İlişkilerin tarihi serüvenine bakmadan, bu son “Rusya ajan zehirledi” iddiasını anlamak zor gözükebilir. İngiltere’nin; Rusya’ya karşı bakış açısını anlamak için, 1. Dünya Savaşında Rusya’nın, Avrupa’ya yönelik adımlarını tetikleyen İngiltere’nin hedeflerine bakmak lazım. Rusya’nın; Japonya ile savaşa itilmesi, sonuç itibari ile bu savaştan kaybederek çıkması, İngiltere için önemliydi, lakin bu az idi. Anglo Sakson ittifakın esas hedefi; Rusya, Osmanlı, Almanya ve Avusturya Macar devletlerinin zayıflatılması ve geriye kalan topraklar üzerinde hâkimiyetin kurulması idi. Ve tabii ki Rusya’nın, İran üzerindeki etki ve alakasını da ortadan kaldırmak lazım idi. Almanya ile Rusya’nın savaşa itilmesi, neredeyse İngiltere’nin planlı ve beklediği bir sahne idi. Fransızlar ile Almanların, meşhur 1870-71 sonrası durumu, Fransızları epey kindar ve her şeye hazır duruma getirmişti. Almanların savunma sanayisindeki başarısı, İngiltere için tehdit idi. Ve bu durumda tıpkı şimdiki gibi, kendisi savaşa girmeden savaştırılması gerekiyordu. Nitekim ki bunu kurgulamayı başardı. Ve sonuç olarak Rusya’nın savaşa girmesi, Almanya ve Rusya’nın zayıflatılarak tarih sahnesinde farklı bir boyuta geçit almasını sağladı.
Bu küçük hatırlatma nedenim; bugünkü çatışmanın içini anlamamıza yardımcı olabilecektir.
Rusya’nın; tarih sahnesine iddialı geri dönme çabası, İngiltere’nin sessizliğini bozmasına neden oldu. 2010’lardan itibaren İngiltere-Rusya istikametinde, zaman zaman sesini yükseltebilmiştir. İngiltere Savunma Bakanı; 2015’te açık ve net, “Rusya tehdittir ve ona yönelik ambargo doğru karardır, aksi takdirde Putin’in aklı başına gelmeyecek” diyecek kadar, fikirlerini açıktan ifade etmiştir.
Peki neden. İngiltere neden Rusya’yı açık hedef tahtasına koymaktadır. İngiltere; yeni dünya düzeninde tekrar Rusya’nın tarih sahnesinde, kendi başına güç olarak çıkmasını istemiyor. İran ve petrolü üzerindeki etkisinden, pek memnun değil! Almanya ile Rusya arasında, Ukrayna krizi üzerine derinleşen çatışmanın da mimarının, Anglo Sakson ittifak olduğunu hatırlatmak isterim.
Putin Rusya’sı küresel sistem içerisinde rakip istemeyen İngiltere için tehdittir. Rusya, bu nedenle Avrupa Birliği üzerine ciddi yatırımlar yaptı. Kamuoyunu kendine çekmek için petrol-doğal gaz hattını, siyasi baskı unsuru olarak devreye sokmasının nedeni de bu idi zannımca.
Suriye konusunda siyaseten köşeye sıkıştırılmış Rusya’nın tekraren masaya dönüşü, İngiltere’nin pek razı geldiği durum değildir. Ayrıca İran-Türkiye-Rusya üçlüsünün de, Suriye’deki yapmak veya kurmak istediği istikrardan da rahatsızdır. Baltık ülkelerine yönelik hamlelerini tehdit olarak gören İngiltere, Rusya’ya yönelik baskıların artmasından yanadır. Kuzey denizindeki Rusların, denizaltı gemilerinin devreye girmesinden de pek mutlu değil İngiltere! Ukrayna konusu ile yeniden sıcak savaş ortamını kurgulamak ve bunu tekraren Almanların desteği ile gerçekleştirmek, yeniden Rusya’nın daha derin zayıflamasına hizmet etmek için dizayn edildiği de nettir. Şimdi İngiltere’nin açıktan hiç bir delil göstermeden, Rusya’yı Devlet İstihbarat Kurumunun eski generalini zehirlemekle suçlamak ve bu sebepten de Rusya’ya yönelik yaptırımları şiddetlendirme çağrısında bulunması, Rusların “beraber araştıralım” çağrısına katiyen sıcak bakmaması, İngiltere’nin boş bardakta nasıl bir fırtına arzusunda olduğunu göstermekte! Ve bu çabasının da altında nasıl bir telaşın yattığını da kanıtlamakta! Evet, tüm kavga; önümüzdeki yeni asırda, masadaki söz sahiplerinin kim olacağı üzerinedir. Ajan kavgasını da, bu büyük savaşın “küçük piyon konusu” olarak okumakta yarar vardır.