Evvelki gün bir tv kanalına misafir olanı Prof. Dr. Mehmed Görmez Hoca kamuoyuyla fevkalade faydalı bilgiler paylaştı.
Hem FETÖ ile hem de 15 Temmuz gecesiyle ilgili.
FETÖ’nün gerçek yüzünüortaya koyan bilgiler verdi.
Hem bir akademisyen hem de eski Diyanet İşleri Başkanı olarak fevkalade önemli değerlendirmelerde bulundu.
***
Burkina Faso Müslümanlarının tespiti FETÖ’nün geçek yüzünü çok güzel açıklıyordu.
Demişler ki Görmez hocaya, ‘Bu cemaat biz hiç sevemedik ama bir sebepten dolayı katlandık!
Bunlar hiçbir fakir çocuğu okutmadılar, hep zenginlerle ve üst düzey bürokratların çocuklarıyla ilgilendiler.
Bunlarda hiçbir İslami vasıf görmedik.
Biz burada azınlık Müslümanlarız onlar hiçbir zaman bize yakın durmadılar, Hristiyanları daima bize tercih ettiler.’
Görmez hoca , ‘Peki niye katlandınız?’ diye sorunca da, ‘Çünkü Türkiye’den gelmişlerdi!’ cevabını vermişler.
***
Hocanın komünizmin dağılmasından sonra dini kimliğini arayan Müslümanların bu istismarcıların ya da Selefilerin (vehhabilerin) insafına terkedilmesi tespiti de çok ama çok önemliydi.
Rusya dağılınca ortaya çıkan 100 milyon civarındaki Müslümanlara yine Yugoslavya dağılınca ortaya çıkan 15-20 milyonluk kimliğini arayan Müslümanlara sahih İslam’ı anlatacak oluşumlar engellenmiş, buralarda FETÖ’nün ya da Selefilerin önü açılmış!
***
‘Bunlar olurken Diyanet neredeydi?’ diye yöneltilen soruya hocanın verdiği cevap da önemli bir tespit olarak tarihe geçmiştir.
Dedi ki Görmez Hoca, ‘Maalesef devlet diyanetin elini kolunu bağlamıştı! Bırakın oradaki Müslümanlara sahih İslam’ı anlatmayı Türkiye’deki 12 yaş altındaki Müslüman çocuklara bile camilerde dini anlatmak yasaklanmıştı!’
***
Tekkeler meselesine temas ederek ilimle buluşan tasavvufun intaç edeceği irfana gönderme yapması da önemliydi!
Bir gazetecinin ezoterik cemaatlarla ilgili Osmanlı’daki Meclis-iMeşayıh’ı hatırlatması üzerine hoca diyanetin böyle bir görevi ifa etmesi gerektiğini anlattı.
Hatta bu cemaatlerin kendi aralarında bir denetim mekanizması oluşturmaları hususunda yapılan çalışmalara da temas etti.
Hem tarikat ve cemaatler konusunda hem tekke ve zaviyeler konusunda olumlu adımların atılmasının önünde sadece yasal engel değil aynı zamanda anayasal engel bulunduğuna mevzunun nezaketi sebebiyle olsa gerek temas edilmedi.
Geçen hafta ben bu sütunda yazmıştım tekrar edeyim, anayasa’nın 174. maddesi orada durdukça bu sistemde ezoterik cemaatler çocuklarımızı çalmaya devam edeceklerdir!
Maalesef.