Filistin sorunu bölgesel bir sorun olmaktan çıkmış küresel bir sorun haline gelmiştir.
Bu nedenle Filistin sorunu çözülmeden dünyada barıştan söz etmek mümkün değildir.
Barışı zorlamak yerine gerginliği körüklemek sorunun daha da büyümesine sebep olur.
ABD’nin büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyarak yaptığı tam da budur.
***
Daha önce yazdığım gibi ABD’nin bu kararını bölgedeki kimi Arap yönetimlerinin desteği olmadan uygulaması mümkün değildir.
Sorunun bence en can alıcı tarafı da burasıdır.
İşgalci İsrail ve destekçisi ABD işgali meşrulaştırmak için her türlü hukuksuzluğa tevessül etmekten çekinmiyorlar. Yani düşman düşmanlığını yapıyor.
Düşmandan merhamet beklemekle hata ediyoruz.
Asıl kızılması gereken dost görünen düşmanlar değil midir?
***
İsrail ve ABD, bütün sorumluluğu yükledikleriHAMAS’ı terör örgütü olarak tanımlıyor.
Oysa HAMAS işgal altındaki topraklarını kurtarmaktan başka hedefi olmayan meşru bir oluşumdur.
Yıllardır yazıyorum, ülkemizi işgalden kurtarmak için oluşan kuvay-ı milliye neyse HAMAS Filistin için odur.
HAMAS Filistin’in kuvay-ı milliyesidir.
Bu gerçeği kabullenmeyen her devlet işgale destek veren İsrail yanlısı demektir.
***
Gazze’de yaralanan binlerce Filistinlinin tedavisi için yeterli tıbbı malzeme ve imkân yoktur.
Gazze’ye sağlık yardımının iki yolu vardır. Ya İsrail kontrolündeki kapılardan ya da Mısır kontrolündeki Refah kapısından.
İsrail’in sağlık yardımını reddetmesini düşman olduğu için anlarım.
Peki ya Mısır? Ne kapıyı açıyor ilaç gitsin diye ne de izin veriyor yaralılar Türkiye’ye gelsin diye.
Hangisi daha zalim İsrail mi Mısır yönetimi mi?
***
Mısır yönetimi İsrail’den daha az zalim değil bence.
Hatırlayın Mısır’ın darbeci yönetimi seçilmiş cumhurbaşkanı Mursi’yi yargıladığı ilk töhmet HAMAS’a destek vermekti.
Neden?
Çünkü darbeci general Sisi ve avanesi işgale karşı meşru direniş gösteren HAMAS’ı tıpkı İsrail gibi terör örgütü olarak tanımlıyor da ondan.
Allah fırsat vermedi eğer FETÖ 15 Temmuz’da başarılı olsaydı Erdoğan’ı da işgale karşı çıktığı ve HAMAS’a destek verdiği için yargılayacaklardı.
***
Mısır’la birlikte hareket eden öteki kukla yönetimler de maalesef HAMAS’ı aynen İsrail gibi terör örgütü olarak görüyorlar.
İşte bu bağlamda Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın, ‘İsrail işgalci HAMAS direnişçi’ açıklaması gerçeğin en üst düzeyde en yalın biçimde seslendirilmesidir.
Erdoğan ‘kral çıplak’ diyebilme cesaretini göstermiştir.
***
Şu darbeci Sisi’nin başında bulunduğu Mısır yönetiminin haline bakın.
Hadi kardeşlerinin katliama tabi tutulmasına mani olamadın diyelim pekitedavisi için kapıyı niye açmıyorsun be zalim?!
Sisi yönetimi sadece darbeci ve dikta yönetim değildir aynı zamanda Siyonizm’in çıkarlarına uygun hareket eden kukla bir yönetimdir.
Mısırlılar hazırladıkları pankarta ‘Filistinli kardeş senden özür diliyoruz, biz de işgal altındayız!’ yazarak bu gerçeğe işaret etmişler.
***
Kaldı ki İsrail’in yaptığı zulme karşı çıkmak için illa Müslüman olmak gerekmiyor.
Bu zulme kaşı çıkmak için insan olmak yeterli.
Maalesef imkanı olan kimi sözde Müslüman yöneticiler insanlık duygusunu bile kaybetmiş kuklalardan farksızlar.
İşte bu bağlamda diplomatik girişmelerin yansıra Türkiye’dekiyöneticiler hem insani hem İslami duyarlılıklarını yüksek sesle haykırdıkları için sadece İslam dünyasına değil vicdanı kirlenmemiş insanlık âlemine de önderlik etmekte ve milletlerin zulme karşı direnişini canlı tutmaktadırlar.
İsrail ve onun kuklası yönetimler, zulme hayır diyebilme duygusunun canlı tutulduğu kalabalıklardan ödleri patlıyor!
DEVAM inşallah!