Enis Berberoğlu’nun, ‘o görüntüleri ben vermedim’ açıklamasını eleştirirken sormuştuk..
“Neden bütün yargılama süresi boyunca reddetmedin. Cezaevine girince mi aklın başına geldi?” diye.. Berberoğlu’nun avukatlarından Yiğit Acar aradı.. Müvekkilinin hem savcı önünde hem de hakim önünde bu suçlamayı reddettiğini anlattı.. Yani Berberoğlu görüntüleri kendisinin vermediğini ilk kez söylemiyormuş.. Bu konuda yanılmışım.. Bu bilgiden sonra yeniden iddianameye dönüp baktım.. İddianamenin ‘savunma’ kısmında evet Berberoğlu’nun suçlamaları reddettiği yazıyor.. Fakat kuvvetli bir itiraz arıyor gözler.. O görüntüleri vermediği anlamına gelebilecek on tane laf yerine; “… ne MİT TIR'ı, ne silahı kardeşim. Külliyen yalan ve iftira bunlar…” demiyor.. Hatta kuvvetli bir şekilde, Can Dündar’ın yaptığı vatana ihanettir, kim varsa arkasında bütün bağlantıları deşifre edilsin biz de CHP olarak bunu istiyoruz” demiyor.. Ondan sanırım kendini ifade etmekte güçlük çekmesi.. Belki de kategorik olarak reddetmesi bekleniyordu Enis Berberoğlu’ndan.. Ondan olsa gerek; .. bu suçlamanın bütün sorumluluğunu üstlenmeye hazırım..” diye açıklama yaptı.. ‘Ölü Ozanlar Derneği’nde hocasına sahip çıkan Bay Anderson gibi olacağını, bütün sınıfın onunla birlikte sıraların üzerine çıkıp “Kaptan, kaptanım” diyeceğini zannetti herhalde.. Elbette kimse çıkmadı… Değerli dostlar.. Bu arada, iddianamede dikkatlerden kaçmış bir detay daha var.. Ona dikkat çekmek istiyorum.. Berberoğlu’nun avukatı Murat Ergün’ün; “..O gün Can Dündar’ı iki milletvekili daha aradı..” sözleri.. Burası önemli.. Zira en somut kanıt olarak Can Dündar’ın, kitabında yer verdiği; “.. bana bu görüntüleri bir solcu milletvekili verdi..” ifadesi değerlendiriliyor.. O halde bahse konu 27 Mayıs 2015’te, Can Dündar kaç milletvekili ile görüştüyse hepsine bakılması gerekmez mi?.. İddianameye ‘savunma’ altında giren bu bilginin peşine düştüm.. O gün, Enis Berberoğlu dışında Can Dündar’ı arayan milletvekillerinin kim olduğunu çıkardım.. Biri Sırrı Süreyya Önder, diğeri Rıza Türmen.. Sanırım ikisi de “solcu” tanımına uyuyor.. Ancak çok ilginç ki hiçbirinin ismi soruşturmaya dahil edilmemiş.. Soruşturmayı ben yürütüyor olsaydım, Can Dündar’ın, o gün bindiği taksinin şoföründen ekmek aldığı fırıncıya kadar hepsini sorgulardım.. Açıkça “bir solcu milletvekili” diye yazdığı halde, o gün telefonla konuştuğu iki solcu milletvekili neden pas geçilmiş, anlayamadım..
O görüntüler neden silinmiyor?
MİT TIR'ları kumpasına ait olduğu iddia edilen görüntülerin servisini tartışıyoruz.. Mahkeme o görüntüleri yayınladığı için Can Dündar’ı 5 yıl 10 ay, servis ettiği için Enis Berberoğlu’nu 25 yıla mahkum etti.. Peki görüntüler neden ve nasıl hâlâ internette dolaşabiliyor?.. Zaten herkes kopyasını aldı kuşkusuz. Fakat nasıl oluyor da bu skandal görüntüler internetten sildirilmez anlamak mümkün değil..
Kılıçdaroğlu neden yürüyor?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, elinde pankartla otobanlardan E-5’lere mekik dokuyacağına, sürece dair parti içinde bir çalışma başlatıp somut netice almaya dönük bir girişim başlatsa ya.. PKK’dan, DHKP-C’ye, Almanya’dan İsrail’e ne kadar karşı kamp varsa ağzını sulandıran bu provokasyona devam etmek, onların ekmeğine yağ sürmek yerine, daha rasyonel bir takım girişimlerde bulunmanın yollarını arasa ya.. Önceki gün Nagehan Alçı, “yürüyüş yapacağına miting yap” diye bir teklifte bulunuyordu.. Bu teklifi Türk demokrasisi adına çok kıymetli buluyorum. FETÖ talimatıyla, FETÖ’nün tasmasını elinde tutanların iştahını kabartacak şekilde yol-cadde yürümektense, tam demokratik bir mitingler dizisi çok daha yapıcı olacaktır.. Yabana atmayın..