İİT’nin yayınladığı 30 maddelik kararların dikkat çekeni barış gücü ve İsrail’e soruşturma açılması istikametinde yapılacak çalışmalarla ilgiliydi.
Diğerleri rutin güzellemelerden ibaret.
Oysa dönem başkanı Erdoğan Cuma günü Yenikapı’da daha cesur bir çıkış yapmış ve sorunun nasıl çözüleceğini çok net bir şekilde ifade etmiştir.
O ifadeler sonuç bildirgesine neden yansımamıştır sorusunun cevabı, ’İİT acziyetini bir kez daha izhar etmiştir’ şeklindedir.
***
İİT üyelerinin sahip olduğu imkânlar dünyaya diz çöktürecek nitelikte imkânlardır. Ama maalesef İİT’nin en güçlü üyelerinin emperyalist devletlerle ilişkisi göz önünde bulundurulduğunda bundan daha ileriye gidilemeyeceği görülüyor.
İİT üyesi ülke başkanlarının en azından yarıdan fazlası Erdoğan gibi sırtını millete ve ümmete dayamış olsalar İİT dünyaya nizam verebilir.
Veremiyor çünkü Erdoğan benzeri liderler azınlıkta.
Kararlar da azınlık tarafından alınamıyor!
***
Olağanüstü zirvede alınan kararları okuyunca Erdoğan’ın Yenikapı konuşmasını İİT’ye kibarca one minute çekmek şeklinde yorumladım.
Erdoğan’ın ümmetin duygularına tercüman olan çıkışı İsrail ile el altından işbirliği yapan İİT üyelerini kerhen de olsa zahirde İsrail’i kınayan kararlara imza atmalarını sağladı/sağlıyor.
Erdoğan’ın çıkışı Filistinlilere İsrail’in veremediği zararı veren Mısır yönetimini kerhen de olsa Refah kapısını Ramazan boyunca açık tutmaya mecbur bıraktı!
***
Erdoğan tıpkı BM ve Güvenlik Konseyi’nin işleyişine itiraz ettiği gibi İİT’nin işleyişine de itiraz ediyor.
Yenikapı konuşmasının anlamı budur.
Bu tabii ki İİT’den kopalım anlamına da gelmez. Çünkü Mâ lâ yudreku kulluhu lâ yutraku cüz’uhû. (Tamamı elde edilemeyenin parçası da terkedilmez.)
EvetİİT İslam ülkelerinin ve ümmetin Filistin gibi büyük sorunlarına çözüm üretmekten aciz bir kuruluş ama bünyesindeki komiteler aracılığıyla kimi önemli görevler ifa ettiğini de inkar edemeyiz.
Sadece Türkiye’de, İİT’nin Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) ve İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA) dahil 10 komitesi faaliyet göstermekte ve ümmetin kimi alanlardaki ihtiyacını az da olsa karşılamaktadır.
***
Dolayısıyla Türkiye’nin ne eleştirdiği BM’den ne de İİT’den ayrılması gibi bir hamasi adım atması asla doğru olmaz.
Üyesi bulunduğu kuruluşları içerden ikaz yolu doğru olan yöntemdir. Devlet aklı bunu gerektirir.
Türkiye devlet olarak da millet olarak da İsrail zulmüne karşı yapılması gerekeni en güzel şekilde yapmıştır.
Hem İİT’i toplayarak hem Yenikapı mitingiyle İslam dünyasınınzulme tepki hissiyatına tercüman olmuş, bu duyguyu canlı tutmuş ve tarihi bir misyon ifa etmiştir.
Bir taraftan İsrail ile gizli ilişki sürdüren öte yandan İİT üyesi olan ülkelerle ancak bu kadar olur!
***
Devlet ve millet olarak tüm dünyaya verilen bu mesajı küçümseyip İİT toplantısını ve Yenikapı mitingini eleştiren muhalifler, bu tavırlarıyla İsrail zalimine malzeme ürettiklerinin bilmem farkındalar mı?!
Oysa böylesi önemli bir konuda onlar da bu mitinge iştirak ederek dünyaya birlik mesajı verebilirlerdi!
Maalesef bunun adı da siyaset!
***
Özetle, Türkiye şahlanacağı liderine kavuşmuştur. Artık bundan böyle basit siyasi çıkarlar yerine milletimizin devletimizin ve ümmetin çıkarlarını göz önünde bulundurup bu lideri güçlendirmek gerekir.
Çalışalım, dua edelim Türkiye tarihteki gücüne kavuşsun ve ümmetin sorunlarını çözmede başkasına muhtaç olmasın.
Devam!