Haftaya şok bir “küresel kriz” ile başladık.
7 Arap ülkesi, Katar ile her türlü ilişkiyi kestiğini açıkladı!
İleri sürülen gerekçeler, derenin üst tarafındaki kurdun, alttaki kuzuya “Suyumu bulandırıyorsun” muhabbeti türünden.
Bu, kendini “global patron” olarak gören Amerika’nın, dünyayı; kendi çıkarlarına göre dizayn etme çabalarının geldiği son noktadır.
Her gün biraz daha kötüye giden Amerikan ekonomisini, dünyaya salma salarak düzeltmek isteyen küresel kabadayı, “Sınır duvarının maliyeti Meksika’dan, NATO masrafları Almanya’dan...” diye başladığı haraç listesinin devamında 19 trilyon dolarlık borç yükünü de Körfez ülkelerine yüklemişti.
Çünkü, “Onlar olmasa Körfez ülkeleri asla ayakta duramaz”dı!
Bunların, bütün dünyayı o küçük adaya taşıyan sömürgeci atalarından ne farkları var ki?..
O kılıcı kime salladı?
Trump ilk dış seyahatini neden S. Arabistan’a yaptı dersiniz?
İki gün dişini sıkarak katlandığı bu gezinin hasılatı olan 350 milyar dolar sadece bir başlangıçtı.
Devamı için bölgede “bağımsız” takılan bazı ülkelerin de hizaya sokulması gerekiyordu!
Aslında Trump o burnunu kıvırarak yer aldığı seremonide salladığı kılıçla sinyali vermişti.
Bunu nasıl yapacağını da “o sihirli küre” fotoğrafında gösterdi.
Mahalleyi, mahalleli fedaileriyle korkutacaktı.
Nitekim dün bütün gazeteler, anlamını bulan o fotoğrafı tekrar kullandı.
Çünkü, Suudi Arabistan ve Mısır’ın başını çektiği 7 Arap ülkesinin operasyonu, o gün “patron”un o karede talimatını verdiği bir “KÜRESEL KUŞATMA” idi.
Ne gariptir ki, ramazan ve bayram tarihlerinde bile mutabakatı bulamayan Arap ülkeleri, ABD’nin fedailiği ve İsrail’in güvenliği konusunda, din kardeşlerine karşı bu kadar katı ve kararlı bir tutum sergilediler!..
İhvan terörist ise PYD nedir?
Efendim “Katar, Müslüman Kardeşler’i himaye etmemeli”ymiş.
Kırk yıldır Müslümanları öldüren PKK/PYD canilerine silah yağdıran ABD’ye tek kelime etmeyen Suudi Arabistan ve Mısır, silahla işi olmayan İhvan’ı ve İsrail’i rahatsız eden Hamas’ı koruyor diye Katar’ı boğmaya çalışıyorlar.
Velhasıl Katar, bir “Koltuk-Kasa” ittifakının taarruzuna maruz kalmıştır.
Daha vahimi, büyük yatırımlara imza atan, en zor günlerimizde yardımımıza koşan Katar’a, vekalet yoluyla ayar veren ABD, Türkiye’yi de hizaya çekmeye çalışıyor.
ABD’nin maskesiz yüzü Michael Rubin paylaştığı, “Acaba Erdoğan Katar parasıyla ödeme yapamadığı zaman gerçekte kaç kişi kendisini izleyecek?” tweetiyle, bugünkü Katar operasyonunun Türkiye boyutunu aylar önce dile getirmiş zaten.
Hilafet gitti, huzur bitti…
Defalarca yazdım, bugün İslam dünyasının emperyalistlerin elindeki bir oyuncağa dönüşmesinin asıl sebebi sahipsizliktir.
Haçlı ittifakının Osmanlı’yı yıkma çabasının altında da, bütün İslam coğrafyasını bir arada tutan Hilafet müessesesini lağvetme çabası yatıyordu.
O günden bu yana acımasızca sömürdükleri İslam coğrafyasından, “Osmanlı gitti huzurumuz bitti” feryatları boşuna yükselmiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gösterilen teveccüh de bu özlemin dışa vurumudur.
Skandallar diyarı Vatikan’a toz kondurmayanlar, “Hilafet”ten bahsedilmesini insanlık suçu gibi gösteriyorlar ama Müslümanlar bu gerçeği dile getirmekten artık korkmamalıdır.
İslam dünyasının Haçlı zulmünden kurtulmasının tek yolu, Hilafet Müessesesinin tekrar hayata geçirilmesidir.
Bunun önündeki tek engel ise İslam ülkelerindeki iktidarını “Haçlı korumalar”a borçlu olan diktatörlerdir.