Siyasi partilerin bir genel programları vardır ki kurulduklarında deklare edilirler. Bu programlar partinin siyasi yelpazedeki yerini belirleyen ana hatları ihtiva eder. Partinin ülkeye insana, sorunlara ve çözümüne bakışını ana hatlarıyla belirler.
Ülkemiz için garip olan ise vatandaşın bu programlardan ziyade partinin kurucularına özellikle de genel başkanına bakarak karar vermesidir.
Genel olarak parti teşkilatlarında çalışanlar hatta çoğu milletvekili bile genelde bu programın içeriğini bilmezler okuma ihtiyacı bile hissetmezler.
O yüzden de siyasi tartışmaların çoğu parti programlarından ziyade temsilcilerinin şahsi tasarrufları üzerinden yapılır.
Maalesef ülkemizdeki siyasi tabloya bu amatör siyasi çizgi hâkimdir.
***
Partilerin bir de seçim beyannameleri vardır. Her seçim öncesi iktidar oldukları takdirde yapacakları icraatları ve vaatleri içerir.
Maalesef siyasetçilerimiz genel olarak seçim beyannamelerine de pek itibar etmezler. Bazen üst düzey siyasiler bu beyannameleri inceler ve rakibine cevap vermeye çalışır, genelde de kafadan karşı çıkar.
Bu da siyasi tablomuzdaki seviyeyi göstermesi açısından anlamlıdır.
Çok partili hayatımızda seçim beyannamesindeki vaatleri yerine getirme oranı çok düşüktür. Bu yüzden partiler vaatlerinin altında kalırlar ve kaybederler.
***
Ve bu yüzden iktidar olmak partiyi güçlendirmesi gerekirken ‘iktidar olmak partileri yıpratır’ diye bir kanaat hâkimdir bizim siyaset dünyamıza.
Aslında iktidarda iken yıpranan partilere baktığımızda onları iktidar olmak değil vaatlerini yerine getirememenin yıprattığını görürüz.
Uçuk vaatlerle iktidara gelip hiçbirini gerçekleştiremeyince seçmen gereken cevabı sandıkta veriyor. Kaybetmenin sorumluluğu da iktidar olmaya yükleniyor.
Ben bu görüşe katılmıyorum.
***
İktidarın partiyi yıprattığı görüşünü 16 yıllık AK Parti iktidarı yerle yeksan etmiştir. İktidar AK Parti’yi yıpratmamış her seçimden daha da güçlenerek çıkmasını sağlamıştır.
Bunun en temel sebebi AK Parti’nin neyi vadetmişse onu yerine getirmiş olmasıdır.
Başka bir ifadeyle AK Parti, çok partili dönemde seçim beyannamesindeki vaatlerinin yüzde yüze yakın oranda gerçekleştirme başarısını göstermiş bir partidir. İdeolojik bağlantısı ve önyargısı olmayan seçmen -ki seçmenin ekserisi öyledir- de iktidarın kendisine sağladığı faydayı görerek oy kullanır.
AK Parti her seçimden başarıyla çıkıyorsa bunun en önemli sebebi vaatlerini yerine getirmesidir.
İkinci faktör ise parti disiplinidir.
Erdoğan siyaset kurdu olarak partisinde disiplini sağlamayı ve heyecanı diri tutmayı başarmış bir lider olarak temayüz etmiş ve her seçimden zaferle çıkmıştır.
***
Fotoğraf böyleyken AK Parti’nin yayınladığı geleceğe projektör tutan360 sayfalık seçim beyannamesinin yanında, yıkmak devirmek engellemek eski düzeni geri getirmek gibi seçmene hiçbir gelecek vaat etmeyen muhalif vaatler seçimlere renk katmaktan öte bir anlam ifade etmiyorlar.
İkincilik için yarışan muhalefetin argümanları yanında dev projelerle gelen Erdoğan’ın ve partisinin bu seçimi de zaferle taçlandıracağını görmemek için kör olmak gerekir.
Emperyalist güçler öyle olduğunu gördükleri için siyasetle vuramadıkları darbeyi, ekonomiyle terörle ve başka senaryolarla vurmaya çalışıyorlar.
15 Temmuz’daki o kirli tezgâhı bozan bu millet yeni tezgâhları da bozacaktır inşallah.