Kamuoyu, sorulara cevap vermeyerek kendi kendini iptizale uğratan Ekrem İmamoğlu’nun “mağduriyeti”ni tartışıyormuş...
Haksızlık yapılmış bu değerli Samanyolu TV programcısına...
Nasıl haksızlık yapılmış?
Ülke TV’de katıldığı televizyon programında, istediği ve beklediği sorular sorulmamış.
Ne sorulmuş?
HDP ve PKK sorulmuş.
Böylece, İmamoğlu’na çok ayıp edilmiş.
Bir partiden belediye başkanlığına adaylığınızı koyuyorsanız, o partinin politikalarını beğeniyorsunuz ve benimsiyorsunuz demektir. Dolayısıyla o “politikalar” sizi bağlar ve o çerçevede sorgu(lama)ya tabi tutulursunuz.
Ekrem İmamoğlu, “bağımsız” bir aday değil...
CHP’nin adayı...
Bu demektir ki, CHP’yi seviyor, politikalarını benimsiyor.
Dolayısıyla, CHP’nin, kamuoyu tarafından da yakından bilinen politikalarını ve tutum alışlarını benimsemek, onların savunucusu olmak durumundadır.
Ekrem İmamoğlu ne yapıyor?
İşine geldiğinde “partizanca” tepki koyan ve CHP politikalarını temellük etmiş bir “siyasi” gibi davranıyor, işine gelmediğinde (daha doğrusu “siyaseten” sıkıştırıldığında) politikayla hiç alakası bulunmayan “teknik adam” rolleri kesiyor.
Bir AK Parti seçmeni, bunu sokakta yakalayıp sormuştu: “Türk askerine kurşun sıkan PKK’lılarla ittifak yapıyorsunuz. Bunun terörle mücadeleye zarar vereceğini düşünemiyor musunuz?”
Ekrem İmamoğlu, “Ben teknik bir adamım, bunlar benim konularım arasında bulunmuyor!” demedi... Terörden “Saray”ı sorumlu tuttu ve terbiyesizleşti.
Bir başka anekdot:
Bir CHP seçmeni, yine bunu sokakta yakalayıp sordu: “Siz HDP’yle birlikte değil misiniz? Atatürk’ün partisine yakışıyor mu bu?”
Ekrem İmamoğlu, yine bir “partizan asabiyeti” kuşanıp terbiyesizleşti: “Buna sen mi karar vereceksin.”
Daha sonra, Ekrem Efendi’ye bu cürümü hatırlatıldı. Neden böyle yaptığı soruldu.
Ekrem Efendi, “Ben öyle bir şey demedim” diyerek işi yalana döktü.
Şimdi karşımızda hem “yalancı”, hep “pişkin”, hem işine geldiğinde aynı anda “partizan” ve “teknik adam” rolleri kesen bir Ekrem İmamoğlu var.
Pişkinliğe bakar mısınız?
Partisinin HDP’yle yaptığı “gizli ittifak” soruluyor...
Ekrem Efendi, “Bu benim konularım arasında değil” diyor.
HDP adaylarının CHP’ye verdiği destek soruluyor.
Ekrem Efendi, “Bu benim konularım arasında değil” diyor.
Kandil’deki canilerin “CHP-HDP ittifak yapmalıdır” açıklamasını nasıl karşıladığı soruluyor.
Ekrem Efendi, “Bu benim konularım arasında değil” diyor.
HDP İlçe Başkanı’nın “Türkiye tarafı, Kürdistan tarafı” açıklamasının CHP’nin Şişli belediye başkan adayı tarafından alkışladığı hatırlatılıp, “Buna ne buyrulur Ekrem Bey?” deniyor.
Ekrem Efendi, “Bu benim konularım arasında değil” diyor.
Senin konun ne Ekrem Efendi?
FETÖ kanallarının “kadrolu” spor yorumculuğuna soyunup, Fenerbahçe’yi şikecilikle suçlamak mı? (FETÖ’nün 3 Temmuz kumpasına tam destek vermiştir.)
Bu mu senin konun?
Bir zamanlar Samanyolu TV’ye çıkıp kafa ütüleyen iki adet Ekrem vardı.
Biri (yani soy ismi Dumanlı) olanı), “darbeciliği” deşifre edilince soluğu yurt dışında aldı.
İkinci Ekrem burada...
Demek ki onun görevi de CHP-HDP ittifakını gözden kaçırmakmış...