Muhalefet cephesinde garip bir durum var.
Seçimi kaybetmiş gibi davranıyorlar. Yaptıklarını alt alta sıralayınca biz bile şaşırıyoruz.
Sondan başlayayım.
Kemal Kılıçdaroğlu, önceki gün sosyal medya hesabından yayınladığı videoda, "İktidara geldikten hemen sonra Atatürk Havalimanı'nı, havacılık ve uzay çalışmaları merkezi haline getireceğiz; kendi mekiklerimizi geliştireceğiz. Amerika'daki Sierra Nevada (SNC) şirketinin sahipleri ile görüştüm." dedi.
Tam da Atatürk Havalimanında TEKNOFEST 2023 için 1 milyon gencin yarışmalara katılacağı gün söylüyor bunları...
Tam da TEKNOFEST Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar'ın;
"Burası, Türkiye'nin istikbalini yabancı şirketlerde değil, milli teknoloji hamlesini Türk gençlerinde görenlerin meydanıdır." dediği gün ABD'ye selam çakıyor.
Bu çarpıklığın sebebi, siyaset bilmezlik olamaz.
Milli teknoloji hamlesinden heyecan duyan milyonlar TEKNOFEST'E akın ettiği sırada, "ABD şirketine çok güveniyorum. NASA bile onlarla çalışıyor" demek, "Seçimi kazanırsak ABD'ye bağlı çalışacağız" demektir.
Üstelik Kılıçdaroğlu'nun "Atatürk Havalimanı'nı vereceğiz'" dediği şirketin ABD'de yolsuzluk yaptığı, CIA ile çalıştığı ortaya çıkmışken...
ABD aleyhtarlığının yüzde 80'lerde olduğu Türkiye'de, "ABD şirketleriyle işbirliği yapacağız" demek, Biden projesine boyun eğmektir.
Kılıçdaroğlu, daha önce de ABD'li Jeremy Rifkin'i, ekonomi baş danışmanı yapmıştı.
Seçim öncesinde bu kadar Amerika bağımlılığı akla ziyan değil mi?
Böyle seçim kazanılır mı?
Muhalefet cephesinde gerçekten 6'lı masa kurulduğundan beri seçimi kaybetme atakları var.
Neydi o Akşener'in masadan gönderilmesi, kumar masası, dayatma, köşeye sıkıştırma falan çıkışları.
Neydi o tıpış tıpış masaya geri dönmeler...
Böyle bir rezaletle halka güven verilebilir mi?
Hani Müsavat Dervişoğlu, bilerek tiyatro oynadık diyor ya, iyi de bu tiyatro, "Bize sakın güvenmeyin" diye bağırıyor...
Cumhurbaşkanının 7 yardımcısının olmasını, seçim kazanma stratejisi olarak anlayan var mı?
Dünya gülüyor bu zekâya...
Hele fol yok yumurta yokken İstanbul ve Ankara belediye başkanlarını da yardımcılığa atamak seçim kazandırır mı?
Bu iki başkanı seçim meydanlarında koltuk değneği olarak taşımak, seçmeni gerçekten heyecanlandırıyor mu?
Öylesine şaşkınlar ki, yaşadıkları garabeti herkes görüyor ama anlatamıyordu.
Ne oldu?
Konya'ya, Kayseri'ye, Erzurum'a gittiler. Meydanlarda 100-150 kişi ancak toplandı.
Erzurum, Akşener'e en kuvvetli mesajı verdi: Şehit yakınına küfreden ahlâksızı Kocaeli listesinde 1. sıraya koyup buraya hangi yüzle geliyorsun...
Akşener zıvanadan çıkmış, dinlemeyenlere bağırıyor, "Konuşmayın oğlum" diyor.
Mansur Yavaş; afişleri dağıtılmış, duyurusu yapılmış toplantıya 100 kişi katılınca, "Bayramlaşmaya gelmiştik, mitinge dönüştü" diye yalan uyduruyor.
Turpun büyüğü de nihayet torbadan çıktı.
PKK/HDP ile iş tuttuklarını örtmeye çalışıyorlardı.
Dün; HDP, Yeşil Sol Parti, Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Sosyalist Meclisler Federasyonu'nun da yer aldığı Emek ve Özgürlük İttifakı, ortak açıklama yaparak "Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekleme kararı aldık." dedi.
Hadi bakalım bu PKK desteğine ne kılıf bulacaksınız?
Evet, muhalefet seçimi kaybetmek ister gibi garip garip davranışlar sergiliyor.
İYİ Partili Turan Çömez, DEVA Partisi'ne "Sadullah Ergin'in yaptıklarını unutmadık, parlamentoda hesaplaşacağız" diyor.
Babacan, "Partimizin tabanını CHP'ye oy vermeye ikna edemiyoruz." diye kılçık atıyor.
Davutoğlu da, "Halam bile CHP listesinde olduğumuz için oy vermeyecek" diye sos döküyor...
Bunlar seçim kazanmaktan vazgeçtiler çünkü kazanamayacaklarını gördüler.
Havlu atsalar, 14 Mayıs'ta rezil olmaktan daha iyidir.