15 Temmuz darbe girişimi, F. Gülen’in, şer odaklarının taşeronu olarak neler yapabileceğini gösterdi. Pensilvanya’dan verdiği talimatlarla, TBMM, Cumhurbaşkanlığı külliyesi, Polis Özel Harekât Dairesi Başkanlığı bombalandı. Masum insanlara tanklardan, helikopterlerden ateş açıldı. 242 insanımız şehit oldu. İki binden fazla gazimiz var.
Darbe karargâhlarında, TRT’de subaylara komut veren siviller ortaya çıktı. Darbecilerin bütün itirafları FETÖ’yü işaret etti.
Gelin görün ki, F. Gülen “benim arkadaşlarım bilerek karıncanın üzerine bile basmamıştır” diye hala maval okuyor.
Bir bedende iki insan ve ikisinin birbirinden hiç haberi yok!.. Şizofren demeyeceğim, hainliği ve alçaklığı küçültür. Rol yapıyor. Cami kürsülerinde ayılıp bayılmalar dâhil hep rol yaptı. Sonunda ABD’ye çağırdılar, rolü doğrudan kendisine söyleniyor.
Yaşadığımız süreçte F. Gülen’le ilgili bir özellik ortaya çıktı. F. Gülen, talimatlarını sadece sosyal medya üzerinden özel yazılım programları ile vermiyor. Facebook üzerinden yayınlanan konuşmaları ile de talimatlar veriyor. Daha önce bunu Samanyolu TV’deki diziler üzerinden yapıyordu.
Dört gün önceki son konuşmasında açıktan suikast talimatları verdi. İki hedef gösterdi: 1. CHP ve MHP ileri gelenleri. 2. Daha önce Gülen medyasında yazmış kalemler…
Şöyle konuşmuş:
“Şimdi ise ayağa düşmüş bir şey var: MHP’den mi, CHP’den mi, bir insanı öldürtmek suretiyle bir de onlarda Hizmet Hareketi’ne karşı antipati uyarma…
“Bir de müfteri kalemler var, o müfteri kalemlerden bazılarına bir şey yapabilirler. Dolayısıyla da derler ki, “Bunu da Hizmet yaptı. Çünkü daha evvel içlerindeydi, ihanet ettiğinden dolayı cezalandırdılar…”
F. Gülen’den üç gün sonra bir meczup tetikçi bu “kalemleri” açıkladı. İngiltere’ye kaçan Önder Aytaç Facebook üzerinden konuştu: “Hüseyin Gülerce, Latif Erdoğan ve Kemalettin Özdemir gibiler…”
Besbelli FETÖ’nün yeni suikast hazırlıkları var. 15 Temmuz darbe girişiminde yarım kalan ihanetlerini devam ettiriyorlar.
F. Gülen’deki pişkinlik, riya ve takiyyenin tarihte bir örneği yoktur. Gülen Fitnesi, milletin bağrına bir hançer gibi saplandı. Evlatlarla babalar, kardeşler, eşler, hısım akraba birbirine düştü. Milletimizin masumiyetine zift atıldı. Himmet, fedakârlık duyguları istismar edildi, hayır ve iyilik duyguları bir ihanete kanalize edildi.
F. Gülen bir Batı projesi olarak her türlü ihanetin içinde yer aldı ama hepsini milletimizin zekâsıyla alay edercesine inkâr etti. “Binde birini tanımam, Ben yapmadım, 15 Temmuz bir senaryo” dedi. Yukarıda sözünü ettiğim konuşmasında bakın şunu bile diyor:
“Sonra tuttular bir ‘elçi senaryosu’ ortaya koydular. Adam, açıktan açığa, nispetini/aidiyetini söyledi/dillendirdi. Aidiyetini söylediği kesimin başındakiler de ‘O, bizdendir!’ dediler. Böyle söylemelerine rağmen, o bir kısım zift cerâidi o meseleyi de yine Hizmet Hareketi’ne mal etmek suretiyle, bir de öyle bir darbe vurmak istediler. Hatta o elçi hangi ülkeye mensup ise şayet, onlar bile inanmadılar…”
Suikastçı “ben El Nusra’danım” demiş. Bu gerçeğe (!) rağmen “Hizmet hareketi” hedefe konmuş. Zaten Ruslar da F. Gülen gibi düşünüyormuş. Yalancı olduğu için bedduası FETÖ’cüleri vurdu…
Geçenlerde İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu şöyle diyordu:
“İnanın FETÖ konusunda bizim bildiklerimizi bilmiş olsanız, 2-3 saat uykunun bile fazla olduğunu görürdünüz. Çok daha derinlere öyle sirayet etmişler ki, gördükçe şaşkınlık yaşıyoruz…”
F. Gülen’in şer odakları ile yürüttüğü ihanet henüz bitmedi...