İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin grup toplantısında, beka tartışmalarından bahisle şöyle konuştu dün:
“Kendilerine sormak isterim İstanbul, Ankara, Adana, Antalya başta olmak üzere ülkenin yarısını teröristler mi yönetecek şimdi. Sizin laflarınıza bakılırsa Türk milleti teröristleri mi tercih etti? Bu millete bu kötülüğü nasıl yaptınız? 3-5 belediye için bu tehlikeli sözleri etmeye değdi mi? Ne oldu ülkemiz işgal mi edildi, ezanımız mı sustu, bayrağımız mı indi? Geriye içini boşalttıkları bir beka meselesi kaldı.”
Ülkemizin askeri, siyasi ve ekonomik olarak saldırı altında olduğunu halka anlattıkları için eleştirmiyor AK Parti ve MHP’yi Akşener.
Bu saldırılar biçim değiştirerek sürerken İP’in de aralarında olduğu bazı siyasi partilerin terör örgütlerini, terörün amaçlarını ve kullandığı araçları-yöntemleri makulleştirdiği için konu edildiklerini görmezden geliyor.
Hedef şaşırtıyor Akşener; zarfı konu ediyor, mazrufu çöpe atıyor.
Böylece KCK hiyerarşisi içindeki örtülü-açık tüm yapıların ve FETÖ’nün de bir parçası olduğu yabancı istihbari yapının tüm uzantılarının birkaç seçimdir CHP-HDP ittifakı için nasıl çalıştığını; 31 Mart öncesi ve sonrası çok sayıda terörist başının Millet İttifakını iltifat ve talimat yağmuruna tuttuğunu; İP’in CHP-HDP işbirliğini kamufle etmek dışında işe yaramadığını, sandıkta buharlaştığını bilinçli biçimde değerlendirme dışı tutuyor.
Seçimden önce de birkaç meydanda halka “teröristler” diye hitap etmişti Meral Akşener. Ne acıdır ki o meydanların güya bu “siyasi hicve” cevabı, reddiye değil gülüşmeler ve alkışlar olmuştu.
Nedense rekabet ettiği ittifakın partilerine gösterdiği tepkiyi, CHP ve İP ile girilen “demokratik güç birliği” teranesinden memnuniyet duyduğunu ifade eden terör örgütlerine göstermiyor “Asena Meral”.
Sırf üç beş belediye alabilmek için, Pensilvanya ve Kandil’den talimat almaya neden razı olduğunu, neden ülkenin beka tehdidine karşı siyasi merkezde buluşmayıp da terör örgütlerinin söylem alanına yakın düştüğünü açıklasa daha iyi olacak oysa.
Teröre övgü, şehide sövgü
Merkez parti olduğunu iddia eden ama altındaki zeminin marjinal alana kaydığını fark etmeyen Meral Akşener terör-terörist kavramlarını espri konusu yapıp gülüp güldürürken, ittifak ortağı CHP’nin İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu “teröre-teröriste övgü, şehide-ezana sövgü” diye özetlenebilecek fikri geçmişinde öylesine sabit ki, bu sayede çıpanın nereye atıldığı çok net tespit edilebiliyor.
Nitekim 31 Mart’ta da görüldüğü üzere İyi Parti’nin varlığı palyatiftir, geçicidir, kamuflajdır.
Esas olan CHP-HDP ittifakıdır ve burada da belirleyici olan CHP değil HDP’dir. Çünkü (ne kadar sol olduğu tartışmasını dışarda tutarak) kendini siyasi yelpazede merkez sol diyebileceğimiz bir alanda tanımlayan CHP, çoktan marjinal (ve hatta kriminal) sola kaymış ve HDP çekim alanına kapılmış görünüyor.
Bu açıdan Kaftancıoğlu’nun hem sembolik, hem pratik bir işlevi var.
Daha önce sosyal medya hesabında paylaştığı görüşlerin arkasında duruyor Kaftancıoğlu, “değişmedim” diyor.
2013 yılında Paris’te öldürülen “üç PKK’lı kadının terörist değil devrimci olduklarını” -bugün de- söylüyor. “İnandığınız Allah'ınız sizin de belanızı versin”, “Boşuna demiyoruz devlet katil değil seri katil” paylaşımlarını güncelliyor ve göğsünü gere gere “görüşlerim partimin politikalarıyla çelişmiyor” diyor CHP İstanbul İl Başkanı.
Seçimden önce de yazmış idim; Türkiye’de bir beka riski varsa asıl sorun muhalefetin bu tehdidi ciddiye almamasıdır, bilakis terör örgütleriyle aynı çizgiye düşmüş olmasıdır, diye. Ne yazık ki durum değişmedi. Ne tehditler zorluklar azaldı, ne muhalefet.