Türk milleti rahmetli Turgut Özal'ı çok sevmişti. Her haltı bildiğini sananlar Özal'ı, tıpkı yıllar sonra Tayyip Bey’e de yapacakları gibi, akıl mantık dışı ne varsa onlarla suçlamışlardı. Ama bu gün rahmetli Turgut Bey yaptıklarıyla anılıyor, herkesin hayır duasını alıyor ve gene herkes ardından rahmet okuyor. Halktan biri olan Özal, ne yazık ki öldürüldü! Önce Turgut Bey’in en yakın danışmanı, dostu, maliye bakanı Adnan Kahveci, eşi ve kızıyla birlikte katledildi. Rahmetli Adnan Kahveci'nin oğlu Cihan Kahveci, "Babamı öldüreni biliyorum" demişti. Cihan Kahveci "Babamı, Özal'a olan yakınlığı nedeniyle öldürdüler. Önce kadın göndermek istediler, ancak babam kabul etmedi. Baktılar yapacak bir şey yok; babamı öldürdüler. Katil 1993 yılından sonra inanılmaz bir servet sahibi oldu. ÖZAL'I ZEHİRLEYEREK ÖLDÜREN KİŞİYLE BABAMI ÖLDÜREN AYNI KİŞİDİR! Turgut Bey’in 1960 doğumlu danışmanı, aslında tıp doktoru olmasına rağmen gerçek mesleğini yapmıyordu" diye anlatıyor. Bu tanımlama, okların iki kişiye yönelmesine yol açmıştı. Bunlardan biri Erhan Göksel diğeriyse FETÖ'cü Şerif Ali Tekalan’dı. Cihan Kahveci'nin 1960 olarak verdiği tarih ikisi için de geçerli değildi. Göksel 1959, Tekalan'sa 1952 doğumluydu.
***
Erhan Göksel, Ergenekon sanıkları arasındaydı ve 2010 yılında ABD'de bir otel odasında ölü bulundu. Cihan Kahveci'nin "Katil 1993 yılından sonra müthiş bir servete sahip oldu" sözünü unutmayarak şimdi de Ahmet Özal'a kulak verelim. Ahmet Özal, babasının bir kaç kez Fetullah Gülen'le görüştüğünü, sonra "Ben bu adamla görüştükten sonra rahatsız oluyorum. Öyle bir havası var ki, kendisine sanki Türkiye yetmiyor, dünyayı istiyor" demiş, Gülen'in, ikna yeteneği açısından da Hitler'e benzediğini eklemiş!
Fetullah Gülen, 1 Ağustos 1991 tarihli Sızıntı dergisine yazdığı bir yazıda, rahmetli Turgut Özal için şöyle diyor: "Milletin yolunu kesen kanlı kabus! Sen çağdaşlık ve çağ atlama narasıyla kendini avuta dur! Şimdi istersen uyu. Bundan sonra kopacak kıyamet senin kıyametindir. Senin ihmaline, senin iğfaline..."
***
Latif Erdoğan, bu yazıyı yazmasının nedenini, Özal'ın istenilen bazı atamaları yapmamasına bağlıyor. Korkut Özal bu yazıdan sonra İzmir'e gelip Gülen'le konuşuyor. Gülen, her fırsatta yakınlarına Özal'dan nasıl nefret ettiğini söylemesine rağmen, Turgut Bey’in cenazesine katılıp en ön safta resim çektiriyor! Polis yetkilileri daha sonraları, çoğu kez failin maktülün cenazesine katıldığını ve katili cenazeye katılanları izleyerek yakalandığını anlatıyor.