Meclis’te, 15 Temmuz için düzenlenen törendeyiz.
Halkımız her zamanki inanç ve coşkusuyla alanı doldurmuş.
Gece sabaha doğru evriliyor artık.
Hava soğuk.
Lakin halkımızın yüreği sımsıcak.
Sanki o geceyi yeniden yaşıyormuşum hissine kapıldım.
Milletvekillerine ayrılmış yerde oturmak yerine doğrusu halkımızın arasında olmayı daha çok isterdim.
Protokol içimi ısıtmıyor.
Halkımızın inançla haykırdığı "Allah u Ekber!" sedalarına aynı duygularla katılamamanın getirdiği hüzün yüreğimi incitiyor.
Oysa protokol katında bulunan bizler ile halkımız aynı duyguyla haykırabilmeliyiz diye düşünüyorum.
Sanki bağırmak, slogan atmak veya atılan sloganlara iştirak etmek protokol katında bulunanlara yakışmazmış gibi bir anlayış doğrusu 15 Temmuz ruhuna pek yakıştıramadığım bir şey gibi geldi bana.
Şehitlerimizin isimleri sayıldıkça halkımız hep bir ağızdan "burda!" diye bağırıyor.
Biz ise susuyoruz!
Bu muhteşem duyguya ortak olamamak büyük bir eksiklik!
Yanlış anlaşılmasın, protokol katında olan kardeşlerimizin halkımızla aynı hissiyatı paylaşmadığı iddiasında bulunuyor değilim.
Biliyorum ki aynı imanı ve hissiyatı taşıyorlar.
Eminim ki onlar da halkının arasında aynı tekbirleri getirmeyi yürekten diliyorlardır.
Lakin protokol farklı olmayı veya davranmayı zorunlu kılan bir resmî düzenek gibi.
Oraya giren farklı davranmak gerektiğine inanıyor işte.
Buna alışamadım şahsen.
Resmiyet ve protokol gereksiz demiyorum lakin anladım ki bana göre değil.
15 Temmuz gecesinden sonra pek kırılgan ve alıngan oldum.
O yüzden çabucak tepki koyuyorum.
Bu da bir siyasetçi için çok da uygun görülen bir vasıf değil.
Daha önceki devlet görevlerinden dolayı protokolde en ön sırada oturan bazı zevatı gördüğümde içimden geçenleri dışa vurmanın önüne geçemiyorum.
15 Temmuz gecesi meydanda olmayan o zevat bakıyorum gene en ön saflarda.
Görmezlikten gelemiyorum.
FETÖ muhibbi ve destekçisi olan o birilerinin, sırf eski devlet görevlerinden dolayı halkımızın karşısında, protokolün en ön saflarına oturtulduğunu görmek fena halde canımı yakıyor.
Eminim ki halkımız da ziyadesiyle rahatsızdır bu durumdan.
“Topyekun savaş!” diyoruz, "İhanetçilerin kökünü kazıyacağız!" diyoruz, lakin bu durum tezat oluşturuyor.
Veya ben ziyadesiyle alıngan olduğum için bana öyle geliyor.
17/25 Aralık'tan sonra liderimizin talimatıyla FETÖ temizliğinin başlandığı süreçte bizi "cadı avı yapmak"la suçlayan, "mağduriyet edebiyatı" üzerinden liderimizi zalimlikle suçlayan, dahası cübbesini giyerek FETÖ'cüleri savunma tehdidinde bulunan birilerinin en önde oturduğunu gördüğümde yüreğim daralıyor.
Sol yanıma bakıyorum, FETÖ muhibbi ve destekçisi bir diğer eski bakan oturuyor.
15 Temmuz dolayısıyla sıkça ihaneti ve ihanetçileri eleştiriyoruz.
Protokol gereği en önde oturtulan aynı evsaftaki bazı zevatla aynı havayı solumaya ne demeli peki?
***
Dışarıda hava soğuk.
Tişörtle geldiğim törende üşüdüğümü hissediyorum.
Sırf bedenimin değil yüreğimin de üşüdüğünü hissediyorum.
Usulca kalkıp gidiyorum.
Reis'in konuşmasını evde izliyorum şimdi.
İyi ki varsın, ey milletin adamı!
Bilesin ki halkımız sırf senin için geliyor.
Seni görmek ve seni dinlemek için!
Milletimiz sende kendini görüyor!
Kendi değerlerini ve hissiyatını üstünde taşıdığını görüyor!
Dikkat edenler görür ki Erdoğan'ın dili, resmiyetin ve protokolün dili değil!
Erdoğan'ın kendisi de Cumhurbaşkanı olmasına rağmen halkına karşı protokoller biri hiç değil!
***
Sabah, AK Parti Genel Merkezi’mizde açılan 15 Temmuz resim sergisini dolaşırken çok duygulandım.
Beni duygulandıran, "Demokrasi nöbetleri"nde sabaha kadar bekleyen halkımızın duygularını ve düşüncelerini taşıyan pankartlar oldu.
"FETO miyav dedi, Bir Halk kükredi" lafı işte bunlardan biri.
Hepsi birbirinden değerli sözler.
"Tanklar Fil olmuş, Halk ise Ebabil" lafı gibi.
Fillerine güvenerek Mekke'nin üstüne yürüyen Ebrehe'nin ordusunun üstüne Rabbimiz Ebabil kuşlarını göndermişti!
15 Temmuz'da halkımız bizzat Ebabil oldu...
"FETO Bu Vatan Sana Dar'be" lafını çok tuttum.
Derin anlamı olan zekice bir espri.
***
Milletin lideri kürsüde konuşuyor.
FETÖ'cülere bu vatanı dar edeceğini haykırıyor!
İhanetçi alçakların kökünü kazıyacağını haykırıyor!
Böyle millete, böyle lider yakışır!
Rabbim sen bizi milletimizden ayrı koyma!
Bizi bu asil, kahraman ve necip millete layık kıl!
O isimleri sayılan şehitlerimiz ve gazilerimiz olmamış olsaydı, imanla kükreyen bu cesur millet olmamış olsaydı, biz olmayacaktık dostlar, biz bugün kendi makamlarımızda olmayacaktık dostlar!
Canımızı da, makamımızı da, şerefimizi de bu aziz millete borçlu olduğumuzu unutmayalım.
Bize protokol adamı olmak değil, milletin adamı olmak yakışır vesselam.