15 Temmuz’dan sonra ortaya çıkan veriler, FETÖ ile PKK’nın “ortak” değil “birlikte” çalıştığını ortaya çıkardı.
Özellikle Suruç’tan itibaren başlayıp 15 Temmuz’a kadar devam eden yoğun mücadele sürecinde, teröre kurban verdiğimiz bütün şehitlerimizin vebali, terör örgütlerine doğrudan istihbarat servisi yapan, devlet içerisindeki polis ve istihbaratçı kılığındaki FETÖ’cülere aittir.
Peki bu ortaklık Erdoğan’ın ortadan kaldırılmasıyla birlikte herkesin amacına ulaşacağı bir eylem birliğinden mi ibaretti acaba?
Dahası var. Bu ortaklık tahmin edemeyeceğiniz kadar geniş ve derin.
Hatırlıyor musunuz, biz 14 Eylül tarihli Star’da Haber Müdürümüz Efe Erdem’in bir özel haberini yayınlamıştık. 2012’de Diyarbakır Adlî Emaneti’nde imha edilmesi gereken 500 kg uyuşturucunun çalınması üzerine şikayet edilen ama hiçbir sonuç alınamayan Emniyet Müdürü ile Başsavcı 15 Temmuz’dan sonra FETÖ’den tutuklanmışlardı.
Yani FETÖ üyesi iki “devlet görevlisi” operasyonda ele geçirilen uyuşturucuyu, devletin; kendilerine emanet edilen deposundan çalmış ve üzerini de yetkilerini kullanarak kapatmışlardı.
Bugün size başka bir uyuşturucu haberinin arka planındaki ilginç bağlantıdan bahsedeceğim.
Bir süre önce medya, Zaman gazeteli bir uyuşturucu operasyonu teşhir etmişti.
“Diyarbakır Lice’de 1 ton 470 kilogram kubar esrar maddesi, 540 kilogram toz esrar maddesi, 9620 kök kenevir, 5 tabanca, 6 şarjör, 65 mermi, 2 av tüfeği, 30 değişik marka model ve çapta av tüfeği fişeği...”
Olayın Zaman Gazetesi ile ilgili kısmı “Aynı aramada çok sayıda PKK’ya ait örgüt yayınlarının yanında 5 Adet de 11 Ocak 2015 tarihli Zaman Gazetesi’nin çıkması dikkat çekti” şeklindeki bir detay ile geçip gitmişti.
‘Zaman’ın sırrı zamanla anlaşıldı
Ama karşımızdaki ilginç bir kareydi. Uyuşturucu, silah ve Zaman...
Hadi “Zaman’la gerçekler anlaşılır” dediler, silahla kanka olduklarını gösterdiler. Zaman’ı uyuşturucu olarak da kullandılar ama Zaman’la uyuşturucu ambalajladıklarını hiç duymamıştık.
Netice itibariyle araştırmaya değer bir konuydu.
Nitekim kurcaladıkça pis koku arttı ve ilginç bir ayrıntı ortaya çıktı:
Efendim, PKK ile FETÖ’nün ortaklığı “yukarı”dan gelen talimatlar çerçevesinde yürütülen eylem birliği ile sınırlı değilmiş.
Ortak işletmecilik (!) de yapıyorlarmış!
Hem de ne ortaklık...
FETÖ’nün uyuşturucu aşkı, Emniyet’in deposundakileri PKK’ya aktarıp “Yakmayalım, satalım” anlayışından ibaret değilmiş.
PKK ile uyuşturucu konusunda da çok “köklü” bir işbirliği varmış.
Meğer o uçsuz bucaksız kenevir tarlalarını FETÖ ektiriyormuş, güvenliğini PKK sağlıyormuş ve FETÖ, bu hizmetin karşılığında Kandil’e “hasat”tan sonra yüzde 10 “vergi” ödüyormuş...
Ben de imhası bile günler süren o uyuşturucu ovalarını PKK hangi ara ekiyor, dikiyor, bakıyor, söküyor diye merak ediyordum. Meğer işi konsorsiyum yürütüyormuş!..
Tam kazan kazan modeli.
Düşünün, sadece bu “Zaman”lı partiden, yaklaşık 20 milyon TL’nin yüzde 10’u (2 milyon TL) Kandil’e gidecekti.
Geri kalan da “Hizmet”e...
Uyuşturucu mu?
O da bir nev’i “hizmet” sayılır!
Ne de olsa FETÖ için hizmette sınır yoktur...