Türk milletinin tankların önüne yatarak 250 şehit vereceği 15 Temmuz 2016 tarihinden bir süre önce FETÖ'nün Türkiye İmamı (!) Adil Öksüz, Pennsilvania'daki malikaneye oturtulmuş, CIA kuklası Fetullah Gülen'in huzura buyur edildi:
"Efendimiz, asker de polis de ferman beklemekte..."
Gülen derin bir oh çekti; yarım yüz yıla yakın bir süre çalışıp çabaladığı, CIA'nın güdümünde hazırlandığı darbenin gerçekleşmesine çok az kalmıştı.
Başını salladı bir iki kez.
"Keşke iş buralara gelmeseydi. Tayyip gitse, bizim çocuklardan biri partinin başına geçecekti ve sessiz sedasız bu iş bitecekti. Ama o Erbakan'dan da inatçı çıktı! Şimdi zorla gidecek..."
Gülen cemaat üyelerine son gönderdiği "Çok Gizli. Okunduktan sonra imha edilecek" damgalı yazıda: "Şu an sırtınızda yumurta küfesi taşıyorsunuz Yanlış bir hareketiniz geri dönülmeyecek hatalara neden olacaktır. Sizler Hitler'in tankları gibisiniz. Hitler Rusya'ya doğru ilerlerken karşısına çıkan bataklıkları aşmak için, tankları bataklıklara saplayıp kendilerini feda ederek arkadan gelenlere yol açmaları gibi, sizler de bu tür fedakârlıklar yaparak, sizden sonra gelenlere ortam hazırlayacak, cemaatin hem emniyeti hem de TSK'yı ele geçirmesini sağlayacaksınız." (Bakanlar Kuruluna sunulan MİT Raporuna Ek 11999)
Gülen'in amacı Halife olmaktı. CIA de bunun için uğraşıyordu yıllardan beri.Halifelik kaldırıldığında TBMM'ye devredilmişti bütün varlığı. Darbe sonrasında yeniden oluşturulacak meclise cemaat üyelerin atanacaktı. İlk toplantıda Fetullah Gülen Halife ilan edilecekti! Ardından da yeni başkent İstanbul olacaktı! Tabi Gülen değil CIA'nın İstanbul'a yerleşecek bir üst düzey görevlisi halifeyi kukla gibi oynatacaktı... Bu bilgi bile 17 Temmuz'da nasıl bir felaketin eşiğinden döndüğümüzü anlatmak için yeterlidir sanırım!
Doğru dürüst bir eğitimi olmayan, ilkokul dördüncü sınıftan terk birinin böylesine büyük bit örgütlenmeyi nasıl başardığını, tamamı 20 milyar dolara ulaşan bir serveti nasıl yönettiğini çözmeye kalkışmak çok yanlış olur. Gülen bir paravandır, bir kukla. Arkasında onu yöneten, dünyanın en büyük ve güçlü istihbarat birimi CIA olmasa bu bela Türkiye'nin başına gelmeyecekti bile!
Yaşamının 45 yılını Gülen'le birlikte geçiren Latif Erdoğan,"Gülen başkalarından aldıklarından soyutlandığında, hiçbir konuda herhangi bir özgün düşünce Gülen birden "üretmemiştir... Gülen'le ilgili Türkiye ve dünyada konferanslar verenler, Bediüzzamam'ın kimi sözlerini tekrarlayıp, bu sözler ve düşüncelerin Gülen'e ait olduğu yalanını anlatıp durmuşlardır yıllar yılı. Bunlarda biri de Tefsir Hocası Suat Yıldırım'dır."
Gülen kendini dev aynasında gören bir megolamandır diyor onu yakından tanımış olanlar. Latif Erdoğan, Altunizade'deki FEM Dershanesinin en üst katında, Amerika'ya gitmeden önce Gülen'le bir araya gelir. Gülen dikkatlice bakar Latif Erdoğan'ın yüzüne ve fısıldar: "Şimdi ben doğrudan Allah'la konuşuyorum desem, bazıları bana deli der: " Sonra da nasıl bir tepki vereceğini bekler ama Erdoğan gülümsemekle yetinir: "Kısa bir süre sonra, özel bir konuyu görüşmek için odasına gittim. Birdenbire, öyle damdan düşer gibi: ' Allah benimle konuştu!! Doğru, ben kainatı Muhammed'in hatırına yarattım; ama senin hatırına devam ettiriyorum" dedi."
Önce dünya sonra da kainat imamı olarak yakın çevresince ilan edildiği bir ortamda, hele de inan ciddi bir eğitim ve terbiye görmemişse, saçmalaması ve sapıtması doğaldır tabi! Fetullah Gülen'in ne doğru dürüst bir eğitimi vardır ne de aile terbiyesiyle büyümüştür!