FETÖ ile mücadele edenler çok büyük tehdit altındalar.
Sadece bugünleri değil gelecekleri de.
FETÖ’nün arkasındaki asıl güç odağı düşünüldüğünde bu tehdidin boyutu anlaşılır.
FETÖ ile mücadele edenler bunu bilirler.
Tehditlere rağmen ölümden korkmadıkları için mücadeleden kaçmazlar.
Bir tek bu mücadele sürecinde itibar suikastına uğramaktan korkarlar.
FETÖ’cüler bu konuda pek bir mahirdirler.
Düşmanlarını karalamak ve itibarsızlaştırmak için her yolu mübah addederler.
Dedikodu, yalan, iftira vs...
Bunları her Allah’ın günü gündemde tutarlar. Tehditlerine boyun eğmeyenleri bu yolla tasfiye etmeye kalkışırlar. Sosyal medyadaki trolleri bu itibar suikastında öncü rol oynarlar. Sadece tehdit ve iftira etmezler. Dalga geçmek ve karikatürize etmek de bu itibarsızlaştırma operasyonunun bir parçasını oluşturur. Hâlâ sistem içerisinde yer alan kripto elemanları ise gündemde tutulan bu iddiaları sureti haktan görünerek tehlikeli bir silaha dönüştürürler.
Sistemin başındakileri bu tezviratlar konusunda öyle rafine yöntemlerle dolduruşa getirirler ki FETÖ’cülerin hedefindeki kişileri devre dışı bırakmak davanın hayrı gibi anlaşılır.
FETÖ ile cesaretle mücadele edenler kifayetsiz muhterislerin de boy hedefi olurlar. Kıskançlıkları çok ölümcül olur bu tiplerin. Bir de bu tipler hak etmedikleri bir makamda bulunuyorlarsa giyotin gibi çalışırlar. Kripto elemanlar bu tiplerin zaaflarından yararlanırlar.
Diyeceğim o ki bir de bakarsınız ki FETÖ’nün ölüm listesindeki isimler birden bire ya oyunun dışına itilirler ya da etkisiz-yetkisiz konuma düşürülürler. Ya küstürülüp uzaklaştırılırlar ya da oluşturulan zemin dolayısıyla kendileri bırakıp giderler.
Onların başına gelen bu akıbet haliyle başkaları için de caydırıcı olur. “FETÖ ile ölümüne mücadele edenlerin akıbeti bu olacaksa ben kim adına niye meydana çıkayım!” diyenlerin sayısı çoğalır. FETÖ’cüler tehdit ile sindiremediklerini bu yöntemle tasfiye ederek sonradan gelecekleri de susturmuş olurlar.
FETÖ’cüler bu şekilde tasfiye edilenleri öyle bir alaya alırlar ki FETÖ ile mücadeleyi sürdürmek isteyenlerin olup bitenler karşısında azimleri kırılır.
“İşte başına gelenler! İşte uğruna mücadele ettiklerinin sana reva gördükleri! Sonun daha kötü olacak!” propagandasının amacı, sonradan gelecek olanların inancını ve azmini kırmaktır. “O kadar yağdanlık yaptın da ne oldu?” yollu saldırılar sadakat duygusunu yok etmeyi hedefler gerçekte… Çünkü sadıkları itibarsızlaştırmak için “yağcılık-yağdanlık” gibi suçlamalar özellikle kripto elemanlar tarafından gündemleştirilir.
Sistem içindeki kripto unsurlar maharetli oldukları takiye siyaseti dolayısıyla “sadık” gibi görünmeyi başardıkları gibi gerçekte sadık, hasbi ve harbi olanları da tasfiye yoluna giderler.
FETÖ’cülerin tedavüle soktukları iftiraları FETÖ ile mücadele edenlerin tasfiyesine dönüştüren tehlikeli süreç konusunda duyarlı olunmazsa korkarım ki FETÖ ile mücadele edecek isimler bulmakta zorlanırız.
FETÖ’cülerin hedef tahtasına oturttuklarını gözümüz gibi korumalıyız.
Onlara yönelik tezviratı önümüze kurnazca koyup tasfiye süreçlerini işletmek isteyenlerin oyunlarına gelmemeliyiz.
FETÖ’cüler kimin yokluğundan veya tasfiyesinden sevinç duyuyorsa bilesiniz ki onlar hasbi ve harbilerdir.
Bize o yiğitlerimizi harcatmak isteyenler ise hiç kuşkunuz olmasın ki kripto FETÖ’cülerdir.
FETÖ’cüler takiyecidir. Bin bir suratlıdır.
Bizim suretimize bürünüp sırtımızı yere getirmelerine izin vermeyecek bir basiretin sahibi olmalıyız diyorum.
FETÖ’cüler bizim suretimize bürünemezler ve içimize artık sızamazlar diyenlerin aklına şaşarım.
Demek ki onlar düşmanlarını tanımamışlar!
Ve en fenası geçmişten hiç ders çıkartmamışlar!
Çok yazık!