Son yazımda, 15 Temmuz darbe suçunu ve FETÖ mensubiyetini itiraf edenlerin bile mahkemede inkar ettiğini, tek tip savunmaya geçtiğini hatırlatarak dışarıdan talimat gelme ihtimalinin altını çizmiş ve “cezaevlerinde ek tedbirler alınmalı, gerekirse mevzuat değişmeli” demiştim.
Cezaevlerini yakından takip eden isimlerden telefonlar aldım. Etraflıca konuştuk.
FETÖ içeride aktif mi? Tek tip ifade örgütün canlılığına mı işarettir?
Talimatlar avukatlar ya da aileler aracılığıyla mı içeriye taşınıyor ve yayılıyor?
FETÖ cezaevi yapılanması yeterince temizlenebildi mi?
Sorularımı sordum, yetkili ağızlardan cevaplar aldım.
Buna göre içerde durum şöyle: Evet, 50 bine yakın FETÖ tutuklusuyla birlikte ceza ve tutukevlerindeki yoğunluk biraz daha artmış durumda.
Ama bu demek değil ki FETÖ’nüniçeride yapılanmasına müsait bir ortam var. Bilakis...
Tutuklular savcıların değerlendirmelerine uygun olarak yerleştirilmiş koğuşlara. FETÖ hiyerarşisi içinde önde olanlar diğerlerine ulaşıp yönlendiremesin diye tek kişilik odalara konulmuş.
Yeniden imam belirleme ihtimaline karşı da tedbirler alınmış.
Cezaevi içinde bir tür haberleşme sistemi kurulmuş yönetim. Böylece kim nerede ne örgütlüyor, önceden bilinerek önlem alınmış.
Mesela terör yöneticisi pozisyonunda olmayan tutuklulardan 20’sinin kaldığı bir odada biri liderlik etmeye, diğerlerine talimat vermeye, etkilemeye kalkışıyorsa o tutuklunun yeri hemen değiştiriliyormuş.
Bu şekilde 86 kişi başka yerlere nakledilmiş.
Birbirleriyle haberleşemesinler diye başka tedbirler de alınmış. Havalandırma alanlarının üzerleri tel örgütlerle kapatılmış. Böylece tutuklular birbirlerine “haberleşme topları” atamasın. Yetkililere göre darbe-FETÖ tutukluları bu yolla içerde kimler olduğunu anlamaya, birbirlerini tanımaya ve haberleşmeye çalışmış.
Tutuklu ve hükümlüler de bir hukuk içine tutuluyorlar içerde. Bu kapsamda kültür-sanat ya da spor aktivitelerine katılmak suretiyle bir araya gelip yeniden örgütlenebilir mi FETÖ üyeleri?
Muhatabım OHAL’i hatırlatıyor ve “FETÖ tutukluları hariç” diyerek cevaplıyor. Koğuş sakinlerinin oda arkadaşları dışında kimseyle görüşmesi bu yolla engellenmiş.
Peki ya avukat görüşmeleri? Avukat-tutuklu görüşmesi adil yargılamanın bir parçası. Lakin ya örgütle örgüt üyesi arasında kuryelik yapıyorsa?
Ki, müvekkili FETÖ tutuklusunun uykusunda dilinin boğazına kaçtığını iddia edip içeriye tıbbi cihaz görünümlü telefon sokmaya çalışırken yakalanan avukatlar da oldu
malum.
O nedenle cezaevi yönetimleri son derece dikkatli. Zaten avukat tutuklu görüşmeleri soruşma safhasında kayıt altına alınmış. Mahkeme safhasında ise mahkeme heyeti karar veriyormuş.
Alameti farikası yalan ve iftira olan, kapıdan kovsanız bacadan bulaşan bir örgüt için bu kadar tedbir caydırıcı olmuş mu? En aşağılık yöntemleri dahi denemişler haberleşebilmek için. Mors alfabesini kullanmak, işaret diliyle konuşmak, bisküvilere not yazmak, iç çamaşırına ya da vücuduna mesaj yazmak gibi.
Bunca icat bir şeyin göstergesi de aslında.
Demek ki FETÖ çaresiz. FETÖ’nün vaktiyle epey yatırım yaptığı cezaevleri personeli arasında FETÖ mensupları temizlemiş. FETÖ personel aracılığıyla haberleşemediği için farklı yollar arıyor demek ki. Durumu sorduğum yetkili 15 Temmuz öncesinde başlayan dikkatin darbe teşebbüsünden sonra hemen temizliğe dönüştüğünü söylüyor.
4 bin civarındaki çalışanın FETÖ ilişkisi nedeniyle ihraç edilmiş. Cezaevlerindeki çalışan sayısına (54 bin) oranlanınca devede kulak denebilir buna.
Ama şunu unutmayın diyor hattın öbür ucundaki: “FETÖ nefreti ve 15 Temmuz öfkesi görmenizi engellemesin: Bu sofistike örgütün özel yetiştirilmiş elemanlarına kural uygulatıyor infaz koruma memurlarımız. Bu kadar örgütlü bir yapının elemanlarının olay çıkartması, sonuç alması önlendi şu ana kadar… Bu bir başarıdır”.