Galatasaray dün akşam Türk Telekom Arena’da gol oldu yağdı. Atılamayanları sayarsak Sarı-Kırmızılılar büyük bir farkı kaçırdı. İşe Martin Linnes’ten başlayalım. Linnes, bugüne kadar kendisine oynatmayanlara ders verdi. Hatta “Beni niye oynatmadınız?” diye sordu. Galatasaray’ın bundan sonraki arayışı sağ bek için olacaktır. Çünkü sol bek emin ellerde..
Orta sahada Josue ve Selçuk İnan gayet iyiydi. Özellikle Josue kendisinden beklenenlerin çok ötesinde bir futbol oynadı. Demek ki zamana ihtiyacı varmış. Tudor, Sneijder’i yedek bırakırken, güvendiği dağlar varmış. Josue bu güveni boşa çıkarmadı. Selçuk da toparlanmış. Penaltıdan gollerini attı. Selçuk çıkınca kaptanlık pazubandını Muslera taktı. Bu pazubant da Muslera’ya pek yakıştı doğrusu.
Galatasaray’ın oynadığı rakibi Süper Lig takımı. Ne olursa olsun, bu ligde yer alıyor. Onun için galibiyeti küçümsemek, gollere ve oynanan oyuna burun kıvırmak doğru olmaz. Kimileri diyecek ki “Haftaya Medipol Başakşehir maçı var, sonra da Fenerbahçe derbisi. Hele bu maçlarda görelim Galatasaray’ı.” Onlar geleceğe yönelik beklentiler. Ama dün akşam Galatasaray futbol oynadı, o kadar.
Sarı-Kırmızılı takımın en büyük eksiği santraforda... Eren Derdiyok Galatasaray’ın golcüsü değil. Vasat bir takımda iyi iş yapabilir. Ama Galatasaray gibi yalnız Türkiye’de değil Avrupa’da da iddiası olan bir takımda tek golcü olarak kalması çok yanlış bir iş. Galatasaray Eren’in oyununa bakıp “Zamanla olacak” demek lüksüne sahip değil. Onun için Galatasaray’ın transferdeki önceliği imkanlar elverdiğince iyi bir golcü almak olmalı.
Tudor’un Galatasaray’a faydalı olacağı kanısındayım.. Elindeki malzeme ile daha fazlasını yapmak çok zor. Bruma’nın cezalı olduğu bir haftada Rodrigues, çok iyi oynadı. Attığı ikinci golün dışında takımı sürekli atağa kaldırması, görülmeye değerdi.
Bu galibiyet Sarı-Kırmızılılar’a moral verir. Ancak bunun devam etmesi şart. Yoksa saman alevi gibi bir parlayıp sönerse, Şampiyonlar Ligi elemelerine katılmak da hayal olur.