Genel yayın yönetmenimiz Nuh Albayrak, siyasette çok tartışılacak bir öneri sundu.“Başkanlık sistemi kalsın, %50 şartı kalksın” diyor. ‘16 Nisan’ şüphesiz ki Kur’an ayeti gibi inmedi. İnsanlar oturdular ve en sağlıklı hükümet modeli hangisi olacaksa bunun üzerine kafa yordular. Bazı konular teorik olarak tartışmasız çok mükemmel gibi görünse de hayata geçtiğinde bekleneni veremeyebilir. Misal ‘stratejik derinlik’... Kitabını okurken ne kadar heyecanlanmıştık değil mi? Ama fos çıktı. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi de her yanıyla mükemmel bir sistem elbette değildir. Henüz parlamenter sistemin ürettiği arızalar ortadan kalkmadan başkanlık sistemine geçince ister istemez belli sıkıntılar yaşanıyor. Örneğin Türkiye’de Cumhuriyetçiler ve Demokratlar gibi iki partili bir yapı henüz tesis edilmeden %50+1 arayışının gerçekçi olmadığını gördük. Partileri yapay ittifaklara zorlamaktansa %50+1 şartını tartışmaya açmak daha rasyonel değil mi?
Tamam da Sıla neden kabul etti bu konser davetini?
Kültür ve Turizm Bakanlığı Sıla’ya konser daveti yapmış. Sosyal medya çalkalanınca geri çekmiş. Sıla’nın tavrı malum. Nerede durduğu, politik pozisyonu falan. Milletin isyanı biraz da buna. Yani ‘dünyaya aynı pencereden bakmadığımız birine neden konser verdiriyorsunuz’ dedi aslında insanlar. Oysa burada bakanlığa kızacak bir şey yok.. Sıla delikanlı olsaydı da bu konser davetini kabul etmeseydi. Anlaşılıyor ki, 24 saat sayıp sövse de işin içine ‘para’ girdiği zaman her şey değişiyor. Bence Sıla’yı sevenler ona bir sorsunlar, ne olmuş da bakanlık çağırınca tüm itirazlarını unutup koşa koşa gitmiş. Onu bir anlatsın hele. Vatan millet görevi miymiş bu konser?
Baklavacı kardeşler haksız ama siz yine de Don Kişot’luk yapmayın
Baklavacı magandaları gördünüz. Savunulacak tarafı yok. O genç kadına ve eşine trafikte yaşattıkları dehşetin cezası ne olmalı bilmiyorum. Hangi ceza yürekleri soğutur, emin değilim. Buraya kadar tartışılacak hiçbir şey yok. Fakat bir de işin diğer bir boyutu var. Bütün o trafik kavgasına sebep olan durum. Yani, emniyet şeridinden yola katılmaya çalışan birine yol vermeme tasarrufu. Pek çoğumuz bunu yapıyoruz. Don Kişot’uz ya. Sokmuyoruz adamı yola. Oysa memlekette kanun var nizam var. Emniyet şeridini haksız yere kullandığını düşündüğünüz aracın plakasını verin polise, ne yapıyorsa yapsın. Trafikte insanları eğitmeye çalışmaktan vazgeçelim.