Bir Rus savaş uçağı, İsrail’in hava saldırısı düzenlediği sırada Suriye’deki S-200 savunma sistemi tarafından düşürüldü. İddiaya göre İsrail Rus uçağını Suriye savunma sistemiyle kendi savaş uçağı arasına kalkan yapmıştı. Rusya, İsrail düşürmedi, ancak Suriye tarafından düşürülmesini sağlayacak bir taktik uyguladı dedi. Ardından İsrail’e nota verdi. İsrail ise üzüntülerini bildirdi ve sorumluluğun Esad yönetimi ile Hizbullah ve İran’da olduğunu açıkladı.
Gerçeği açıklamalardan çıkarmak zor... Zira, Suriye rejimi Rusya’ya yönelik böyle bir iş yapmış ve suçu İsrail’e atmak istemiş de olabilir, tam tersine olaylar Rusya’nın dediği gibi de gelişmiş olabilir.
Uçak krizinin Soçi’deki Erdoğan-Putin görüşmesine denk gelmesi, hem Esad’ın hem de İsrail’in bir Rus uçağını vurması için yeterli neden yarattığı anlaşılıyor. Zira İsrail, ABD ile birlikte tasarladığı özerk alanların Rusya denetimine geçeceğini öngörmüş; Suriye ise, Rus-Türk ittifakıyla istemediği kesimlerle görüşmek zorunda bırakılmasına tepki göstermiş olabilir. Diğer bir ifadeyle İsrail, ABD ile kurulan stratejinin, Suriye de Rusya ile kurulan stratejinin bozulmasına tepki vermiş olabilirler.
Rusya-İsrail: Düşmanlık istenmiyor
İsrail ve Suriye’nin farklı nedenlerle Rusya gerilimi yaşadıkları açık… Suriye rejimi, tüm geleceğini sadece Rusya’ya bağlamak; İsrail de Rusya’yı tümüyle karşısına almak istemiyor. Rusya ise Suriye’nin kaderinin kendisine rağmen çizilmesine karşı, ama aynı oranda İsrail’i düşman ilan etmekten yana da değil. Zira İsrail’i düşman ilan ettiğinde, Doğu Akdeniz’deki üslerinden hareket etme imkanı sınırlanır ve İsrail “kazanılması zor ülke” olur. Kısacası Rusya, İsrail’in bütünüyle ABD’ye yapışmasına yol açan ülke olmak istemiyor; ama belki bunu Esad istiyordur.
İsrail’in Rusya ile ilişkilerini düşmanlık düzeyine getirmeyi istememesinin en önemli nedeni, Rusya’nın o bölgede zaten var olması. Üstelik Rus varlığının gerileyeceğine dair herhangi bir işaret de yok. Ayrıca, İsrail sadece Ortadoğu’da güç, dünyada prestij kaybeden ABD ile işbirliği yapan, başkalarıyla yapmayan ülke durumuna da düşmek istemiyor.
Rusya’nın İsrail’in bu tutumuna hiç itirazı yok, dolayısıyla “uçak krizinin” hayırlara vesile olacağını hesaplıyor olabilir.
Ortak düşman bulunamıyor
İsrail, Rusya’nın bu ikinci “uçak krizi” öncesinde Suriye’nin Lazkiye bölgesini vuruyordu. Lazkiye, Suriye’nin en önemli liman kenti ve Nusayrilerin bir anlamda başkenti. Bu bölgeye ve diğer birçok yere saldırı düzenlenirken Rusya’nın büyük bir tepki göstermediğinin de altını çizmek gerekiyor.
Rusya’dan yapılan açıklamalarda dikkat çekici bir nokta var. Açıklama, İsrail bölgede operasyon yapacağını bildirmemişti şeklinde. Demek ki daha öncekileri bildiriyordu. Demek ki aralarında zımni bir uzlaşı konusu bulunuyor.
Lazkiye’de Esad’ın “merkezi”nin haritalarını yayınlayan İsrail, aslında bu operasyonu önceden dünya kamuoyuna duyurmuştu. Ayrıca uçak krizi yoluyla, Suriye savunma sisteminin Rus uçaklarını bile “dost” kategorisinde görmediği ispatlanmış oldu. S-200 sistemi belki de sadece İran uçaklarını “dost” görüyordur.
Rusya-İsrail krizinin ne tür siyasi pazarlıklarla çözüleceğini tahmin etmek kolay değil. Ancak müzakerelerin merkezinde Esad’ın, ABD’nin ya da özerk bölgelerin değil, İran’ın olduğunu düşünmek mümkün.
Uluslararası ilişkilerde “seni koruyandan kork” diye bir söz vardır. İran da İsrail de koruyucularından korkmuş olmalılar. Öyle ise bu Türkiye için çok iyi haber demektir.