Gericiler(!) uzaya gidiyor, onlar yerin dibinde kafa çekiyor
6 Eylül 2021 Pazartesi
8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, "Bizim en büyük sıkıntımız, ülkemizin sıcak kuşakta bulunmasıdır. Bu tür sıcak kuşak ülkelerinde "satılık" insan bulmak çok kolaydır. Nitekim İngilizler, Osmanlı'yı; içeriden satın aldıkları paşalarla yıkmış" diyor.
İngilizler; savaşla ulaşamadıkları hedeflere oturdukları yerden ulaşmalarını sağlayan bu yöntemi, Osmanlı'dan sonra da kullanmaya devam etmektedir. İçimizdeki bazı bedbahtların İslam'la; bu denli savaşması, "bireysel tercih" ile izah edilemez.
Elbette bütün fitnecilerin İngilizlerden maaş aldığını iddia etmiyorum. Emperyalistler, lejyonerlerini motive etmek için ilerici(!) olmaktan rejimi korumaya(!) kadar birçok "havuç" kullanıyor. Maaş konusunda da herkese para dağıtmıyor, az sayıdaki "nitelikli elemanı" istihdam ederek; operasyonları ucuza kapatıyorlar.
HAÇLILAR ADINA İSLAM DÜŞMANLIĞI YAPIYORLAR
Haçlı Siyonist ittifak; sömürü ve işgalleri önündeki en büyük engel olan İslamiyet'i, ya İslam ülkelerinin başına kendi uşaklarını getirerek veya "terörle mücadele" bahaneli saldırılarla işgal ederek bertaraf etmeye çalışıyor.
Bu yolda büyük ilerleme kaydettikleri de maalesef bir vakıadır. Ancak, onlar için tarih boyunca en büyük tehdit, sahih İslam'ın membaı olan Anadolu'dan gelmiştir ve halen de böyledir. Bu yüzden her fırsatta, Anadolu'da İslam'ın kökünü tamamen kazımak istemiş ama bir türlü başaramamışlardır. Mesela, tek parti diktatörlüğü döneminde; İslamiyet'i akıllarınca; tamamen unutturmuşlardı! 1950'den sonra yanıldıklarını görünce de Müslümanları defalarca hırpalamış, 28 Şubat'ta ise kökünü kazımışlardı!
Oysa hesapları yine tutmamış, "Bin yıl ayağa kalkamazlar" dedikleri Müslümanlar, ülkeyi yönetmeye başlamıştı. Üstelik bu sefer, bildikleri her yöntemi deneyerek düşürmeye çalıştıkça, millet daha büyük bir destekle iktidara getirmişti. Hatta ince İngiliz siyasetiyle, Müslümanlar arasından yetiştirdikleri "cemaat" görünümlü lejyonerleri de devreye girmiş ama rezil olmuştu. Yıllarca kullandıkları vesayet sistemi devre dışı bırakıldığından, uzaktan kumanda cihazları da çalışmıyordu.
Haçlılar ve uzantıları için daha vahim(!) bir durum vardı. 20 yıldır yıkamadıkları Müslümanlar, bütün engellemelerine rağmen Türkiye'yi şaha kaldırmış, farklı bir boyuta taşımışlardı. Milletleri kendilerine mahkûm etmek için kullandıkları "savunma sanayii"nde bile dev adımlar atan Türkiye, kontrolü imkânsız hale gelmişti.
Artık uzay teknolojisine yönelen Türkiye'nin; hemen her sahada sergilediği baş döndürücü gelişmeler, bir asırdır kullandıkları "Müslümanlar gericidir" iftirasını da gülünç hale getirmişti.
Bu gidişat karşısındaki çaresizlikleri Haçlı Batı'yı hırçınlaştırırken, içimizdeki uzantıları ise öfkeden kudurmakta, meyhanede teselli aramaktadır.
Ağzını her açtığında ayrışmadan şikâyet eden bu nefret sarhoşları, sergiledikleri aşağılayıcı; aşağılık üslupla, fitnenin ve kamplaşmanın asıl kaynağının kendileri olduğunu ilan etmektedir. Nasırlaşmış intikam hırsları, ellerine fırsat geçse; Sırpları bile kıskandıracaklarını göstermektedir.
70 yıldır milletin yanına yaklaşamayan bu güruh ile bir araya gelmemizi kimse beklemesin. Zira bunlarla ancak, kafa çektikleri çukurlarında buluşulabilir ki, bu çukurlar "millî birlik" mekânı değildir.