1ANTV’de Cemil Barlas, Sözcü gazetesi yazarları ile ilgili bir tespit yaptı.. “Doğan Grubu’nun artıkları” dedi.. Söz rahatsız edici, farkındayım.. Belki başka bir ifadeyle de anlatılabilirdi.. Ben olsam “artık” demezdim.. Mazruftan zarfa kaydırıyor tartışmayı yok yere.. Ama bir saniye.. Hürriyet’ten kovulan kim varsa baştacı eden Sözcü’nün bu durumu, ilk kez Cemil’in fark ettiği bir şey mi?.. Hürriyet’te kimin suyu ısınsa, “o da gider Sözcü’ye” demiyor mu herkes?.. Emin Çölaşan da, Uğur Dündar da, Yılmaz Özdil de, Bekir Coşkun da, Soner Yalçın da, Rahmi Turan da, aklınıza gelecek kim varsa, hepsi Aydın Doğan’ın üstünü çizdiği adamlar değil mi?.. Bugün Aydın Doğan, “eve geri dönün” dese, hepsi koşa koşa gitmez mi?.. Cemil’in yaptığı sadece bir tespitti. Hakaret falan yoktu.. Dedim yine söylüyorum..İfade biçimi sorunlu ama muhtevası gerçek.. Fakat, Ümit Zileli’nin cevaben yazdığı yazı, baştan sona hakaret dolu.. Mübarek gün, Allah affetsin.. Benim durduğum yerden Ümit Zileli, sabah-akşam sövdüğü sistemden maaş almayı hazmetmiş bir ticaret adamıdır.. Sözcü’yü savunmak isterken bir ‘yandaş’ kanaldan aldığı maaştan daha oldu.. Başka bir ‘yandaş’ kanal daha bulur elbet.
Fehmi Koru’ya dev kıyak
Tam da Fehmi Koru, siyaseten yaşanan ayrışmanın tam ortasında kalmış, hükümet medyası tarafından hedefe konulmuşken.. Tam da referandumda neden ‘hayır’ denmesinin teorik olarak izahını yapıp şimşekleri üzerine çekmişken.. Tam da, her Abdullah Gül’e kızan, hırsını ondan çıkarıyorken.. Sözcü Gazetesi imdadına yetişti.. Fehmi Koru'ya hayatının kıyağını yaptı.. Baştan sona palavra olduğu apaçık belli bir hikayeyle saldırarak, adama sempatiyi arttırdı.. Bu nasıl bir güç birliğidir, anlamadım gitti..
Gazeteci tutuklamaları
Televizyonlarda basın hürriyeti, OHAL falan tartışıyor insanlar.. Şu kadar gazetecinin cezaevinde olduğundan söz edip, özgürlüklerin kısıtlandığı muhalefetin baskılandığı yorumlarını yükseltiyorlar.. Karşılarındaki isimler de, yani bu teze karşı çıkanlar da; “tutuklanmışlar ama sor hele bir neden tutuklanmışlar” gibi bir izahat yarışına giriyorlar.. Oğuz Güven gibi, Kadri Gürsel gibi isimlerin tutuklanmış olmasına rasyonel bahaneler arıyorlar.. Yukarıdan aşağıya, soldan sağa bakıyorsunuz, yok aslında.. Ve bu tutuklamalar, sahiden terör örgütünün medya yuvalanmasına dönük operasyonla birlikte istatistiğe giriyor.. Yani dün sınırda yakalanan PKK’lı terörist “ben DİHA muhabiriyim” dediği için ‘gazeteci’ sayılır hale geliyor.. Neden?.. Çünkü sahiden de garip ve izaha muhtaç gazeteci tutuklamaları da yapıldığı için.. Merakımdan soruyorum, bu en çok da, FETÖ gibi, PKK gibi, DHKP-C gibi terör örgütlerinin ekmeğine yağ sürmez mi?..
Ramazan sükuneti istiyorum
Ramazan’ı karşılıyoruz.. Bugün ilk teravih namazı kılınacak.. Allah nasip ederse ilk sahur bu gece ve yarın ilk oruçlarımızı tutacağız.. Özellikle 15 Temmuz’dan beri tansiyon bir gün bile düşmedi.. Deseler ki, uçakla memleketin tepesinden, insanları cinnet seviyesine getirmeye yetecek kadar gaz sıkıldı, inanabilirim.. Ramazan’ı vesile kılsak da, az sakinleşsek, olmaz mı?..