Sizi bilmem ama Kemal Abi beni pek eğlendiriyor. Durup durup öyle şeyler söylüyor ki, insan ister istemez basıyor kahkahayı. "Yönetemiyorlarsa bırakıp gitsinler efendim!!" diyor. İyi gitsinler de yerine sen geleceksen yandı gülüm keten helva!! Kiminle müttefik, kiminle dost, kiminle düşman olduğumuzu çözünceye kadar kendimizi üçüncü dünya savaşının ortasında buluruz ki, kurtul kurtulabilirsen!! Bunca yıl oldu bendeniz hala anlayamadım Kemal abimin dış politikası nedir? Asayiş, eğitim, kültür, ekonomi, devlet ve özel sektör yatırımları konularında ön görüleri, somut politikaları, beklentileri nelerdir? Yapılanı eleştirmekten öte örneğin "Ben olsaydım onu yapmaz şunu yapardım"dediğini bir kez olsun duymadım. O ve tayfası köprülere, otoyollara, tüp geçitlere, alt geçitlere, hızlı trene, sanayici ve esnafa verilen düşük faizli kredilere... Kısacası hemen her şeye karşı da, o iktidarda olsa bunların yerine ne yapardı... Yok!! İşte bu yüzden de millet ona oy vermiyor; vermemeyi de sürdürecek bu gidişle! Ve demokrasimiz tek kanadı sapasağlam öbür kanadıysa kırık bir kuş örneği uçmaya çalışacak!!
Muhalefet hemen her konuda "istemezük" derken bir tek konuda, Osmanlı İmparatorluğu'yla ilgili eleştirilerde bayramlık ağzını bir açıyor pir açıyor. Her şeyin cumhuriyet döneminde yapıldığı; eğitim ve sağlıkta, bayındır, üretim, tarım gibi konularda imparatorluğun kılını bile kıpırdatmadığını söyleyebiliyor yüzü hiç kızarmadan. Yahu bu kadar geçmişinden, mirasından nefret eden bir topluluk daha var mıdır dünyada acaba? Ben bilmiyorum. Bilen varsa lütfen söylesin. Sovyetler Birliği bile Çarlık Rusyasının yaptıklarını inkar etmemiştir. Övmemiştir ama yaptıklarını bir kalemde silip atmamıştır da...
Geçtiğimiz günlerde Osmanlı'da son yüzyıl dışında bir tek hastane bile olmadığını söyledi Kılıçdaroğlu Kemal Bey. Herhalde Meşrutiyet'e kadar hastalananlar uçağa binip Amerika'ya gidiyordu tedavi için! Bendeniz tarihçi değilim. Ancak okuma yazmam var; iki de dil bilirim naçizane. Araştırdım; okudum hem yerli hem yabancı kaynaklardan, Osmanlı'nın kuruluş yıllarında sağlığa önem verilip verilmediğini bir göz attım:
Kemal Beyim, Osmanlı ilk hastaneyi Meşrutiyet'ten sonra değil çok çok önce Bursa'nın doğusunda, Uludağ'ın eteklerinde 1389 yılında yaptırdı. Yani Yıldırım Bayezid döneminde. Bayezid, Memluk hükümdarı Malik Zahir Barkuk'tan "Üstat bir tabib göndermesini rica etmiş, o da Şemseddin Sagir adında bir doktor yollamıştır."Hastanenin yönetime ayrılmış dört, hastalar içinse yapılmış 20 odası vardı. Hastanede bir baş tabip, üç tabip, iki eczacı, iki şerbetçi (hastalara ilaç veren) bir aşçı, ekmekçi, çokça hademe çalışıyordu. Bu hastane uzun yıllar hizmete devam etti.
Bursa'nın dışında Osmanlı Sivas, Amasya, Tokat, Çankırı, Kastamonu ve Konya'yı ele geçirdikten sonra buralarda kurulu derme çatma "dispanserleri ihya etti, her birine bir baş tabip, tabipler, eczacılar, şerbetcilerle aşçı ve hademeler gönderdi." Yani Osmanlı bütün topraklarında hastanelere önem verdi, buralarda hastaların en iyi biçimde bakılıp bakılmadıklarını anlamak için da zaman zaman müfettişler yollayarak denetledi. (Prof İsmail Hakkı UzunçarşılıOsmanlı Tarihi, Cilt I)
Eğer isterseniz size camileri, imaretleri, medreseleri, kervansarayları ve zaviyeleri de anlatırım, bu kurumların topluma nasıl hizmet ettiğini, dirlik ve düzenini nasıl koruduğunu uzun uzun anlatırım. Osmanlı'yı sevmek ve savunmak Cumhuriyet'i kötülemek anlamına gelmez! Sadece geçmişimizi anlamamıza, geleceğimize daha sağlıklı bakmamıza yardımcı olur. Biz dev bir imparatorluğun çocuklarıyız; insan anasına babasına söver mi hiç?