FETÖ’cüleri arkalamak isteyenlerin yeni iddiası bu.
Sureti haktan görünen bir asılsız iddia üzerinden FETÖ’cü teröristlerin değirmenine su taşınmak isteniyor.
15 Temmuz’da milletin güçlü darbe karşıtı duygularının duvarına çarpmaktan korktukları için siyaseten darbe karşıtı görünenler şimdi eski F tipi ayarlarına geri döndüler.
Ve bu iddia üzerinden siyaset yapmaya başladılar.
CHP’den bahsediyorum.
Sözde darbe karşıtlığı şimdi de mazlumların hamiliği gibi bir pozisyona büründürülerek sürdürülüyor.
Mağdur kim?
Mazlum kim?
O FETÖ’cü teröristler mi?
Milletimizin
yiğit evlatlarının üzerine ölüm kusan alçaklar mı?
Kandil’in ölüm kusan makinelerine meşruiyet atfeden siyasiler mi?
Zalimler ve katiller güruhu, CHP’nin lugatına birdenbire mazlum ve mağdur olarak girmeye başladı.
Üzüldüğüm nokta şu:
Meclis’te CHP, bu zalimler ve katiller güruhuna arka çıkarken bunu demokrasi adına yapıyor görünmesi. Üsttenci ve saldırgan bir dille AK Parti’mize saldırırken, bizim karşılarında savunmacı bir dil geliştirmemiz.
CHP’liler topyekûn F tipi ayarları üzerinden saldırıya geçmiş bulunuyor.
Milletimizin seçilmiş yiğit liderine OHAL üzerinden keyfi ve diktatoryal bir yönetim kurmaya çalıştığı iddiası üzerinden edepsizce ve hayasızca saldırıyorlar.
Ve ne hikmetse biz “Yenikapı ruhu”na zarar gelmesin diye bu edepsiz ve hayasız saldırılara ve FETÖ/PKK hamiliğine karşı savunmada kalıyoruz.
15 Temmuz gazisi olarak ağrıma gidiyor bu durum doğrusu.
Siyaseten uzlaşmaya elbette sonuna kadar açığız, eyvallah.
Ama CHP’nin FETÖ/PKK hamiliğine soyunup, 15 Temmuz ruhuna ve OHAL bahanesi üzerinden liderimize “diktatör” diye hayasızca saldırmasına zinhar seyirci kalamayız.
Kalmamalıyız.
***
Ben, FETÖ’cülere işkence ve kötü muamele yapıldığı iddialarına çok yönlü cevaplar veriyorum. Ama CHP bu cevaplardan sadece işine yarayanı alarak hem beni olduğumdan farklı göstermeye, hem de FETÖ’cü teröristlerin değirmenine su taşıma yoluna gidiyor.
CHP’lilerin iddiasına göre ben işkence iddialarının araştırılmasına karşı çıkıyormuşum!
Yalanın da, çarpıtmanın da bu kadarına pes!
Dediğim şu:
Bir: Her türlü işkence ve kötü muamele konusunda son derece duyarlı bir partiyiz. Kim ki işkence ve kötü muamele yaparsa karşısında bizi bulur.
İki: FETÖ’cülere işkence ve kötü muamele yapıldığı iddiası, dışarıda kurgulanan bir tuzaktır. Bu iddia üzerinden FETÖ’cüler mağdur ve mazlum konumuna getirilmek isteniyor. FETÖ’cülerin kökünün kazınmak istenildiği bir dönemde, henüz soruşturmaları devam eden o teröristleri münhasıran cezaevlerinde ziyarete gitmek bu tertibe Meclis’i alet etmek anlamına gelir. Çünkü kendilerini bu şekilde gündemleştirmek istiyorlar. FETÖ’cü teröristlere bu süreçte mikrofon uzatmak ve onların iddiaları üzerinden mağduriyet/mazlumiyet edebiyatının gelişmesine imkan sağlamak bu FETÖ’cü tuzağa düşmek anlamına gelir.
Hendek/çukur üzerinden terörün estirildiği dönemde CHP ve HDP bir ağızdan bölgeye gidip inceleme/araştırma yapmamızı önermişti.
İddiaları şuydu: Devlet bölge halkına zulmediyor, işkence ve kötü muamele yapıyor, evlerini başlarına yıkıyor vs...
Amaç PKK’yı koruyup, kollamaktı.
Biz, AK Partili İnsan Hakları Komisyonu üyeleri olarak bu oyunu bozmuştuk.
Ama CHP bölgeye giderek PKK tezleri doğrultusunda devleti/hükümeti suçlayıcı raporlar kaleme almıştı.
Şimdi aynı şeyi iki parti birden hem FETÖ, hem PKK için yapıyor.
Kendileri izin alıp zaten ziyarete gidebiliyorlar.
Varsa işkence ve kötü muameleye dair delileri, sunsunlar gereğini hep birlikte yapalım.
Ama sadece FETÖ’cülerin değirmenine su taşımak için onların oyun planlarının bir parçası olmak istemediğimi söylemem nedense CHP’lilerin çok ağrına gidiyor ve beni olduğumdan farklı göstererek itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar.
Çok şükür itibarımızı CHP/HDP üzerinden alanlardan değiliz.
Onların övgülerine mazhar olmak asıl bizi ölümden beter kılar.
Ne yapsanız boş... O teröristler tarafından bombalanan Gazi Meclis’imizin komisyonları üzerinden FETÖ’cüleri arkalamaya çalışmanıza izin vermemek gerektiğini söylemeye devam edeceğim.