İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları, geçtiğimiz sezon sahnelenen Necip Fazıl Kısakürek'in "Reis Bey", Mustafa Kutlu'nun "Mavi Kuş" ve İskender Pala'nın "Aşk Bir Zamanlar (Gazale)" oyunlarını yeni sezonda repertuvarından çıkardı.
İBB Kültür Daire Başkanı Hülya Muratlı, “Önceliğimiz İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde israfı önlemek. Bu oyunları çekince yeni oyunlara yer açmak istiyoruz” dedi.
Sayın Akşener ve Sayın Karamollaoğlu, İmamoğlu’nun seçilmesi için canla başla çalıştılar. Herhalde bu yasak hakkında yutkunmuş olmalılar. Siyasî tercihler yüzünden Necip Fazıl Kısakürek’ten, İskender Pala ve Mustafa Kutlu’dan vazgeçmedilerse bir an olsun “biz nelere yol açtık” diye acaba iç geçirmişler midir?
Necip Fazıl’ın eseri için “israf”tan dem vurmak, CHP zihniyetine yakışır ama epey de kızarmayan bir yüz gerektirir.
Mesele Necip Fazıl’ın fikir ve düşünce dünyasından, şiirlerinden rahatsızlıktır. İşe Necip Fazıl’dan başlamak ise Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Cumhur İttifakı’na verilen bir mesajdır.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz Mayıs ayında, Türk edebiyat ve düşünce tarihinin en önemli isimlerinden şair, yazar ve düşünür Necip Fazıl Kısakürek'i, ölümünün 36'ncı yılında, şairin "Canım İstanbul" şiirini okuyarak anmıştı. “Vefatının 36. yıl dönümünde Üstad Necip Fazıl Kısakürek'i hasretle, muhabbetle, rahmetle anıyoruz. Mekânı cennet olsun” demişti.
CHP zihniyetinin en bariz karakteri, söylediklerini yapmamasıdır. Özellikle demokrasi, insan hakları, birlikte yaşama, hukuk konularında en tumturaklı lafları etmek, ama uygulamaya gelince tam tersini yapmak…
İmamoğlu’nun, “her şey güzel olacak” deyip tiyatro eserlerini yasaklama kararı da bunun örneğidir.
Kendilerinden olmayana tahammülsüzlük, CHP zihniyetinin ilkelerinden biridir.
CHP’nin söylediği başka, yaptığı başkadır… Kılıçdaroğlu’ndan örnek verelim.
13 Temmuz 2014’te CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı seçimi çalışmaları kapsamında din adamlarıyla iftar yemeğinde bir araya geldi. CHP'ye yönelik eleştirilere de cevap veren Kılıçdaroğlu, Necip Fazıl Kısakürek’i sahiplenerek şunu dedi: “Kim kalkıp Necip Fazıl’ın iyi bir şair olmadığını söyleyebilir?”
Söz konusu Cumhurbaşkanlığı seçimi olursa, bir iftar yemeğinde din adamlarına konuşuyorsa CHP Genel Başkanı Necip Fazıl’ı hatırlıyor. Ama İstanbul Belediyesi’ni kazanınca Necip Fazıl’a hemen sırtını dönüyor…
Şu sözler de Sayın Kılıçdaroğlu’na ait:
“Asla kin tutmayacağız, kinden yana olmayacağız. İnsandan, sevgiden ve hoşgörüden yana olacağız. Hiçbir ayrım yapmayacağız. Bu topraklara barışı ve kardeşliği egemen kılacağız. Birlikte yaşamaya ve hoşgörüye ihtiyacımız var…”
Ne laflar ama…
Necip Fazıl’ı silmeye kalkmak mı hoşgörü? Necip Fazıl’a düşmanlık mı kinden yana olmamak? Milyonların sevdiği Necip Fazıl’dan rahatsız olmakla mı birlikte yaşamayı sağlayacaksınız?
CHP de, İmamoğlu da, İstanbul’da büyük imtihan veriyor.
Onlarla birlikte Saadet Partisi ve Karamollaoğlu, İyi Parti ve Akşener de imtihan veriyor.
Biz diyoruz ki, CHP’nin anladığı kültür, sanat bizim değerlerimizin dışındadır. CHP zihniyetine göre sol ideolojiye, yabancılaşmaya hizmet ediyorsa sanat, sanattır.
Bizi biz yapan değerler, bu kafaya göre “aydınlanma”ya, “çağdaşlaşma”ya engeldir…
Necip Fazıl’a getirilen yasağın anlattığı budur…