FETÖ’nün hocaefendisi, CIA’in adamı Fetullah Gülen’in yaşadığı Pensilvanya’da, Philadelphia kentine yakın çiftliğine giden ana yoldan başlayıp, çiftliğin kapısına kıvrılan yoldan tutun, araziyi çepeçevre saran tel örgülere kadar çiftlik topraklarına
adım atmanın yasak olduğunu belirten yüzlerce levha var. Gerçekte bu çiftliğin, cemaatin çeşitli gazete, ajans, dergi ve gazetelerinin yöneticilerinin de aralarında bulunduğu, ABD yasalarına göre kurulu Altın Nesil Vakfı adına, FBI tarafından1991’de FETÖ’ye verildiği, aynı yılın ortalarında YÖK ve MEB bursuyla ABD’ye gönderilen yüksek lisans öğrencilerinin bir yaz kampı oluşturarak “Türkiye’de örgütlenme teknikleri” başlıklı seminerlere katıldıkları biliniyor. Bu seminerler heryıl yinelenmekte. Üstelik CIA yetkililerinin, Eyalet Valisiyle birebir görüşmeleri sonucunda, gene 1991 yılında çiftlik sınırları içinde büyük bir okul açıldığı da kesin! (Köstebek—Necip Hamlemitoğlu—S 85) Ancak bu, sıradan bir okul değil. Hücreoluşturmak, haberleşme, adam satın alma, şifre kullanımı vb. gibi casusluk teknikleri, bu okulda öğretiliyor Türkiye’ye dönecek yüksek lisans öğrencilerine. Yani NAZİ Generali Gehlen’in kurduğu CIA’in daha küçük bir benzeri FETÖ. Kurucu başkanıda General “Çılgın” Bill Donovan değil “Vatan Haini” Fetullah Gülen!
FETÖ, ABD’de nasıl kalır?
FETÖ bugüne kadar ABD derin devleti olarak bilinen NSA, CIA, FBI, SDDS, NSC vb., gibi kuruluşlarla ilişkisi olmadığı yolunda hiçbir açıklama yapmadı. Ancak hoca’fendi hazretlerinin ağzından, “dünya jandarması arkamızda dimdik duruyor” sözünü duyanlar, cemaatle ABD casusluk ve karşı casusluk kurumlarının ne kadar da sarmaş dolaş olduğu gerçeğini, gizli toplantılarında sık sık dile getirmişlerdir.
Diyelim ki, bunlar hep yalan, birileri uyduruyor, dezenformasyon tavan yaptı ülkede. O zaman gelin DGM savcısıyla askeri savcının ortak hazırladıkları iddianameye kısaca bakalım:
“ABD’de ikametin yasayla belirlenmiş katı koşulları bulunmaktadır. Hiç kimse yasal olarak, resmi başvuru yapmaksızın ve de gerekçesini belgelemeksizin, o ülkede altı aydan fazla kalamaz. Kaldı ki, Gülen, Haziran 1999’da, SHOW TV’de, Reha Muhtar’a yaptığı ve bir saat süren açıklamalarında ABD ziyaretinin 14 gün süreceğini defalarca dile getirmişti. Bu söz günümüze kadar yerine getirilmiş değil elbette! Varsayalım Gülen’in yeşil kartı var. Peki ya Türkiye’den kaçanların nesi var? CIA’i var tabi! Yeşil kartları olsa ne olur olmasa olur? CIA’in koruması altındalar gün 24 saat. ABD derin devletinden “kaç” komutunu alanlar, CIA’in İltica ve Taraf Değiştirme Dairesinin (Exfiltration Department) kanatları altına girerler. Bu arada ABD Elçilik ve konsoloslukları, efendiyi ziyarete gideceklere hiç bekletmeden 10 yıllık vize vermektedir.
Yakalanan cemmatçilerden alınan bilgilere göre, FETÖ şemsiyesi altındaki tüm şirketler, ABD’de temsilcilik açma ve sermaye aktarma taahhüdünde bulunmuştur. Cemaatin ABD İmamı İ. İsmail Büyükçelebi, FETÖ’nün “imamet ve riyaset merkezini” New Jersey’de kurmuş. ABD’ye “Yeni Vatan” diyen Gülen, Büyükçelebi’ye ABD düzeyinde örgütlenme emrini 11 Haziran 2000’de vermiş. Böylece Zaman Gazetesinden Nuh Gönültaş’ın demesiyle “Amerika’nın zorunlu keşfi” başlamış. Anlaşılan “hocaefendi” tarihe, nice sapkınlıklarının yanı sıra, İkinci Kristof Kolomb olarak da geçme niyetindedir...
FETÖ, CIA’in öngördüğü tarikat (sözde STK) modeline, yani Moon, Mormon, Scientology vb. tıpatıp uymaktadır. Modelin amacı tarikatları birer sivil toplum örgütü (Non Governmentral Organization—NGO) olarak yapılandırmak, küreselleşme sürecine ayak uydurmalarını sağlamaktır. Bunda da ABD düzeyinde çok başarılı olmuş...