CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, göreve gelir gelmez ilk iş 2. Ordu Komutanı İsmail Metin Temel’in apoletlerini sökecekmiş.. Neden?.. Çünkü Paşa, Cumhurbaşkanı’nın programına katılmış ve ‘Başkomutan’ Erdoğan’ı alkışlamış… “.. Türk ordusunun generali misin, AK Parti’nin il başkanı mısın?..” diyor.. Yavaş.. Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı Harekatları kahramanı İsmail Metin Temel, sizin miting meydanlarında sakız gibi çiğneyip atacağınız biri değil.. Katıldığı program bu ülkenin Cumhurbaşkanı’nın, Başkomutanının programıdır.. Ve alkışlaması da lideriyle komutanının hedef birliği yaptığının göstergesidir.. Kimse alan ihlali yapmasın.. Sayın İnce bilir de, ben yine de hatırlatayım.. CHP’nin emrine girdiği FETÖ ile Temel Paşa, orduda en fazla mücadele eden isimdi.. Silopi Özel Kuvvetler Üssü'nde görevli 8 kişilik suikast timi 15 Temmuz gecesi helikopterle havalanmıştı. Uçuşların kaldırılmasına rağmen gelen helikopteri şüpheli bulan Temel, birliğindeki askerlere emir vererek teyakkuza geçirmişti. 8 kişilik suikast timi, helikopterden iner inmez püskürtüldü. Suikast timi kendilerini darbeciler değil vatansever askerlerin karşılaması üzerine havalanıp Silopi'ye geri döndü. Fetöcü Darbecilerin, hakkında ‘ölüm’ kararı verdiği bir komutanı, miting meydanında ‘apoletlerini sökeceğim’ diyerek hedef göstermek hangi aklın ürünüdür Allah aşkına?!.. Elbette Muharrem İnce bu sözünden dönecektir.. Yarına kalmaz, ‘ben apoletlerini sökeceğim, yenilerini diktirip onları takacağım Paşa’nın omzuna’ falan diyecektir.. Ama bu iş çocuk oyuncağı değil.. Aklınızı başınıza alın..
Bence gömlek ihtiyaç sahiplerine karne ile dağıtılsın
Muharrem İnce’nin, Adam Smith’i mezarında ters döndürecek bir teklifi var... Diyor ki; “Bir gömlekçi, her AVM’de dükkan açıyor. Hepsine ayrı ayrı kiralar ödüyor.. Dolayısıyla 10 lira olan gömlek fiyatı 50 liraya çıkıyor..” Gülmeyin.. Bu bir ekonomik model teklifi.. Ve yüzlerce yıllık deneyim sonunda bulunan bugünkü ekonomik modeli reddediyor.. Bir anda silip atmayı vaat ediyor.. İnce’nin bundan sonraki sözü şu olacak kuvvetle muhtemel; “Her firma farklı markalarda gömlek üretmesin.. Bütün markalar bir araya gelip tek bir fabrikada ortak üretim yapsın, bir de tanzim satış mağazası açalım, ihtiyaç sahiplerine gömleği karne ile dağıtalım..”
Madem UBER olayı bitti taksilere el atın o zaman
Cumhurbaşkanı; “Ben taksicinin hakkını yedirmem” dedi ve UBER meselesinin bittiğini ilan etti.. O halde şimdi yapılması gereken hem de aciliyet arz eden en önemli konu, UBER’in hayatımıza girmesine ve destek bulmasına neden olan problemleri ortadan kaldırmak olmalı.. İşi sadece cep telefonu uygulamasından araba çağırmak ve kredi kartıyla ödeme yapmak kadar basit görmeyelim lütfen.. Müşteri ile taksici arasında çok ciddi sorunlar var. Ve bu sorunlar epeydir var. Daha çok yeni yaşadığım olayı anlatayım.. Eminönü’nde, Yeni Cami’nin önünde taksi durdurdum. Arabaya binmeden nereye gideceğimi sordu taksici.. Gideceğim yeri söyleyince ‘aracı teslim edeceğim’ deyip gaza bastı gitti.. Bir iki metre geriye doğru yürüdüm. Orada bekleyen bir taksinin kapısına davrandım, daha ben söze başlamadan ‘ben dolmuş yapıyorum’ dedi.. Dolmuş yapıyormuş.. ‘Binemezsin’ demek herhalde.. Sirkeci’ye kadar yürüyüp oradan başka bir taksiye bindim.. Demem o ki, madem Erdoğan ‘ben taksicinin hakkını yedirmem’ deyip, radikal bir çıkış yaptı.. Şimdi sırada taksicide.. Reis’ini utandırma.. Kısa mesafe için yolcu almamalar, ‘burada EDS yok ağbii’ deyip emniyet şeridine dalmalar, ‘kaç saattir sigara içmedim biliyor musun’ deyip arabada tüttürmeler, bas-konuş geyikleriyle yolda kafa ütülemeler falan son bulsun o zaman artık.. Yani bir adım da siz gelin..