Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11. Cumhurbaşkanı Gül’ü, Gezi olaylarındaki ters düşmeden beri hiç karşısına almadı.
Bugün yeni ve çok farklı bir durum var. Erdoğan; 15 Temmuz darbecilerine dur diyen sivillere yargı muafiyeti getiren kararnameye, “muğlâk” diyerek “kaygı verici” bulan Gül’e cepheden itiraz ediyor ve ağır tenkitler yöneltiyor.
Erdoğan Gül’e yönelik tepkilerinde “geçmiş Cumhurbaşkanımız” diyerek köprüleri atan ifadeler kullandı: “Bozgunculuk ve fırsatçılık yapmak”, “Kemal’in kayığına binmek”, “16 Nisan Referandumunda ‘Hayır’ oyu kullanmak, ‘bir anda sahaya inmek, bu iştiyak, bu hız, hayırdır…”
11. Cumhurbaşkanı Gül, Erdoğan’ın kendisine gösterdiği vefayı, sahiplenmeyi hiçbir zaman göstermedi. Sayın Erdoğan kendisini Meclis’te Cumhurbaşkanlığı için “adayımız, kardeşim Gül” diye takdim etmişti.
Sayın Gül, 10 Ağustos 2014’teki halkın seçeceği Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda hep beklenti içerisinde oldu. Şahsen ben televizyon konuşmalarımda belki de on defa kendisine seslendim: Siz 7 yıl Cumhurbaşkanlığı yaptınız. Size gösterilen vefaya bir karşılık veriniz; çıkın, “Kardeşim Erdoğan aday olacaksa ben adaylığı asla düşünmem” deyiniz…
Gül bunu demedi. Hep bir şey olur da adaylığımı koyarım hesabı yaptı.
Erdoğan 10 Ağustos’ta seçilince, Gül bu defa Başbakan olmak istedi. Erdoğan, yeni dönem için Gül’le yapamayacağına artık inanmıştı ve 28 Ağustos’ta Çankaya’dan inen Gül’ün önünü kesmek için AK Parti, kongresini 27 Ağustos’ta yaptı.
Erdoğan en zor günlerinde, Gül’ü ve bugün Gül etrafında onunla bir hamle yapmaya hazırlananları hiç yanında bulamadı.
Gezi olayları, masum isteklerle başlayıp, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığının önünü kesmek gayesiyle FETÖ’nün tezgâhladığı bir darbe girişimiydi. Cumhurbaşkanı Gül, 3 Haziran 2013’te, “demokrasi demek seçim demek değildir, gösterilerdeki düşünceler not edilmiş ve mesajlar alınmıştır” dedi. Aynı gün Erdoğan, “Ne mesajı? Aşırı uçların organize ettiği bir eylem” diyordu…
Erdoğan, 17/25 Aralık darbe girişiminde de, MİT TIR’larının durdurulması ihanetinde de, Mart 2014 yerel seçimlerinde de, Cumhurbaşkanlığı seçiminde de “kardeşim” dediği Gül’ü kardeşçesine yanında göremedi.
Hele 16 Nisan’ referandumunda ‘Hayır’ için çalışan Gül’ün yaptığını hiç hazmedemediğini, şimdiki tepkilerinden anlıyoruz.
Sayın Gül, Erdoğan’ın kendisine yönelik duygu patlamasına karşılık; “Ben bütün hayatımı millet ve devlete hizmet ederek geçirmiş eski bir cumhurbaşkanıyım. Önemli konularda görüşlerimi halkla paylaşma da tabii ki bir sorumluluk benim için” diyor.
Doğrudur, devlet adamları bir köşeye çekilmemeli, sorumlulukları gereği kendilerinden istifade edilmelidir. Ama Sayın Gül hiç ikna edici değil. “Önemli konularda konuşurum” diyor.
Türkiye Cumhurbaşkanının şakağına Avrupa başkentlerinde silah dayadılar, önemli değil mi? Sayın Gül bu konuda neden konuşmadı?
Türkiye’nin Bakanları AB üyesi ülkelere sokulmadı, PKK elebaşılarına propaganda imkânı verilirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Almanya’da konuşma yapmasına mahkeme kararıyla yasak getirildi. Bunlar önemli konular değil miydi?
ABD binlerce TIR’la PKK’ya Kuzey Suriye’de yardım yapıyor, önemli değil mi? Sayın Gül neden ABD’ye tek laf etmiyor?
Sayın Gül, “Cumhuriyet yazarları tutuksuz yargılanmalı” dedi ama yurt dışına kaçan Can Dündar’ın firarına bir şey demedi. Bir casusa, Avrupa başkentlerinde ödüller verilmesini görmezden geldi… Bunlar, devlet adamlarının sorumluluğuna giren önemli konular değil mi?
CHP lideri Kılıçdaroğlu 15 Temmuz için F. Gülenle birlikte “kontrollü darbe” diyor. Bir milletin darbeye dur demesini sulandırmaya çalışmak önemli değil mi? Niye bütün AK Partililer Kılıçdaroğlu’na itiraz ederken Sayın Gül susuyor?
Demek ki Sayın Gül, Türkiye için değil, kendisi için önemli konularda konuşuyor.
Artık Erdoğan ile Gül arasındaki köprüler atıldı. Bu, yeni bir dönem demek…
Spekülasyonlar var. Muhalefetin ikinci turda Erdoğan’ın karşısına Gül’ü çıkartacağı söyleniyor. 100 bin imza ile Gül’ün aday olabileceği belirtiliyor.
Gül üzerinden hesap yapanlar, Erdoğan’ın kazanmaması için çabalıyor.
Millette karşılığı olmayan hiçbir siyasi hamle, hedefe varamaz. Gül’ü düşünenler, belli ki AK Parti tabanının Gül tepkisinden haberdar değiller…