Kenya’da, İngiliz sömürgeciliğine karşı mücadele vermiş olan dört kişi, 2011’de ülkelerindeki Yüksek Mahkeme’de İngiltere aleyhine dava açtı. Dava sırasında, Kenya bağımsızlığına kavuşmadan önce 9 bine yakın belgenin gizlice İngiltere’ye götürüldüğü ortaya çıktı.
Bu gelişmenin de etkisiyle, 2012 yılında İngiltere eski sömürgelerine dair gizli belgeleri açıklayacağını duyurdu ve bir yıl sonra bazı belgeler kamuoyuna açıldı. Gizli ibareli ve çoğu 2. Dünya Savaşı öncesine tarihli bu belgelerde, bağımsızlık mücadelesi veren milis ya da gerilla örgütlerine karşı yapılabilecekler, 1938 Almanya’sının gelmemesi gereken yerlerde, özellikle de kelebek avcısı turist gibi gezen Nazilerin görüldüğü Doğu Afrika’da faaliyetlerin artırılması konu ediliyor. İçinde Kıbrıs’ın da bulunduğu çok sayıdaki adada İngiltere karşıtı halk hareketlerinin bastırılması için yapılanlar ve yapılacaklar dile getiriliyor. Bu arada ilginç biçimde bazı dosyaların ABD tarafından görülmemesi için özel önlem alınması gereği de bu belgelerle gün ışığına çıkıyor.
Dosyalardan biri, bugün yeniden dünya gündemine taşınan Chagos Adası ile ilgili.
Eski sömürgeler
Chagos Adaları, Hint Okyanusu’nda Güney Batı Afrika kıyılarına yakın, Madagaskar açıklarında ve Mauritius çevresinde bir bölgede yer alıyor; İngiltere ile Mauritius arasında da itilaf konusu.
Mauritius, 16. yüzyıldan itibaren sırasıyla Portekiz, Hollanda ve Fransa sömürgesi olmuş, 1810’da ise Birleşik Krallık adayı Fransızlardan alarak kendi sömürgesi yapmış. Ada’da 1960’larda bağımsızlık dalgası esmeye başlamış, Birleşik Krallık başlangıçta bu eğilimlere epeyce direnmiş, ancak iddiaya göre 1965’te Chagos Adalarının İngiltere’de kalması karşılığında Mauritius’un bağımsızlığına razı olmuş. 1968’de Mauritius bağımsızlığını kazandıktan sonra, İngiltere buradaki tüm askeri ve sivil varlığını Chagos’a taşımış, hatta ABD’ye üs bile vermiş. Tabi Chagos Adaları boş olmadığından taşınma sırasında İngilizler adanın yerlilerini kovarak kendilerine yer açmışlar.
Yerli halkın zorla yerinden edilmeleri, kalanların da ikinci sınıf insan muamelesi görmeleri ve Chagos’un aidiyeti bağımsızlık sonrası Mauritius ile Birleşik Krallık arasındaki ilişkilerin merkezine oturmuştu.
Sonunda söz konusu anlaşmazlık BM Adalet Divanı’na taşındı.
Yeni hesaplaşmalar
2017 Şubat’ında BM Genel Kurulu Adalet Divanı’nın adaların hukuki durumunu değerlendirmesini talep etmişti, bu hafta Adalet Divanı İngiltere’nin acilen adayı Mauritius’a iade etmesini tavsiye etti. Karar bağlayıcı değil ama sonuçta İngiltere’nin adayı haksız biçimde ele geçirdiği kayıtlara girmiş vaziyette.
Sorunun bugün gündeme gelmesi rastlantı değildir belki, ama Brexit süreciyle yıpranmanın açığa çıktığı günlerin değerlendirildiğine şüphe yok. Fırsat bu fırsat deyip Birleşik Krallığın küresel varlığını tırpanlamaya ve tarihin öcünü almaya meraklı epeyce oyuncu bulunuyor.
Söz konusu tavsiye kararının Birleşik Krallığın zor günlerini daha da zor hale getirebilecek başka adalara, boğazlara, geçit yollarına emsal oluşturma ihtimali de bulunuyor. Cebelitarık, Kıbrıs ve daha nice irili ufaklı coğrafi alanın kime ait olduğu tartışmaları büyürse, muhtemelen Birleşik Krallık da başka devletlerin elindeki benzer dosyaların dünya gündemine taşınmasına yardımcı olur. Böylece başta Avrupa’da olmak üzere ekonomik sıkıntıya düşen birçok devlet, eski defterleri karıştırıp alacaklarının peşine düşer. Bu olasılık ise dostlar arası kavganın yakınlığına işaret eder.