Türkiye'nin; coğrafyanın tamamındaki varlığı, duruşu ve hedeflediği nizam kurma gayreti, muhakkak ki sonuç verecektir. Çanakkale zaferi günü, Afrin merkezin kontrole alınması bile, Devlet aklının nasıl bir hesapla, planlı ve mesaj içerikli yürüdüğüne işarettir.
İslam dünyasının ve dünya için Türkiye'nin başarısının sonucu, adil nizamdır. Bu hafife alınmayacak kadar can damarıdır.
Türkiye uzun zamandır Suriye'de öyle bir akıl üretmekte ki, şu anda yeni kurgular ve oyunların esas niyeti, bu aklı tutulmaya itmektir. Lakin görüldüğü gibi Türk Devlet aklı; tutulma yerine, buralarda birilerinin aklını tutturmakta!
Büyük tabloya baktığımızda önümüze çıkan bir kaç detay, zaten bizi "kimlerin ve neden bypass etmek istemekte" olduğunu görebiliyoruz.
"Türkiye" odaklı olaya bakarken muhakkek, Rusya-İran istikametindeki hamleleri de gözardı edemeyiz.
Rusya'yı yaptırımların yanısıra şimdide İngiltere'nin, Rus asıllı eski istihbaratçının zehirlenmesi konusu ile Rusya'yı köşeye sıkıştırma operasyonu, tam da bu nedenle tesadüf olamaz.
Mezopotamya toprakları üzerinde kurgulanan yeni oyunda, Türkiye, Rusya ve İran arzu edilmemekte! Tam da bu nedenle, hepsine yönelik ayrı ayrı hamlelerin devrede olduğunu unutmamak lazım.
Rusya'yı; yeni zehirleme ve ajan muhabbetiyle yeni yaptırımlara zemin oluşturmak, giderek zayıflattırılan Rusya modelini pekiştirmek istedikleri de ortada! Peki bu durumun bize sıkıntısı olur mu? Direk sıkıntısı olmasa bile, zayıflatılan denge, "zayıflatılan genel durum" anlamına gelmektedir.
Rusya buna müsade edecek mi? Tabii ki tüm gücü ile buna engel olmaya devam edecek!
İran konusu; her ne kadar da mezhepçi bakış açısı, Orta Doğu'da dengeyi kötü eğilime teslim etse de, İran'a yönelik istenilen yaptırımlar, coğrafyadaki denge açısından iyi birşey değildir.
İngiltere neden devreye girdi ve böyle bir durumda hatta alelacele? Rusya ile bu gerilim neyin nesidir? Afrin'le Suriye'deki nizam kurgusu ile alakalı olduğu için, ona değinmeden geçmek istemem.
Türkiye; Afrin ve tümüyle sınırları boyunca nizam sağlama kararını tek başına kurgulasa da, cesur ve kalıcı siyaset bakış açısı ile dizayn etse de, masadaki oyun kuranların terazideki taşların önemi kadar, bakış açılarının önemi vardır bu durumda.
Türk ordusu dünyaya zaten tarihin tüm aşamalarında birşeyi izah edebilmiştir. Vatan için, iman için, Allah için, şehadet şereftir. Bu bakış açısı, şehadete "bayrama gider gibi gitme" bakış açısı, dünyanın hiçbir ordusunun temelini oluşturmamakta. Zaten korkunç olan da karşıdakiler açısından budur. Demek ki bu konu, Türkiye toplumunu içeriden rahatsız edecek tohumları taşımamakta. ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa gibi asker ölümlerine itiraz eden toplumla karşı karşıya değiliz. Demek ki; ABD'nin kendi askeri yerine terör örgütlerini devreye sokmasının nedeni de budur! Savaş istiyor, lakin kendisi ve postalları ile bunu yapmak istemiyor. Birileri; Rusya ile savaşsın ister, Türklerle savaşsın ister, lakin savaşanın Amerikan askeri olmasının istenmediğini, her adımı ile teyit etmekte! Şimdi tam da Afrin merkeze girdiğimiz bu günlerde, Rusya-İngiltere gerilimi AP'nin Türkiye'ye yönelik Afrin kararını da parça parça olarak değil, tam tablo olarak okumakta yarar vardır.
Mesele şu; Rusya'nın başını küresel kavgaya, içeriden itirazlara ve yaptırımlarla küresel dizaynda rol üstlenme kabiliyetini zayıflatmak. Türkiye'nin; Afrin başarısının dahasında Menbiç ve diğer hedeflerin temizlenmesi sonucunda, coğrafyadaki kontrolün besleme terör örgütlerinin elinden çıkacak olması ve bunun sonucunda, Türkiye masada esas söz sahibi olacaktır. İşte tam da bu nedenle, Türkiye'nin davasını doğru bulan Rusya'nın zayıflatılması, Türkiye'nin küresel masada denge unsurları olmadan kalması ve zor duruma sokma çabasıdır, ortadaki tablo. AP'den çıkan ve hiçbir hükmü olmayan Afrin kararını da, bu genel tablo içerisinde değerlendirelim.
Türk askeri, Türk ordusu, istihbarat teşkilatımız, güvenlik güçlerimiz, hepsi topyekün Kızıl Elma ülküsü ile yola revandır. Kökünde iman olan, kökünde vefa ve adalet olan bu yol, zaferle taçlanacak hiç kuşkusuz...