2011’de Arapların dikta rejimlere karşı başlattıkları direniş hareketi (Arap Baharı) emperyalist güçlerin müdahalesiyle, Tunus hariç kanlı bir şekilde bastırıldı.
Arap halklarının demokratik bir ortamda iradelerini yönetime yansıtmaları, emperyalist güçleri ve ileri karakolları olan İsrail’i korkuttu.
Arap ülkelerinin lokomotifi sayılan Mısır’da dindarların iktidara gelmesi ise iyice panikletti.
Çünkü seçilmiş Mısır yönetimi Türkiye ile işbirliği yapmaya ve bölge sorunlarını birlikte çözmeye kararlı idi.
“Mısır’ın Erdoğan’ı” sloganıyla seçilen meşru cumhurbaşkanı çok geçmeden bir darbeye maruz kaldı ve halkın barışçı direnişi kanlı şekilde bastırıldı.
***
Mısır’daki kanlı darbeye maalesef Türkiye’den başka sesini yükselten olmadı.
O insan hakları, özgürlükler ve demokrasi diyen ABD dâhil tüm batı ülkeleri Mısır’daki kanlı darbeyi kınamak bir yana darbeci generali bağırlarına bastılar.
ABD ise darbeci generali onurlandıracak her yolu hayata geçirmekten zerre kadar imtina etmedi.
‘ABD çıkarları ve İsrail’in güvenliği’ni dış politikasının ana ilkesi olarak belirleyen ABD, darbeci yönetimi ödüllendiren bir politika takip etti/ediyor.
***
Çünkü darbeci yönetim Filistinlilere İsrail’in yapmaya bile cesaret edemediği zorlukları çıkartmaya ve Gazze’yi açık hava hapishanesine çevirme bağlamında Filistinlileri sıkıntıya sokacak ne varsa bir bir uygulamaya başladı ve Gazze üzerindeki baskısını İsrail’e rahmet okutacak düzeyde devam ettirmektedir.
Mesela, özgür dünyaya açılan tek kapı Mısır kontrolündeki Refah kapısıdır.
Mısır ise bu kapıyı sürekli kapalı tutarak Filistinlilerin alenen ölümünü seyretmektedir.
Bu uygulamadan memnun olan tek taraf ise İsrail’dir.
***
İşgale karşı milli bir direniş örgütü olan HAMAS, Gazze’nin Müslüman Kardeşler (MK) versiyonu olarak biliniyor.
Mısır halkının özgür iradesiyle seçilen ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mürsi de MK’nın adayı idi.
Mürsi’yi kanlı bir darbe ile indiren İsrail kuklası general bir karar alarak MK’yı terör örgütü olarak ilan etti.
Bu darbecinin işbirlikçisi Arap ülkeleri de MK’yı terör örgütü ilan ettiler ve yasakladılar.
Tabii bu karar İsrail için de emsal oluşturuyor. İsrail de bir MK versiyonu olan HAMAS’ı terör örgütü olarak tanımlıyor.
Yani MK’ya karşı atılacak her adım sadece İsrail’i ve dostlarını sevindiriyor!
***
Son olarak darbe yönetimi geçen hafta darbe ile görevden uzaklaştırdığı kadrolardan 374 sanık hakkında yürütülen davada çeşitli cezaların yanı sıra 75’ine daha idam cezası verdi. Böylece idam cezası verilenlerin sayısı 210’a çıktı!
ABD ve İsrail’in talimatıyla darbe yapangeneral yine bu iki ülkenin talimatıyla cinayet ortaklığı yaparcasına 75 dindara idam cezası verdi.
Tabii mükâfat da gecikmedi. İdam kararının peşinden ABD darbeci generale 1.2 milyar dolarlık yardımı serbest bıraktı.
***
Sözde özgür dünya, sözde demokrasiyi insan haklarını ve özgürlükleri savunan batı dünyası Mısır’daki cinayetler karşısında kör ve sağır rolü oynuyor.
İliklerine kadar işlemiş İslamafobia ruhu ile hareket eden batı mağdur taraf dindarlar olunca gıkını çıkarmıyor! Bütün darbecilere kol kanat geriyor, sonra da bize insanlık dersi vermeye kalkışıyor.
Aslında Türkiye için de Mısır’da oynadıkları kirli senaryoyu planlamışlardı ama bu sefer beceremediler ve mağlup oldular.
Allah korudu eğer 15 Temmuz başarılı olsaydı Mısır’da bugünyaşananlar Türkiye’de tekerrür edecekti.
Ya Kahhar!