Soçi’de Rusya, Ankara’da Amerika ile varılan mutabakatlar, temelde şunu anlatıyor: Bölgemizde yeni bir dünya kuruluyor ve bu dünyada Türkiye bir güç merkezidir.
Türkiye artık bir uydu ülke değildir. Kendisine boyun eğdirilen, hizaya sokulan bir ülke hiç değildir.
Nedir iki süper güçle bir hafta içinde varılan mutabakatların özü?
Türkiye, sadece bu iki ülkeye değil, Almanya, İngiltere ve Fransa’ya da Barış Pınarı Harekâtı’nın meşruiyetini kabul ettirmiştir.
Hem ABD, hem Rusya, PKK/YPG’ye; “Türkiye’ye karşı silaha sarılmaya devam ederseniz, Türk ordusu sizi ezip geçecek” diyor. Evet, bu ifadelerle açık açık söylüyorlar.
Putin, “Türkiye’nin milli güvenlik endişelerini anlıyoruz” diyor.
Amerika, “NATO üyesi Türkiye’ye karşı PKK’lı Kürtleri mi destekleyecektik?” demek zorunda kalıyor.
Cephede kazandığımız başarı, sadece ABD’ye değil, Avrupa’nın kibirli ve bize düşmanlık yapan ülkelerinin de ağzını değiştirdi. Şimdi Almanya ve Fransa liderleri Erdoğan ile görüşmek için ısrar edip duruyorlar.
Türkiye, sadece bölgemizde oynanan oyunu bozmakla kalmadı. Mehmetçiğin cephedeki kahramanlığı; “bizim ne işimiz var Suriye’de?”, “Türkiye’nin dış politikası, Rusya ile ABD arasına sıkıştı, bu ne acziyet?” diye milli meseleyi iç siyaset malzemesi yapanları da susturdu.
Hele milletimizin harekâta yüzde 90 destek vermesi, ayrıca kayda geçirilmelidir.
Bölgemizde yeni bir dünya kuruluyor, evet… Bu dünyada sadece Rusya ile daha iyi ilişkiler döneminin açılması yok.
Türk Dünyası ve Afrika ile ilişkiler de yeni ufuklar vaat ediyor.
Türk Konseyi’nin (Türk Dili Konuşan Ülkeler İş Birliği Konseyi) 7'nci Zirvesi, 15 Ekim’de Bakü’de yapıldı. Zirvenin sonuç bildirgesinde, Barış Pınarı Harekâtı'na destek kararı yer aldı. NATO müttefiklerimizin, Arap dünyasının, İran’ın sustuğu sırada bu destek, yeni bir dünyanın habercisi değil midir?
Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan ile artık beş devlet bir milletiz.
Keza, 19-22 Ekim’de 3. Afrika Ülkeleri Müslüman Dini Liderler Zirvesi İstanbul’da yapıldı.
Bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen zirveye, 51 ülkeden; bakan, diyanet işleri başkanı, dini idare başkanı, başmüftü, akademisyen olmak üzere çok sayıda temsilci katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışta yaptığı konuşmada,
“Ülkemiz tarihinde ilk kez olmak üzere Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığım döneminde 27 Afrika ülkesini ziyaret ettim. Kıtada, göreve geldiğimizde 12 olan büyükelçilik sayını 42'ye çıkardık. 2008'de Türkiye’de sadece 10 büyükelçilik varken, bugün Afrika, 36 büyükelçilikle ülkemizde temsil ediliyor” ifadelerini kullandı.
Afrika’nın petrolüne, elmasına, zenginliklerine göz diken değil, Afrikalının gönlüne girmeye gelen Türkiye var.
Sömürmeye değil, karşılıklı saygı ve adalet temelinde yükselen Afrika için yüreğini ortaya koyan bir Türkiye var.
ABD ve Rusya ile mutabakatlar, Türk Konseyi ile kardeşlik/işbirliği yolculuğu ve Afrika’da yükselen Türkiye…
Mehmetçik ile dost-düşman herkese cephede kararlılığını/gücünü gösteren Türkiye…
Sahada olduğu için masada haklılığını kabul ettiren Türkiye…
Güney sınırlarında bir terör devleti kurulmasını önleyen, Batı’nın iki asırlık “Kürdistan” hayallerini yıkan Türkiye…
FETÖ’nün “NATO darbesi” hayallerini yıkan Türkiye…
Cumhur İttifakı ile ayağa kalkan Türkiye…
Neredeydik, şimdi nerelere geldik, elhamdülillah.