Bir HDP’li vekil çıkıp hayasızca lanet yağdırıyor.
Kimin üstüne?
Kendileri gibi düşünmeyen Kürtlerin üstüne...
Eli kanlı terör örgütü PKK’nın zulmüne ve işgaline karşı çıkan onurlu Kürtlerin başına...
“Afrin operasyonunu destekleyen Kürtlerin Allah belasını versin!” diyor alçakça.
Hem hayasız hem alçak.
Bu cümleyle demek istediği şey gayet açık: “PKK’lı olmayan ve PKK’nın terör siyasetine destek vermeyen Kürt değildir.”
Dahası var: “Bu Kürtler ölümü hak ediyorlar.”
Sadece PKK terörünü ve işgalini değil, PKK karşıtı Kürtlerin ölümcül bir laneti hak ettiğine inanan bu patolojik anlayışın Kürtlük ve demokratlık üzerinden laf üretmesi de ayrıca bir ilkesizlik ve ahlaksızlık örneğidir.
PKK’nın Afrin’deki işgalinin ve terörünün üstü örtülmeye çalışılıyor.
Sadece Afrin’de değil, Suriye’nin Kuzeyindeki diğer yerleşim birimlerinde de yerleşik Kürt halkının PKK tarafından nasıl göç ettirildiğini herkes biliyor.
Yüzbinlerce Suriyeli Kürt Barzani bölgesinde sığınmacı konumunda.
Bir o kadarı da Türkiye’de misafir...
O bölgelerin Kürt kanaat önderleri ve siyasetçileri öldürüldüler.
Bölgenin geri kalan Kürtleri de silah zoruyla sindirildiler.
O, Kürtler adına mangalda kül bırakmayan HDP’li vekil, niçin PKK’nın bu Kürt katliamına ve zulmüne dair tek bir itirazda bulunmadı acaba?
Niçin lanet okumak dilinin ucuna gelmedi o ikiyüzlü vekilin?
PKK söz konusu olduğunda her türlü zulmü mubah gören bu HDP kılıklı PKK’lı vekilin Kürtlük iddiası da demokratlık ve barış iddiası da kocaman bir yalandan ibarettir.
***
PKK’nın, ABD bayrakları altında, ABD silahlarıyla lejyoner görevine soyunmasının Kürtlükle ne alakasının olduğunu sorgulamaya bile gerek yok.
Lakin, yıllar yılıdır solculuk kisvesi altında anti-Amerikancılık taslayan bu siyasi lejyonerlerin şimdilerde ABD’ye tek laf etmemeleri de manidar.
Lanet olsun diyorum tüm emperyalist güçlerin tetikçiliğini yapan lejyonerlere!
Bir Kürt olarak Afrin operasyonunu yürekten destekliyorum.
Çünkü o operasyonla birlikte bölgenin Kürtleri Amerikan lejyonerlerinin tasallutundan ve zulmünden kurtulmuş olacaklar.
Ve kendi evlerine dönüp özgürce yaşayacaklar...
Afrin’le başlayıp devam edecek bu askeri operasyonun emperyalist güçlerin Türkiye’nin bağrına sapladığı bir terör hançerinin çıkartılmasından öte bölge Kürt’lerinin de özgürleştirilmesi amacını taşıdığına hiç kuşku yok.
Sadece Kürtler değil, Araplar ve Türkmenler de kendi yurtlarında özgürce yaşama imkanına kavuşacaklar.
PKK’nın zulmünü ve terörünü “savaş” olarak görmeyen ama PKK’ya karşı yürütülen mücadeleyi “savaş” olarak nitelendirip “savaşa hayır!” maskesinin altında Türkiye’yi “işgalci” ve “savaşçı-katliamcı” konumuna oturtan PKK sevicilerin topuna lanet olsun.
“Savaşa hayır! Barış hemen şimdi!” diye bildiri dağıtanların kimin lanetli figüranları olduğu apaçık ortada.
Bu, bir görüş ya da açıklama olarak değerlendirilebilecek bir konu değil.
PKK terör örgütüne yönelik haklı ve meşru bir operasyonu “işgal-katliam” olarak değerlendirenler saflarını alenen belirlemiş oluyorlar.
İlginçtir, bu çevreler DEAŞ’a karşı başlatılan “Fırat Kalkanı” operasyonuna “savaş” deyip karşı çıkmamışlardı.
DEAŞ’a karşı askeri operasyon yapan Türkiye’yi “işgalci-katliamcı” diye suçlamamışlardı.
O süreçte “Savaşa hayır! Barış hemen şimdi!” bildirileri dağıttılar da biz mi görmedik?
Tersine DEAŞ’ın kökünün kazınması için Türkiye’nin niye bu kadar bekleyip durduğunu söyleyip duruyorlardı.
Sıra PKK’ya gelince bu beyler kalkıp “savaşa hayır!” diyorlar.
Demek ki PKK’yı DEAŞ gibi terör örgütü olarak görmüyorlar.
Ve PKK’ya yönelik operasyon söz konusu olduğunda bu beyler fena halde rahatsız oluyorlar.
PKK seviciliklerini gizlemek için de “Savaşa hayır! Barış hemen şimdi!” diyorlar!
Bunun sadece bir kanaat izharından ibaret olmadığını söylememin sebebi bu işte!
Ha yeri gelmişken hatırlatayım: “Fırat Kalkanı” operasyonunda da Türkiye’nin yanında ÖSO güçleri vardı.
O tarihte ÖSO’yu tartışma konusu yapmayanların, Afrin operasyonuyla birlikte ÖSO’yu hedef tahtasına oturtmaları sizce de manidar değil midir?