Ölüm saati değişmiyor. Ne ileri ne geri. Takdir edilen saatte her nefis ölümü tadıyor.
Geride kalanların duygusuvefat şekline ve zamanına göre değişiyor.
Ölümcül hastalığa tutulmuş veya ömrü kemale ermiş birinin vefatı zaten beklendiği için acısı farklı oluyor.
Ama beklemediğimiz bir saatte gelen ölüm haberleri bizleri üzüyor.
Efendimiz aleyhisselam ölüm gerçeğini en iyi bilenlerdendi ama mahdumu İbrahim bir buçuk yaşında vefat edince üzülmüş, gözyaşı dökmüş ve "Göz yaşarır, gönül mahzun olur. Ama biz -bu halde de- sadece Rabbimizin razı olacağı şeyleri söyleriz. Vallahi Yâ İbrahim! biz sana çok üzüldük" buyurmuştu.
***
Son iki hafta içinde üç değerli insanın ölüm haberleri de beni sarsmadı ve üzmedi dersem yalan söylemiş olurum.
İlk ölüm haberi 15 Mayıs’ta Ankara’dan geldi.
FP Kocaelieski milletvekili değerli kardeşimMehmet Batuk, Hakk’a yürümüştü.
Sarsıldım ve üzüldüm, çünkü en son Kudüs’le ilgili bir toplantıda görüşmüştük. Gayet sıhhatliydi.
Trafik kazası zannettim meğerse şeker komasına girmiş. Daha54 yaşındaydı.
Rabbim cennetiyle mükâfatlandırsın.
***
İkinci haberi 23 Mayıs’ta aldım.
O sabah gazetedeki yazısını okumuştum. Sonra son dakika haberi olarak görünce sarsıldım ve üzüldüm..
Akif Emrede 60 yaşında Hakk’a yürümüştü.
Beğendiğim takdir ettiğim ve yazılarını zevkle okuduğum bilge bir insandı. O da ruhunu sekte-i kalb sonucu teslim etmişti.
Gerçek manada âkilbir insan olan ve yazılarıyla ışık saçan Emre’nin kıymetinin bilindiği kanaatinde değilim.
Yazıların, kalitesine, içerdiği bilgiye ve özgün yoruma değil internette tıklanma oranıyla değerlendirildiği bir ortamda o bilge yazarın kıymetinin bilindiğini zannetmiyorum.
Hayatında ona değer vermeyenlerin ölümüne ağıt yakması da çok anlamlı!
Rabbim rahmetiyle muamele buyursun.
***
Üçüncü acı haber 29 Mayıs’ta geldi.
Bu sefer henüz 54 yaşındaki Kadir Demirel kardeşim Hakk’a yürümüştü. 12 sene aynı gazetede çalışmıştık. Dürüst, mütevazi ve saygın bir insandı.
Onun değerini Yeni Akit anladı ve genel yayın yönetmeni olarak değerlendirdi. Meslek hayatının en verimli dönemini yaşıyordu.
İnsan kadrini bilen değerli bir dost idi.
Onun ölüm haberi hem sarstı hem kahretti. Belenmedik bir zamanda geldiği için sarstı ve üzdü, ama damadı tarafından bıçaklanmış olması kahretti.
Ne diyeyim Rabbim onu da rahmetiyle kuşatsın, mekanı cennet olsun.
***
Mehmet Batuk, Akif Emre ve Kadir Demirel kardeşlerime rahmet, yakınlarına sabr-ı cemil ve ecr-i azim diliyorum.
Şehit haberleriise her gün yüreğimizi dağlıyor. Evvelki gün düşen helikopter 13 kez birden dağladı. Rabbim yakınlarına sabır versin.
Bu ölümler bizi uyarıyor. Ne zaman nerede hak vaki olacak belli değil. Onun için Rabbim herkese kalb-i selim sahibi olmayı nasip etsin.
Efendimiz aleyhisselam buyurdu ki, “Size (biri) konuşan (diğeri) susan iki vaiz bıraktım. Susan vaiz Ölüm, konuşan vaiz ise Kur'an-ı Kerimdir.”