CHP kurultayında “sokağa inelim” çağrısı yapan hanımefendiden söz ediyorum. Milletvekili seçildiği günden itibaren, bunu tekrarlayıp duruyor.
Bu hanımefendi, PKK/PYD’ye terör örgütü diyemeyen CHP’li Selin Sayek Böke’den başkası değil. Geçen hafta, “PYD’ye terör örgütü diyebilmem için elimde istihbarat bilgisi olması gerekiyor” demişti de, kıyamet kopmuştu hani... O hanımefendi işte!
Dün gördüm...
Tepkiler üzerine, sosyal medya hesabından “savunma” yapmış.
Önce, işi terbiyesizliğe döküyor tabii: Tepki gösterenlere “3-5 trol” diyor.
Sadece “sosyal medya” mecralarında değil, kamuya açık alanlarda da yüksek sesli protestolar yapıldı. Ayrıca, CHP ve HDP dışındaki partilerden sert açıklamalar geldi, medya organlarında eleştirel yazılar yazıldı, neredeyse bütün sivil toplum örgütleri PYD’ye yönelik bu müsamahakâr çıkışı tel’in eden bildiriler yayınladı.
Hülasa, bütün ülke tepki gösterdi.
Selin Bayek Böke, ülkesine, ülkesindeki halk çoğunluğuna “3-5 trol” diyor ve elbette terbiyesizlik ediyor.
Bir de kurnaz!
Savunmasında, kendince durumu kurtarmaya, bütün bir ülkenin tepki gösterdiği sözlerini tavzih etmeye çalışıyor ama “özrü kabahatinden büyük” deyişinde olduğu gibi, hem konuştukça batıyor, hem de “Bu ne pişkinlik. Bu ne kurnazlık! Böylesi gelmedi, gelmeyecek” dedirtiyor.
Buyuruyor ki (televizyondaki açıklamasını işaretle), “Benim PYD terör örgütü değildir diye bir ifadem yoktur.”
Doğrudur...
Böyle bir ifadeniz yok... Ama “PYD terör örgütüdür” diye bir ifadeniz de yok... PYD’yi terör örgütü saymanız için, devletin istihbarat örgütünden bilgi ve “uluslararası bilgi akışı” (ne demekse) istiyorsunuz.
Devletin istihbarat örgütü, PYD’ye “terör örgütü” diyor oysa.
Bu bilgi sizi keser mi Selin Hanım?
Devletin MGK’sı da, aynı şekilde, PYD’ye terör örgütü diyor. Üstelik bu örgüte karşı operasyon kararı, aynı kurum tarafından (yani MGK tarafından) alındı ve bu mücadeleyi Türk Silahlı Kuvvetleri yürütüyor.
Bu bilgiler yeterli değilse, “uluslararası bilgi akışına” bakalım.
Bakalım utanacak mısınız?
PYD’nin bir terör örgütü olduğu ve bütün bir dünya tarafından terör örgütü kabul edilmiş PKK’nın “sülbünden” geldiği (yani PKK’nın yan kuruluşu olduğu) bilgisi bütün uluslararası mecralarda kayıtlıdır...
Pentagon ve CIA’nın sitesine bakarsanız, bunlara muttali olabilirsiniz.
Bu bilgiler kesmediyse, fiili duruma bakalım:
PYD, son bir yıl içinde sınırlarımıza yönelik 800’ün üzerinde saldırı gerçekleştirdi. Amerikan malı roketler, uçaksavarlar ve tanksavarlarla yapılan saldırılarda 100’e yakın sivil insanımız ve güvenlik görevlisi şehit edildi. 17 yaşındaki Fatma Avlar, sizinkilerin hoşlanacağı tabirle söylersek, “uykusunda avlandı...” Son bir hafta içinde Kilis ve Reyhanlı’ya atılan roket sayısı 95... Sınırlarımız içinde gerçekleştirilen terör saldırılarını ve canlı bomba eylemlerini saymıyorum bile...
Şimdi söyleyin kurnaz hanım:
PYD terör örgütü müymüş, değil miymiş?
PYD’ye terör örgütü diyemiyorsunuz, “uluslararası bilgi akışı” istiyorsunuz ama PYD’ye karşı askerimizle omuz omuza savaşan ÖSO’yu, “içinde onlarca cihatçı örgüt barındıran bir terör örgütü” ilan etmekten de geri durmuyorsunuz?
Hangi istihbarat bilgisine ve uluslararası bilgi akışına göre bu değerlendirmeyi yapıyorsunuz?
PYD söz konusu olunca, “istihbarat bilgisi şart...”
Ülkemizi ve sınırlarımızı savunan ÖSO söz konusu olunca, herhangi bir istihbarat bilgisi gereksinmeden bam bam bam...
Kaldı ki, hiçbir uluslararası bilgi akışında, “ÖSO terör örgütüdür” ibaresi geçmiyor.
Bu sizin görüşünüz.
Sizin, şiddeti kutsayan Beyaz Türk aklınızın ürünü...
Çok sevdiğiniz ve istikametini “kendi istikametiniz” bellediğiniz Batı ülkeleri bile “ÖSO terör örgütüdür” demiyor.
Gençsiniz, güzelsiniz, kurnazsınız, anladık da... Gündüz gözüyle bu kurnazlık da çekilmiyor!