Suriye’de sınırlı çatışmadan fazla rahatsız olmayacağı düşünülüyor. Şam’ın son iki yılda İsrail tarafından hırpalanmasına Moskova çok itiraz etmemiş, son ABD füze bombardımanında Rusya sessiz kalmıştı. İsrail’in de Esed’den yana bir şikayeti yok.
Ancak ABD’nin Suriye’nin Kuzeyinde kalarak Suriye’yi bölmeye çalıştığını söyleyen kişi, Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov. Fransa da bu oyuna balıklama dalmak istiyor. Suriye’nin bölünmesinde ABD-Fransa ve İsrail’in çıkarı olabilir, ancak Rusya-İran’a bütün bir Suriye gerekiyor.
İşte Suriye’de bundan sonraki çatışmanın stratejik çerçevesi bu: Suriye bölünecek, herkes bir parçaya mı yapışacak ? Yoksa Rusya-İran güdümündeki merkezi idare Irak sınına kadar kendi hakimiyetini mi kuracak? Bu senaryoların çatışma-savaş boyutu nedir ? İhtimaller Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor.