Hicri 3. Yüzyılda yaşayan Müslüman alim Ebu Zeyd Ahmed El-Belhi’nin Türkçeye Endülüs Kitap tarafından “Beden ve Ruh Sağlığı” başlığıyla çevrilen eserinden önceki yazılarımda bahsetmiştim. Belhi’nin kitabı ağırlıklı olarak beden ve ruh sağlığının koruması hakkındayken, kısmen de bedensel ve ruhsal rahatsızlık olduğunda tedavi önerileri de veriyordu. Önceki yazımda Belhi’nin öfke kontrolü için önerilerinden bahsetmiştim. Bugün ise Belhi’nin vesveselerden (obsesyon) kurtulmak için önerilerini bugünkü psikiyatri/ psikoloji bilgimizle karşılaştırmalı olarak ele alacağım.
Belhi’nin obsesif bozuklukları diğer ruhsal hastalıklardan ayırt etmesi özgün bir yaklaşımdır. Rania Awaad ve Sara Ali’nin iyi bir psikiyatri dergisi olan Journal of Affective Disorders’da yayınladıkları makalede Belhi’nin bu büyük katkısını belirtmişlerdir (Journal of Affective Disorders 180 (2015) 185- 189).
Vesvese insana büyük acı verir
Belhi vesveseyi insana en fazla acı veren durumlardan biri olarak tanımlar. Çünkü vesvesenin öfke, korku, keder gibi bir sebepten alevlenip, buna neden olan şey ortadan kalktığı zaman kaybolan durumlar gibi olmadığını, daha kalıcı olma eğiliminde olduğunu ve vesveseyi bir sebeple açıklamanın zor olduğunu söyler. Belhi’nin bu yaklaşımı bugünkü psikiyatri/psikoloji yaklaşımı ile büyük oranda uyumludur.
Vesvese doğuştan gelebilir
Belhi vesvesenin iki kaynağı olduğunu söyler. Birincisi doğuştan, ikincisi ise sonradan oluşandır. Belhi vesvesenin (obsesyon) insan doğasından, doğuştan gelebileceğinin farkındadır. Belhi bu tür vesvesenin bedenin diğer biyolojik hastalıkları gibi olduğunu söyler. Bu durum bugün bizim obsesyonun biyolojik ve genetik kökenleri olduğu bilgimizle uyumludur. Fakat Belhi bu biyolojik kökeni o zamanın tıp anlayışı olan “hıltlar teorisi” ile izah ederken, bugün biz biyolojik kökenin daha çok beyin işlev bozukluğu ile ilgili olduğunu biliyoruz.
Belhi’nin obsesyonları tanımlaması
Belhi vesveseyi şöyle tanımlar: “Vesvesesi olan kişiler korkulan düşünceler istemsiz şekilde kendiliğinden akla gelir ve bu korkulan şeyin yakın zamanda başına geleceğini düşünür. Kişi bu zihne istemsiz gelen tekrarlayıcı düşüncelerden dolayı acı çeker, bu düşüncelere odaklandığından dolayı dikkati dağılır ve hayat ile ilgili sorumluluklarını yapmakta zorlanır.” Belhi’nin vesvese olarak tanımladığı bu durum bugün bizim obsesyon tanımıyla oldukça yakındır.
Vesvesenin tedavisi
Belhi vesvesenin tedavisinin mümkün olduğu ve umutsuz olmamak gerektiğini söyler. Belhi’nin tedavi önerileri bugünkü bilgimizle oldukça uyumlu olup şu şekildedir:
- Yalnız kalmaktan kaçınmak. Çünkü yalnızlık vesveselere kapılmayı kolaylaştırır.
- Boş kalmayıp kendini meşgul et! Çünkü boş kalınca vesveseler zihne üşüşür.
- Haz ve zevk alınacak şeyler yap! Duyular üzerinden zevk almak kişinin vesveselere dalmasına üstün gelebilir
- Güvendiğin, sevgi ve şefkati olan kişilere vesveselerini anlat! Bu kişiler vesveselerin gerçek değil hayal olduğunu söylemeleri işe yarar.
- Zihninde vesveseler geldiğinde bunlara karşı koyacak karşı düşünceler hazırla.
- Akıl ile mücadele et! Başka insanların aynı meseleyi önemsemediklerini düşünerek, bu olumsuz düşüncelerin aslı esası olmadığını anla.
- Vesveselerin bedenin çalışma düzeni ile ilgili sorundan kaynaklandığını düşün!
- Bu dünyada her şey sebep ve sonuç ilişkisi içinde gerçekleştiğini bil! Akla gelen şey sebepsiz ve illetsiz başa gelmez.