Trump'ın nükleer anlaşmadan çekilme kararı, İsrail için tam da istediği ortamı kendisine sundu.
İran'ın; Orta Doğu'da neredeyse her yerde bulunması, Orta Doğu gerçeğini İsrail açısından biraz değişmiş oldu.
Lakin bu durumu kabullenir gibi durmayacağını da, her fırsaatta dile getirmekte.
Her ikisi için de geniş çaplı savaş gerekmiyor. Sadece ekonomik olarak bunun büyük maliyet olduğundan değil. Savaş, sonuç itibari ile elindekilerden vazgeçme seçeneğini de masaya sunmakta. Bu durum, istediklerini eline alma çabası gösteren hem İsrail, hem de İran için uygun değildir. Nihai isteklerin topyekünü, elde olmadıktan sonra, eldeki mevcutlardan olmak, iyi bir şey değil kendilerince.
Bir nevi, her iki ülke birbirini besliyor gibi! Söylem ve eylem içeriklerine baktığımızda bahane üreterek daha da fazla koz üzerine oynama fırsatı vermekteler birbirine.
İsrail; İran'ın uranyum geliştirmesinden rahatsız tabii ki. Bunu ileride İran'ın tüm Orta Doğu'da daha sert mevcudiyeti için korkutucu koz olarak görmekte.
Bu iki tarafın arasındaki gerilim savaşa geçmeyeceğini başka faktörlere bakarak da anlıyoruz.
Netanyahu, 9 Mayıs zafer günü törenlerine katılmak için Rusya'ya gitti. Putin'le birlik beraberlik adına boy gösterdi. Esasında burada çok taraflı mesaj barınmaktaydı. Evvela İran'ın müttefiki Rusya'nın önünde, müttefik olduğunu göstermeye çalıştı. İkincisi, Rusya üzerinden İran'a fazla sertleşmemesi için mesajlar vermesi mümkündür. Dahası da var. Rusya'ya bunca baskı varken, Netanyahu "bize, sizinle pek fazla birlikte olmamak için baskılar var. Lakin biz bu baskıları kaale almadan sizinleyiz" pozunu da verdi. Rusya'da Yahudi lobisi çok güçlüdür. Bunu her fırsatta yazıyorum. Netanyahu'nun ziyareti ile birlikte kamuoyuna, "bizim İran'la İsrail arasında taraf olmaya lüzum yok" yorumları empoze olunmaya başlandı. Rusya'nın bu gerilimdeki yeri de çok önemlidir tabii ki! Görünen odur ki; Rusya arabulucu olmayı tercih edecektir. Yani kesin ve keskin olarak bu gerilimin arasında taraf olmayacaktır. Ne İsrail, ne de İran'la açıktan düşman olmayı göz önünde bulundurmak istemiyor Rusya. İran'ın genişlemesinden, açıktan dile getirmese de, Rusya da pek rahat değil galiba. Lakin anlaşmadan çekilmeyen AB ülkeleri vardı. Bunun nihayetinde kalıcı bir duruş olmadığını İran da biliyor. "Türkiye'ye bakış açısını neden değiştirmelidir ve kalıcı gerçek ilişkilere neden dönüştürmelidir" sorusuna, bu tabloda İran daha net cevap bulmalıdır. İsrail, Orta Doğu'ya hakimiyet planı ile İran'ın Orta Doğu'da hakimiyet planı arasında çıkan bu gerilim, başka faktörler ve aktörler nedeniyle savaş oluşturmayacak. Orta Doğu'da gerilim için fazlasıyla neden oluşturan taraflardan İran ve İsrail, ellerinde nüfus edebildikleri kullanacakları bunca örgütleri, kukla yönetim gibi malzemeleri varken, birbirinin önüne açıktan çıkmayı tercih etmeyecekler. Ne yazık ki tüm bu tablo, Müslümanların yaşadığı coğrafyanın çöküşünü hedeflemektedir...