Fırsat buldukça Halk TV’yi izliyorum... İyi geliyor... Zaman zaman gazeteci ağırlayıp gündemi yorumluyorlar...
Bunlar, genellikle CHP siyasetiyle yan yana duran gazeteciler oluyor... Bazıları resmi CHP üyesi...
İlginçtir, “karşı taraf”tan söz ederken sık sık “yandaş” ifadesini kullanan Halk TV moderasyonu, resmi CHP üyesi gazetecilere “bağımsız gazeteci” muamelesi yapıyor.
Mesela Ayşenur Arslan...
Hâlâ işinin başında mıdır bilmiyorum ama yıllarca Halk TV’de gazeteci ağırladı. Daha doğrusu, yaptığı “basın” programı için gazeteci seçti. Bu gazetecilerin CHP siyasetiyle yan yana durmaları öncelikli tercihti..
Hem CHP siyasetiyle yan yana duracaklardı, hem “karşı tarafa” en ağır eleştirileri yönelteceklerdi, hem de “bağımsız gazeteci” sayılacaklardı.
Saymak mümkün değil ama Ayşenur Arslan ve konukları bugüne kadar binlerce kez “yandaş” ifadesini kullanmıştır.
Başkaları siyasallaştığında ya da bir siyaset programını desteklediğinde “yandaş” oluyor, ama kendileri resmi CHP üyesi oldukları halde “bağımsız gazeteci” sayılıyor.
Geçenlerde kanallar arasında dolaşıyordum.
Gözüm yine Halk TV’ye ilişti.
Barış Yarkadaş konuşuyordu...
Hangi Barış Yarkadaş mı?
CHP’nin resmi üyesi olan Barış Yarkadaş...
Bağlılığının ve yandaşlığının ödülü olarak siyasete girmesine izin verilen Barış Yarkadaş...
FETÖ konusunda kırılgan olan Barış Yarkadaş...
Rezil darbe girişiminden sonra manidar bir “suskunluğa” bürünen Barış Yarkadaş.
FETÖ’yle kurduğu dayanışma ilişkisine (Ekrem Dumanlı’yla dostluğuna filan) henüz bir açıklık getirmemiş olan Barış Yarkadaş...
Milletvekili seçilmeden önce Kemal Kılıçdaroğlu’nun Soros’culuğunu ve TESEV bağlantısını faş eden (yani ileride genel başkanı olacak şahsa “Soros militanı” muamelesi yapan), milletvekili seçildikten sonra bütün iddialarını unutup bir “Soros gönüllüsü”ne dönüşen Barış Yarkadaş...
Sahibi ve yöneticisi olduğu internet sitesinden Kemal Kılçdaroğlu hakkındaki olumsuz içeriklerin tümünü silen, böylece bağımsız gazeteciliğini pekiştiren Barış Yarkadaş...
İşbu Barış Yarkadaş Halk TV’de konuşuyordu...
Ne konuştuğunun önemi yok...
İçinde “yandaş medya” geçen iddialı cümleler kuruyordu.
Öyle rahattı ki...
Kıskanmadım desem yalan olur.
Biri daha var... Meslekte bilmem kaçıncı yılını doldurduğunu söyleyen bir terbiyesiz... Bir ara Cumhuriyet gazetesinde görünmüştü. Belki hâlâ oradadır. O da sık sık “yandaş” nitelemesini kullanıyor...
Demiştim ki, “Bir CHP’li için, bir HDP’li için, bir MHP’li için, hatta bir İYİ Partili için kullanılmayan/kullanılmayacak bu niteleme, AK Parti savunucusu olduğu düşünülenlere karşı bol keseden sarf ediliyorsa, demek ki burada asıl niyet 'yaralamak' ve 'küçük düşürmek... Niçin bu ucuzluğa tevessül ediyorsunuz?”
Bu soruma “tahkir”le cevap verdi.
Sonra ne mi oldu?
Bir Rus internet sitesinde ve radyosunda “ek iş” buldu... Ceza gibi... “Bağımsız ve tarafsız gazeteci” geçiniyordu ama Rusya’yı, özellikle Putin’i “incitmemeye” özen gösteren bir yayıncılığa mahkûm edildi.
Daha önce de hatırlatmıştım.
Bir kez daha hatırlatıyorum:
Barış Yarkadaş’ları, Ayşenur Arslan’ları, kapalı kapılar arkasında Ekrem İmamoğlu’yla fikir teatisi (!) yaparken enselenen İsmail Küçükkaya’ları, Washington Portakal’larını, baklavalı kazak giydiği için kadına şiddet eylemi hoş görülen bazı “sırıtık” moderatörleri gördükten sonra, karşılaşacağım her “yandaş” ifadesi için, dilimizdeki ağır küfürlerden birini sallayacağım; mesela “şerefsiz” diyeceğim. Kızmak gücenmek olmasın...
Bu vesileyle, Halk TV’nin bağımsız gazetecilerini ve meslekte bilmem kaçıncı yılını doldurduğunu söyleyen “terbiye özürlü” Putin çalışanının kulaklarını çınlatırım.