Geçtiğimiz Salı günü HDP’nin Meclis’teki Grup toplantısında, Türk milletine en büyük meydan okuma yapıldı. Tutuklu HDP milletvekillerinin yerlerine, bir Haçlı edasıyla Avrupa Birliği ülkelerinin temsilcileri oturdu.
Belçika, Avusturya ve Lüksemburg Büyükelçileri ile Finlandiya, Avusturya ve İspanya Büyükelçiliklerinin Müsteşarları, Yunanistan ve Almanya Federal Cumhuriyeti’nin 1. Sekreterleri, AB Türkiye Delegasyonu temsilcileri, toplam 38 ülkenin temsilcileri HDP sıralarındaydılar.
Türkiye işgal mi edildi? Meclis’teki bir törene davetli olarak gelseler ve davetli koltuklarında otursalar tamam. Ama HDP Grup toplantısında, tutuklu milletvekillerinin yerlerinde boy gösteriyorlar...
Milletvekilleri ve eş başkanları teröre destek olmaktan tutuklanmış bir partinin Meclis’teki Grubunda oturmak bu millete, Türkiye’ye meydan okumaktır. Teröre alenen destek çıkmaktır. Türkiye’yi bölmek isteyenlerle dayanışma gösterisidir. Yargıya müdahaledir...
Avrupa, ikiyüzlülüğünü, çifte standardını artık pervasızca sergiliyor. Güya HDP’ye demokrasi adına destek veriyorlar. Madem demokrasiyi savunuyorsunuz, TBMM bombalandığında, ilk oturumda neden Meclis’e gelmediniz? Neden Türkiye’ye üst düzey yöneticileriniz, bir başbakanınız, bir Cumhurbaşkanınız, bir Meclis Başkanınız geçmiş olsun ziyaretine gelmedi?
Siz Türkiye’de demokrasiden yana değil, Türkiye’nin bölünmesinden yanasınız... Siz bizi değil, Türkiye’yi bölmek isteyen PKK’lıları ve onları destekleyen bir partinin mensuplarını seviyorsunuz.
Samimi olsaydınız, bir gün de topluca bir araya gelir, HDP’ye; “aranıza terörle, şiddetle mesafe koyun, değilse biz size asla destek olmayız” derdiniz. Şehirlerimizde hendekler kazıp, el yapımı patlayıcılar hazırlayıp askerimizi, polisimizi, sivil vatandaşlarımızı katleden, meydanlarda bomba yüklü araçlarla, canlı bombalarla katliamlar yapan teröristleri bir gün evet bir gün şöyle net ve gür bir sesle kınadınız mı? Hayır... Tam tersine, içimizdeki beşinci kol aydınları cepheye sürüp, onların; “Türkiye Cumhuriyeti Kürt vatandaşlarına ağır silahlarla saldırıyor, katliam yapıyor, uluslararası sözleşmeleri ihlal ediyor...” diyen ihanet bildirilerine destek verdiniz.
Sizin vicdanınız kararmış, yüzünüz kızarmaz olmuş. HDP sıralarında yerlerine oturduğunuz HDP milletvekillerinin, terörist cenazelerinde kanlı katillerin tabutlarını sırtladığını hiç hatırladınız mı? Teröristlerin öldürdükleri insanlarımızın yetim çocuklarını, ailelerinin acılarını hiç duydunuz mu? Duyamadınız, çünkü kalplerinizin kaskatı olduğunu biliyoruz artık.
Siz demokrasi derken, kullanacağınız adamlara sahip çıkmayı anlıyorsunuz. Siz, “sığınmacıları kabul ediyoruz ya..” diye böbürlenirken, teröristlere, PKK’lılara, FETÖ’cülere kollarınızı açıyorsunuz. Suriyeli mazlumlar, Afrikalı mağdurlar sizin nazarınızda insan bile değil...
Siz, “insan hakları, demokrasi, özgürlük, fikir ve ifade hürriyeti” derken mazlum ve mağdurları değil, Zekeriya Özleri, Can Dündarları, Ekrem Dumanlıları, PKK’nın lider kadrosunu korumayı kastediyorsunuz.
Birkaç gün önce yayınladığınız Avrupa Konseyi 2016 Türkiye raporunda da, yargı bağımsızlığı, ifade ve basın özgürlüğü, insan hakları ihlâlleriyle ilgili ağır eleştiriler getiriyorsunuz. Siz Türkiye’nin AB üyeliğini de istemiyorsunuz. İster gibi yapıp biz 60 yıldır oyalıyorsunuz.
Türkiye PKK’ya, kimlerin silah verdiğini biliyor. HDP koltuklarında oturarak bir de siyasi meydan okuyorsunuz.
15 Temmuz darbe girişimi engellendi diye çok mu üzüldünüz? FETÖ darbesine çok mu bel bağlamıştınız?