Batıcı unsurların efendileri adına 15 Temmuz akşamı Anadolu’yu işgal teşebbüsünün Müslüman Anadolu halkı tarafından püskürtülmesinin üzerinden 1 yıl geçti.
Allah’ın inâyetiyle destansı bir direnişle püskürtülen işgalcilerden henüz beklenen hesap sorma gerçekleşmedi. Adaletin tesis edilmesinin gecikmesi işgalci unsurları ve işbirlikçilerini azdırıyor. Bu ahval, halkı bombalamış ve kurşun atmış Batıcılar’ın mahkemelerde, 15 Temmuz şehitlerinin emaneti olan ailelere tacize varan küstahlıklar yapmasına; bir zamanların FETÖ pazarlamacılarının dirençle ‘mağduriyet’ edebiyatı yapıp vatan hainlerini kurtarma gayretine girmelerine yol açıyor. Onlardaki gayrete imrenmiyor da değilim; her şeye rağmen dirençle işgalci unsurların yanındalar. Şekilden şekle girip vatan hainlerini hapisten kurtaracak ‘adaleti’ arıyorlar! 15 Temmuz gecesi vatan uğruna şehid düşenlerin geride bıraktıkları ise mahkeme salonlarında yapayalnız adaletin tecellisini bekliyorlar. Beklemeleri acizlikten değil, ilgili ve yetkililerin kendilerine “Merak etmeyin, adaleti sağlayacağız” demelerindendir; yanlış anlaşılmasın!..
FETÖ'cülerden adalet önünde hesap sorulması beklenirken FETÖ’nün yargıdaki unsurlarının yıllar önce Anadolu evlatlarına açtıkları davalar FETÖ'cülerin arzuları doğrultusunda neticelenmeye devam ediyor. 15 Temmuz gecesi işgalcilere karşı, hususiyetle de Doğu bölgesinde direniş gösterip meydanları Batıcılar’dan kurtaran HÜDAPAR yöneticilerine geçtiğimiz hafta hapis cezası verildi.
HÜDAPAR Genel Başkan Yardımcıları Bahattin Temel ve Said Şahin, Rehber TV Genel Yayın Yönetmeni Fikret Gültekin’e örgüt üyeliğinden 6'şar yıl 3’er ay hapis cezası verildi. Hapis cezası alanlardan HÜDAPAR Genel Başkan Yardımcısı Said Şahin cezayla ilgili şunları söylüyor: “Ülkede FETÖ’nün kumpasının bu kadar net olduğu başka bir dosyanın olduğunu sanmıyorum. 2011’de dosyamızı yargılayan 14. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi hâkimleri ve savcısı FETÖ’den açığa alınmış, bir kısmı cezaevinde bir kısmı da firari. FETÖ’nün kumpasına uğramış denilip de yakın tarihte bu ülkede katliam işlemiş, darbe yapmış, JİTEM’ci, Balyoz’cu, Ergenekon’cu, ne kadar eski derin devlet varsa ‘FETÖ mağduru’ adı altında tahliye edildi, Fakat asıl FETÖ mağduru olan bizler kumpas olduğu çok net bilinen dosyadan ceza aldık.”
Şahin, defaatle dikkat çektiğimiz hukuk komedyasını dile getirmiş. Hatırlarsınız, yeri geldikçe Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun FETÖ'cü hâkim ve savcılar hakkında yazdığı karar yazısından iktibas yapıyorum. Ne deniliyor raporda? Hep beraber okuyalım: “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yargı kuvveti içerisinde; organizasyonu ve hiyerarşik yapısı bulunan, Devlet yargısına alternatif olarak faaliyet gösteren, örgütlü olarak yargı içerisinde yuvalanan, kendinden olmayan herkesi düşman kabul edip kullanamadığı kişileri de düşman sayan, örgüte boyun eğmeyenleri ve farklı düşünen herkesi düşman görüp hedef hâline getirerek yargı kararları ile emniyet operasyonlarının hedefi haline getiren, (…) kasıtlı, taraflı ve delilsiz davalar açan, bu davalarla Türkiye’nin mafya ve terörle mücadele ettiği algısı yaratan, Devletin birçok kurumuna yerleşen Paralel Devlet Yapılanması Terör Örgütü isimli bu yapının yargıdaki uzantıları oldukları ve cemaat cuntası şeklinde paralel bir yargı gücü oluşturdukları görülmüştür.”
Bu karar yazısıyla Ergenekoncu ve Balyozcu darbeciler beraat ederlerken, her iki darbeci unsura karşı mücadele veren Anadolu evlatları ise ya hapiste veyahut hapse girme yolunda! Biri bunun izahını yapmalı ama kim!..