İnsanlar birbirinden bir düzeyde farklı bir düzeyde benzer. Örneğin zekâ düzeyleri, entelektüel gelişkinliği, öğrenme kapasiteleri, kişilik güçleri, ahlaki seviyeleri, yetenekleri, beden ölçüleri, fiziksel güçleri, ekonomik düzeyleri, sosyal kökenleri açısından spektrumal dağılım içindeler. Bahsettiğim her bir parametre açısından alt, orta veya üst düzeydeler. Başka şekilde söylemek gerekirse, 0 ile 100 arasında belirli bir puan alabilirler. Yalnız tek bir alanda yüksek puan almaktan daha önemli olan ise sahip oldukları profil. Profilden kastım şu: Yukarıdaki parametrelerin her birinden aldıkları puanların bir araya gelmesiyle oluşan toplam hal. Yani resmin bir parçası değil bütünü.
Güçlü profile sahip insanlar
Bazı insanlar yukarıda saydığım parametrelerden bir veya ikisinden oldukça yüksek puan alarak, diğer insanların arasında sivrilebilirler. Bu onları özel bir sporcu, müzisyen, akademisyen, iş adamı, sanatçı, yazar, sanatkâr vb. yapabilir. Örneğin Ronaldo veya Messi futbol yetenekleri ile diğer futbolcular arasında özel bir yerdeler.
İnsan sınırlı bir varlık
İnsanlar herhangi bir yetenek açısından ne kadar üst düzeyde olursa olsun, hatta çok sayıda özellikten çok yüksek puan alarak özel bir profile sahip olursa olsunlar, son noktada sınırlı varlıklar. Örneğin bugünün en iyi futbolcusu sayılan Ronaldo ve Messi’nin serbest atıştan gol yapma oranları yüzde 10’un altında. Yani alanının en iyileri bir serbest atışın yüzde 90’nını gole çeviremiyor.
Düşünce tarihi büyük filozof ve teorisyenlerle dolu. Bu kişiler hem zamanlarını hem de sonraki dönemleri etkilemişler. Sonunda söyledikleri şeyler hakikatin kendisi olmadığı açık. Her biri aynı zamanda yanlış ve eksik şeyler de söylemiş. Söyledikleri tartışılmış, aşılmış hatta çoğu zaman artık dikkate alınmaz olmuş. Gerçekten de insanlar sınırlı bilgi işleme ve yorumlama kapasitesine sahip. Farkımız sadece diğer insanların ortalamalarından farklı olmaktan ibaret.
Güçlü taraflarımızı ve zayıflıklarımızı doğru değerlendirmek
Bazı insanlar çok özel olduklarına inanıyorlar. Hakikati yakalamışlar da oradan konuşuyor havasındalar. Belki de gerçekten bir iki özellik açısından oldukça iyiler. Hatta özel bir profilde insan demeyi bile hak edebilirler. Ama onlar da sınırlı varlıklar. Sözlerinin gerçeklik oranı Messi’nin serbest atışları gole çevirmesinden daha fazla değil. Fark sadece gol olup olmamasını kolay ölçmemiz. Büyük ve havalı sözlerin nitelik değerlendirmesini yapmak, gol oldu veya olmadı demek kadar kolay değil.
Hangi derdin devasına katkı sağlarım?
Kendimizin sınırlarını ve hakikatin karmaşıklığını bilmek, her birimizin ve topluluklarımızın zamanın içinde sınırlı aktörler olduğunu bilmek, ölümcül varlıklar olduğumuzu hatırlamak zorundayız. Bir virüs mikrobu, bir kanser hücresi, bir demansa sebep olan nöron yıkımı, bir deprem hareketi, bir meteor çarpması karşısında zayıfız.
Sınırlı varlıklar olduğumuzun farkına varmak bizi harekete geçirmekten alıkoymamalı. Sadece özel olma iddialarına girmeden makul düzeyde işler yapmaya koyulmaya sebep olmalı. Ben kendime artık şöyle bir soru soruyorum: Bir derdin devasına katkı sağlayacak ne yapabilirsin?