Türkiye’de ciddi bir VAR sorunu var... Bunu ben söylemiyorum. IFAB Direktörü David Elleray söylüyor ki, VAR’ın tüm dünyadaki uygulamasından sorumlu kişi...
Adam diyor ki; “Uyulması gereken tek bir VAR protokolü olduğu halde, Türkiye kafasına göre yöntem belirliyor.”
Ülkemize VAR eğitimi için gelen Jaap Uilenberg’i; bize gelmeden önce, kenara çekip uyarıyor: “Ne olur şunlara, maçı yöneten kişinin VAR hakemi olmadığını öğret... Bunlar maçı ya yönlendiriyor ya yönetiyor. Lütfen bunu engelle”
***
VAR artık 20’ye yakın ülkede uygulanıyor. Ama David Elleray, onca ülkeden sadece Türkiye’yi uyarma ve hatta fırçalama ihtiyacı duyuyor. Jaap Uilenberg de, bizimkileri adam etmeye çalışırken; IFAB’ın bu konuda duyduğu endişeyi ve Elleray’ın söylediklerini de, konuşmasında açıklamak zorunda kalıyor.
Durum o kadar vahim!
***
Cüneyt Çakır Riva’da VAR hakemi olduğu sırada; sahada maçı yöneten hakem, ister istemez Çakır’dan daha düşük kariyerli biri oluyor... Ama Çakır’ın dünyanın ilk en iyi 3 hakeminden biri olması; ona VAR’ın başındayken, ekstra yetki vermez. Fakat bizimkiler, Çakır “Şu pozisyonu izle” dediğinde; “Bir şey gördü ki beni uyarıyor” diye düşünüp, Çakır’ın paralelinde karar veriyor.
İşte bu yüzden Cüneyt Çakır, asla VAR hakemi olmamalıdır. Çünkü hakemler onun varlığından etkileniyor. Aslında onu dinlemeyenler de var; uyarıya rağmen pozisyonu yeniden izleme ihtiyacı duymadan, oyunu devam ettiriyorlar.
Fakat bu sefer de, “Vay, sen nasıl olur da Çakır gibi dünya kalitesinde bir hakemin önerisini reddiyorsun” diye adamı falakaya yatırıyorlar.
***
Ayrıca biz de, neredeyse herşey için VAR’a gidiliyor. Oysa IFAB’ın VAR protokolünün daha birinci maddesi, “Minimum müdahale, maksimum fayda” ifadesini taşır.
Biz de öyle değil; futbolcu itiraz ediyor, VAR’a gidiliyor... Seyirci tepki gösteriyor, VAR’a gidiliyor...Kenar yönetim bir pozisyonda ayağa kalkıyor, VAR’a gidiliyor.
VAR doğruları bulma aracı değil, baskıdan kurtulma aracı... Bu yüzden, VAR bizde erkenden yalama oldu.